Refah Partisi döneminde tanıdım, Adapazarı Belediye Meclisi Üyesi Hayrettin Hacıbektaşoğlu’nu…

Net bir adamdır…

Sözü özü birdir.

Düşündüğünü çekinmeden söyler…

Doğru olduğuna inandığı her görüşe saygı duyar ve savunur, sonuna kadar…

Partisiyle kan uyuşmazlığı yaşadığını bilirim…

Buna rağmen kendisini oraya taşıyan iradeye, dolayısıyla seçmenine olan saygısı, yer yer ve dahi zaman zaman da olsa katılmadığı konulara sabretmesine yol açtı…

Son meclis toplantısında sabır taşı çatlamış olmalı ki sert söylemlerle MHP’den istifa etti, sürpriz bir şekilde…

Sadece partisinden istifa eden Oflu, Meclis üyeliği görevine bağımsız olarak devam edecek…

Parti grubuyla ters düşen bu anlayışın taşınamaz hale gelmesiyle bu yola başvuran Hayrettin Hacıbektaşoğlu, dilerim öfkeyle kalkıp zararla oturmasın…

Zira onun gibi üyelere Adapazarı Belediye Meclisi’nin ihtiyacı var…

O da nitekim böyle düşünmüş olacak ki mecliste bağımsız olarak göreve devam edeceğini dile getirmiş…

Herhangi bir partiye girip girmeyeceği, sanırım bundan sonraki toplantılarda takip edilen yol ve yönteme göre kesinlik kazanacak…

Aksi halde bağımsız olarak tek kişilik bir grup oluşturacak ve doğru bildiğini söylemeye devam edecek...

Bu duygularla sözünü dudaktan, gözünü budaktan sakınmayan Hayrettin Hacıbektaşoğlu’na Bizim Bahçe’den “Menekşeler” gönderelim istedik…

ABDULLAH HOCA VEFAT ETTİ!

Gazetemizin kurucusu ve sahibi, babamız rahmetli Hasan Uyar’ın kadim dostu ve gazetecilikte vazgeçemediği bir yol arkadaşı idi Abdullah Çelik…

Benimle pek yıldızı barışmazdı…

Buna rağmen aramızda hiç kırgınlık olmadı…

Kan vererek sıhhat bulduğu hayatta, elinden uğruna bir ömür verdiği Yeni Sakarya Gazetesi hiç düşmedi…

Ne zaman rahmetli Hasan Uyar’a yönelik bir şey söylense gözleri dolar, konuşmakta zorlanırdı…

ÇEK İşhanı’ndaki odası Sakarya’nın arşivi gibiydi…

Çalıştığı gazetelerin okuyucu bulması adına gayret gösterir, bunu yaparken hiçbir karşılık beklemez ve dahi yorulmazdı…

Oğlu Özgür Çelik için, eski unutulmaz belediye başkanlarımızdan rahmetli Ünal Ozan ile birlikte İstanbul’a kız istemeye gittiğimizi hatırladım, vefat haberini alınca…

O gün bugün bir başka gazetede de yazsa da yer yer eski günlerden kalma sohbetlerde bulunur, defalarca anlattığı hatıralarını dinlerdik…

O, gazeteci doğup gazeteci olarak ölmesini bilen bir eğitimci olarak göçüp gitti aramızdan…

Geride, özenle biriktirdiği geniş bir gazete arşivi kaldı…

Ona rahmet, kederli aile efradına, basın camiasına ve çocuklarına acılarını paylaşır sabır ve başsağlığı diliyoruz…