Bir kısa kıssa var bugün size anlatacağımız...

Umarım hissemize düşeni alırız inşallah...
Birbirleriyle çok iyi arkadaş olan üç öküz vardı… 
Her zaman beraber dolaşırlardı… Hiç ayrılmazlardı…

Birbirlerini kollar ve gözetirlerdi…

Bir tehlike ile karşılaştıklarında omuz omuza verir, kendilerini korurlardı… 
Onlar böyle omuz omuza verdiğinde, kimse yanlarına yaklaşamazdı… Aslan bile!
İşte aslanın da en büyük derdi buydu... 
Ne zaman öküzlerden birine saldırmaya kalksa üçü bir olup aslanı kovarlardı…
Aslan, bu öküzleri birbirlerinden ayırmadan avlanmanın mümkün olmadığını anlamıştı...
Öyleyse, onları ayırmalıydı…

Ama bunu nasıl yapacaktı?
Uzun bir süre düşünen aslan, sonunda bir yol buldu... 
Ormanda öküzler hakkında söylenti çıkardı...
Güya öküzlerden biri demiş ki, "Aslında en güçlüleri benim. Bu ikisi korkak oldukları için yanımdan ayrılmıyorlar…"
Yine bir başka söylentiye göre, öküzlerden bir tanesi, diğer ikisi hakkında şöyle söylemiş: "Ben olmasam, bunlar otlayacak çayır bulamaz da gider ağaç kabuğu kemirirler..."
Bir başka söylentiye göre de öküzlerden bir tanesi, "Aslında içlerinde en akıllıları benim!" deyivermiş…
Böyle böyle bir sürü söylenti kulaktan kulağa yayıla yayıla öküzlerin kulağına kadar ulaştı… 
Ne olduysa da ondan sonra oldu… 
Bu üç arkadaş öküz, "Sen bunu söylemişsin", "Yok sen böyle demişsin", "Sen bunu nasıl söylersin?" kavgasına düşüp birbirlerinden ayrıldılar…
O kurnaz aslan da, öküzleri yalnız başlarına yakaladı ve tek tek yedi… 
...
Bu kısa kıssadan payımıza düşen pek çok uzun hisse ve dersler vardır… 
Bunu ferasetinize ve engin anlayışınıza havale ediyoruz...
Hepimiz biliriz böyle nice dostlukların bir hilebazın sözüyle ve ara yerde lâf taşımasıyla hak ile yeksan olduğunu... 
Değer miydi deriz ama iş işten geçmiştir…
Aslında fitneciler hiçbir devirde, hiçbir yerde boş durmazlar…
O zaman her söylenen söze kulak vermeyeceğiz…
Gidip birinci elden sorup soruşturacağız…
Onun hilesi var ise, bizim de Rabb'imiz var...
Dikkatli adım atmamızı öğütleyen yüce ve mukaddes bir kitabımız var…

Piyasada çok silik sözler geziyor…

Kimse demez ayranım ekşidir…

Aman mihenge vurmadan kalbinize almayın…
Dikkat edelim de bakır gibi sıradan sözleri altın diye bize yutturmasınlar…
Düşman hileyle ve fitneyle iş görür...
Siz siz olun, sözüne güvenilmez kimselerin propagandalarına ve fitnelerine yüz vermeyin…
Onca yıllık birlik ve beraberliğimizi üç buçuk soysuzun hatırına yıkmayalım...
Devir o devirdir… Günler o günlerdir…
Ahir zamanda zuhur eden deccalin en büyük kuvveti de burada saklı… 
Aslında kendisi zayıf olmasına rağmen kuvvetli bir propaganda ve hileyle iş görmektedir...
Hariçten gelen tehlike birlik ve beraberliğimize zarar vermesin…

.........0........

NEŞELİ ÖYKÜ

 

Şakacı battaniye

 

Merhum Mehmet Selahattin Şimşek’le olan hatıralarımız saymakla bitmez…

Unuttum zannettiklerim Rabb'imizin ilhamı ve ikramı ile hatırlatılıyor…

Çok şükür…

Kış mevsiminin başlarıydı sanırım.. 

Bir gün yine üzerinde uzun pardösüsüyle karşıdan görünmüştü…

Elinde de ince ve uzunca bir poşet taşıyordu... 

Meraklandım doğrusu...

Yaklaşınca, “Hayırdır, nedir o elindeki?" diye sordum…

“Elektrikli battaniye” dedi…

Önce kendine yakışan edayla bir "te.." çekti… 

Ardından, “Isıtacak diye beklerken meğer daha da soğutuyormuş” derken yüzünün aldığı o mütebessim hâl dün gibi hatırımdadır…

Soğutan elektrikli battaniyeyi de ilk kendisinden duymuş oldum böylece…

Rabbim rahmetiyle muamele eylesin…

.........0........


NÜKTELER


Termometre ısının derecesini gösterir ama ısıyı tarif edemez...
İnsandaki ene (ego) de, yaratıcının gücünü, kudretini ve sıfatlarını gösterir…

...

"Kalpler birbirini sevdi mi her şey güzel oluyor" dedi
Orta Camii’nin yanındaki ayakkabıcı  Şerafettin Amcamız
Hayırlı ömürler duasıyla inşallah...

...

"Ahlakı güzel olanın seveni de çok olur" diyor Hz. Ali'miz 
Ya Rab bu güzel ahlak ile ahlaklanmayı nasip eyle. Âmin.

...

Hacı Veyiszade Efendi, ahir ömründe şeker hastalığına yakalanmış. 
Azim bir tevekkülle:
"Şükür Rabb'imize hastalığın bile tatlısını verdi bize" dermiş…

...


Ölüm sadece ölenler için var sanırız…
En yakınımız ölür de hâlâ uyanmayız…

.........0........

 

İMANIN MEYVESİ

İman kalpte ve kafada, daimi bir manevî yasakçı bıraktığından
fena meyelanlar histen ve nefisten çıktıkça "yasaktır" der, tardeder, kaçırır…
Bediüzzaman 
...

KERVAN VE İNSAN
 

İnsan ömrü çok çabuk hızla geçip giden bir kervan gibi...
Hem de katar katar…
Kervanın harekete geçtiğini gören, bir gün bizim de bu kervana dahil olacağımızı hesaba katar…
...

DUA

Bu günün duası olsun inşaallah…
"Rabbim, Sensizlere Seni ver…"
Ömer Sevinçgül
...


HASTA VE DOKTOR

Hasta doktora tam olarak güvenirse; iyileşmesi için yüzde 40 oranında beyninde nörofizyolojik destek oluşuyormuş...
İnsan da Allah’a tam olarak inanırsa; tüm korkulardan emin olur…

...