Kabristan…

Ne varsa düne ve dünyaya ait olan bir anda değerini yitiriyor orada her şey...

Sadece Allah için yapılan ve yaşanan bir hayat kalıyor geriye...

Söylemesi kolay ama yaşanması zor olan...

İçinizi bir hafiflik sarıyor, lüzumsuz peşinden koştuğunuz ve tutamadığınız her şey burada anlamını yitiriyor, kalbinizle yani kendinizle baş başa kalıyorsunuz...

Ölümü, sadece vefatlarda anmak değil… Biraz da böyle düşünelim…

Kabristana başkaları için değil, bir gün de kendimizi ziyaret için gidelim…

Kıyamete kadar orada kalacağımız toprağımıza bir de o gözle gidip bakalım…

Bakalım neler duyacağız, ne kadar duracağız, ne kadar kalacağız...

Ölümün hakikatiyle yüzleşmek için o cesareti kendimizde bulabilecek miyiz?

Şu bir gerçek, az ya da çok elimiz boş dönmeyeceğimiz kesin...

...

Ders almak için gidene çok dersler var kabristanlarda, çok ibretler var…

Bizim birbirimizi kırıp geçirdiğimiz şeyler için, şimdi vefat etmiş olanlar orada hesap veriyorlar…

Dışı sakin görünse de, içi hiç de öyle değil...

Şairin dediği gibi:

"Dışı sükûn ile zahir

Derunu mahşer…"

Sözün bittiği yer vefat edenlerin hâl diliyle ders verdiği yer işte burası…

Kabristan…

...

Bir yere giderken oraya mahsus şeyler alırız yanımıza, burada dünyanın malı mülkü geçmez...

Burada ancak buraya mahsus olan şeyler, yani ameller geçerlidir…

Yaşayanlara son çağrıdır her ölüm ve her ölen…

"Ben öldüm sen ölmeyecek misin?" der, mezarlarda yatanlar...

Gözünüzü yaşarken dört açın, buraya göre hazırlık yapın…

Buradan başlayacak yolculuğunuz ebedi âleme doğru… Buradan geçip gideceksiniz o diyara…

Ona göre hazırlanın diyor… Bize ders veriyor her vefat eden ve kabristan…

Dersimiz aldıysak hayatımızda da, vefatımızda da faydasını görürüz inşaallah…

...

Ruhumuzun ebedî yaşama arzusuna cevap burada… Kabristanlarda yatıyor...

Bunca insan çürümedi, yok olmadı…

Sadece yer ve vatan değiştirdi…

Beden elbisesini bıraktı… Ruhen yaşıyor, ölmedi…

Buradan geçti ebedî bir diyara...

Kazandıkları ne varsa, uğruna bir ömür çalıştıkları ne varsa, şimdi hepsi geride kaldı…

Onlar üzerinden, her ne kazandıysa hepsi, yanında onu alarak göçüp gittiler...

Burası hayatın aynası…

Kabristan boy aynası…

Bakalım ne göreceğiz…

Bakalım da son nefese bırakmayalım onu da…

Rabbim her vefat eden ile yaşayan bizlere bir fırsat daha verir...

Bu fırsatı değerlendirenlere ne mutlu…

Kabristan diyor ki…

Eli boş, kalbi boş gelmeyin diyor buraya...

Çok da kalmayacaksınız bilesiniz, er ya da geç geleceksiniz diyor buraya…

Dostlarımızın, yakınlarımızın vefat ederken kapanan gözleri, bizim baş ve kalp gözlerimizi açıyorsa ne mutlu…

Birileri ölürken, biz diriliyorsak…

Bizim gözümüz açılıyor, biz uyanıyorsak ne mutlu…

Yarab gözlerimizi gafletten uyandır…

Yeniden hayata yeni bir sayfa açarak başlamayı nasip eyle... Âmin…

Esselatü vesselam aleyke Ya Rasulallah...

SEÇME DÜŞÜNCELER

“BU İŞLER BÖYLE YÜRÜR” YANLIŞI

Rasûlullah (sallallahu aleyhi vessellem) buyurdular:

“Allah Teâlâ müttakî, gönlü zengin, kendi hâlinde, işiyle ve ibadetiyle meşgul olan kulunu sever…” (Müslim, Zühd, 11)

Gayr-i ahlâkî reklâmlar, iş hayatında câzibeleriyle müşteri çekecek sekreterler, bugünkü ticâri hayatta en çok göze çarpan yanlışlardan bâzıları…

Bu gibi faaliyetlerde kazanç hırsıyla dünya menfaati âhiret endişelerinin önüne geçmiş olduğundan, nefis; “Bu zamanda bu işler böyle yürür!” diye içi boş mazeretler üreterek işin haram tarafını göz ardı ettiriyor…

Hâlbuki hiçbir yanlış adımın, doğru bir mazeret ve niyeti olamaz…

Hele “Ben ileride daha çok hayır yapmak için kazanıyorum” diyerek haram-helâl ölçülerini çiğnemek, en hayırsız bir yöneliş ve nefsin aldatmacasıdır...

Toplumların ve sistemlerin, büyük sermayeler tarafından şekillendirilmesine dayanan kapitalist zihniyetin, hiçbir mânevî tarafı yoktur…

Bilâkis o, nefsâniyeti palazlandırdığı için, mâneviyâtı zaafa uğratan bir sistemdir…

Zira bu sistem, vicdan sorumluluğu telkin etmez, bilâkis gözyaşı ve merhameti unutturur…

İsraf ekonomisine yönelik ticaretten kendimizi muhafaza etmeliyiz…

Çünkü israf, konfor ve lüksün artması, toplumu perişan etmektedir…

(Osman Nuri Topbaş, Müslümanın Para ile İmtihanı, Erkam yay.)

SECDE VE TOHUM

Secdeyi sıradan bir şey sanmayın sakın

Secdeden sonra kıyam vardır

Toprağa atılan tohumlar da secdeye varmışlardır

Ağaç olduklarında ise, kıyama durmuşlardır

AŞK DİYE DİYE

Sen aşkı ne sandın a çocuk;

Aşkına yaratıldı bu kâinat Onun (aleyhissalatü vesselam).

Kısa Öykü

MUTLU NİNE

Genç bayan:

"Bize bir hatıra anlatır mısınız rahmetli eşinizden?"

Yaşlı nine düşündü biraz, buğulanan gözlerini sildi.

"Çok neşeli biriydi eşim. Her gün mutlaka bir muziplik yapardı."

"Aklınıza gelen var mı?"

"Gelen değil de hiç çıkmayanı var yavrum. Rahmetli Beyim her sabah cama vurur, bizim bahçeden topladığı bir demeti uzatırdı ve 'Buyrun hanım' derdi."

"Neydi o uzattıkları? Çiçek miydi?"

"Yok be yavrum. Bizim bahçede çiçek ne gezer. Çiçek değildi ottu yavrum, ottu. Amma sen onu bir de bana sor. Gönül gözüm o otu bile, hep çiçek diye görürdü. O toplamış ya, güzel derdim…"

GONG

"Hacca yazılmak için ne yapmam gerekir?"

"Önce kaydını niyeten Allah'a yaptıracaksın."

BİR ŞİİR

Gök masmavi bu sabah,

Güzel şeyler düşünelim diye.

Yemyeşil oluvermiş ağaçlar,

Bulutlara hayretinden.

-Cahit Sıtkı Tarancı

PERDE ARKASI

Olgun bir mümin kâinattaki dehşet verici olayların arkasındaki güler yüzü görür, onlar ile ünsiyet ve kardeşlik peyda eder.

İman nuruyla görür ki, hepsi aynı Zât'ın mahlûkudur. Onun emriyle hareket ederler, Onun izni olmadan zerre tecavüz edemezler.

MÜJDE VE İKAZ

"Kişi sevdiği ile beraberdir" buyuruluyor.

Müjde kadar, aynı zamanda ikaz da var bu sözde;

Kimi sevdiğimize, dikkat edelim diye.

DUA

En uzun gün Allah için yaşadığınız bir gündür.

O gün bu gün olabilir.

Ya Rabbi;

Yollarımıza çiçekler ser.

Rahmetini üzerimize ger.

Bize iman selâmeti ve afiyet ver.

Esselatü vesselam aleyke ya Rasulallah.

RAHMET DUASI

30 yılık samimi dostum ve kardeşim Zafer Dergimizin Yazı İşleri Müdürü Suat Ünsal'ın babası Fikret amcamızı pazar günü ahirete yolcu ettik.

Cenab-ı Hak mekânını cennet eylesin inşaallah.

Fikret amcamız kendi halinde biriydi.

Zorluklara katlanmış ama Hakkın safında her daim Hakkı'n safında kıyama durmuş baba dostumuz güzel bir insandı…

Mevla rahmet eyleye…

Onun ve cümle vefat etmişlerimizin ruhu için 3 ihlas 1 Fatiha okuyalım lütfen...