Hayat hiçbirimize yetmeden geçip gidiyor. Yetsin diye uğraşırken geçip gidiyor. Bu uğraş at gözlüğü takmışçasına bizi çoğu noktadan uzaklaştırıyor. Anlam çıkarabileceğimiz öyle enstantaneler yaşıyoruz ki oysa?

At gözlüğü takılı dedik ama yanlış. Çoğu şeyi görüyoruz. Ağır çekimde ve “mute tuşuna” basılmış şekilde izliyoruz. Bir dünya dönüyor içinde biz yokmuşuz gibi. Sessiz ve derinden hissediyoruz zamanı oysa atlılarla geçiyor; Onu, bunu, bizi çiğneyerek…

Geldi işte “On Bir Ayın Sultanı” Ramazan… Göz açıp kapayana kadar geçecek. Biz bu ayın nimetlerini değerlendirebilecek miyiz? Yoksa zorunlu hizmet gibi görüp aç, susuz mu kalacağız?

Anlamı bilmeden ya da gerçek değerinin oldukça altında heba ediyoruz birçok şeyi… Mübarek Ramazan Ayı’nda Oruç tutma sebebini insanlara sorsak bir çoğu yoksul insanları daha iyi anlayabilmek için yani sadece bir empati meselesinden ibaret olduğunu söyleyecekler…

Ben bilirkişi değilim lakin bu fikrin eksikliği gözüme çarpıyor.  Cevap yanlış değildir evet ama cevabı eksiltilmiş ve manası daraltılmış kalıyor. Yanlış anlamaya mahal vermek istemem yoksul insanlara empati duyabilmek adaletli bir insanın yapabileceği iştir benim demek istediğim gaye işin özünü kaçırmamaktır…

Nedir işin özü? İnsan hayatı boyunca birçok cephede savaşlar veriyor. Ama Yaradan (c.c.) bizim en büyük savaşımızın kendi irademizle (nefsimiz) olduğunu emrettiği her ibadetinde ispatlıyor… Kısaca bakalım…

·         Kelime-i Şahadet getirmek: “Mana görmeyen gözlere” göre en kolay ibadettir oysaki her şahadette yüreğin titremesi gerekir. Yüreği titretmek kolay mı peki?

·         Günde beş vakit namaz kılmak: Günün beş vakti Allah’a secde ederek insanlık değerimizi aşmamayı had bilmeyi öğrenmektir.

·         Zekât vermek: Bu ibadetinde özü sadece yardımlaşma gibi gözükse de mana sadece bu değildir. Senin yaşam amacını unutarak kazandığın gelirin bir bölümünü Allah uğruna feda etmektir.

·         Hacca gitmek: Yaşadığın tüm mücadeleyi, iyiliği, kötülüğü, sevdiklerini, sevmediklerini arkanda bırakıp sadece ibadet etmektir.

·         Oruç tutmak: Sağlığı elverişli insanların en temel ihtiyaçlarından Allah uğrunda vazgeçebilmesidir. Amaç sadece fakirliği anlamak olsa belli bir gelirin altındakilere farz olmazdı değil mi?

İşin özü işte. Kendi savaşımızı, oyunun kurallarını, detaylarını bilerek kazanabiliriz… Yaptığımız her fiilin manası vardır. Öğrenciyken sorardık öğrendiklerimiz hayatta nerede karşımıza çıkacak diye. Çünkü manasını öğrenemiyorduk. Şimdi her alanda manasız yaşayıp gidiyoruz işte…Allah’a(c.c.) emanet olun…

 

e-mail : [email protected]