Hikmet Cihan’ı müşterek dostlarımdan ve görevi sırasında verdiği hizmetlerden tanırım…
Bağ-Kur Bölge Müdürü olarak başarılı bir hizmet döneminden sonra emekli olmuştu…
Gerek devlet hizmeti sırasında ve gerekse insanî ilişkilerinde saygın bir kişi olarak sevilir, sayılır…
Emekli olup hayatın kendine ait bölümünde değerli eşi -ki benim ilkokuldan sınıf arkadaşım- rahmetli Hatice Ulusakarya ile huzurlu ve rahat bir yaşam düşlediği sırada eşinin kaybı, onu telafisi güç bir özlem yükü altına sokuverdi…
O duygusal yürekten boşalan harika bir şiirle çıktı bugün sosyal paylaşım hesabımda karşıma…
Sanırım her okuyuşta, gözyaşları dökülür didelerinden…
Önce bu harika dizeleri okuyalım…
Sonra seslenelim ona aynı dilden…
GERİ DÖN
Nerdesin canımın canı nerdesin,
Dönülmeyen yerde misin
Gel desem gelmez misin
Geri dön
Burak’a bin de gel
Anka’nın kanatlarında gel
Meleklere tutun da gel
Geri dön
Ruhum ayrılmasa da ruhundan
Gönlüm kanmıyor artık bundan
Geri dön
Katran gecelerimin
Mutluluk ışığı
Geri dön
Azrail mahcup
Kader pişman
Felek üzgün
Geri dön
Kaf dağı eğiliyor önünde
Yollar açık
Küheylanlar getirsin seni
Geri dön
Yoruldum taşımaktan ruhumun yükünü
Uzat ellerini tutuver ellerimden
Kurtulayım hicran cehenneminden
Geri dön
Gel gözlerinde cennet
Gel kamaşsın dünya
Gel taşsın şafaklar
Gel yıldızlar aksın saçlarından
Sevdam benim
Geri dön
Yıldızlar aksın saçlarından…
Böyle dökülmüş hasret dolu sözler dilinden anlaşılan, eğer kendisine aitse bu sözler Hikmet Cihan’ın Ona ve iki doktor evladına sabır; eşi Hatice Hanım’a ise yüce Mevla’dan rahmet diliyoruz…
DÜZELTME
Dün “Nuri Şahin’e geçmiş olsun” başlıklı bir yazımız olmuştu bu sütunlarda…
Ertesi gün Bizim Bahçe’nin tiryakileri her zaman olduğu gibi hatırlatarak, “Bahsettiğin o başarılı emniyet müdürünün soyadı Şahin değil, Şimşek olacaktı” deyince, şu sıralardaki yoğun temponun azizliğine uğramanın sıkıntısı düştü içime…
Düzeltelim istedim, uyarıda bulunan dostlara ve Nuri Şimşek’e Bizim Bahçe’den “siyah güller” göndererek…