Sevgili okurlar, Türkiye’den ve Sakarya’dan gelen haberler can burkuyor, içimizi kanatıyor..
Özellikle trafik kazaları bitmek bilmiyor. Eğitimsizliğin neden olduğu kazalarda hem can, hem mal kaybı hepimizi düşündürmeli.
Tecavüze uğrayan öğrencinin kardeşlerinin okulda dışlanması kabul edilecek gibi bir durum değil. Konuya Sakarya Valiliği’nin el koyması yerinde oldu. Ancak yeterli değil. Konu takip edilmeli ve minik yürekler ve ailesi güvence altına alınmalıdır.
Sakarya’nın bu haber ile gündeme gelmesi hoş olmadı. Daha öncede bir tecavüz davası ile gündeme gelen Sakarya, bir öğretmenin 14 yaşındaki öğrencisini kaçırması ile çalkalanmıştı.
Ne günler yarabbi! Ne günler!
Cahil desen, cahil değiller, akıllı desen akıl nerede?
Toplumsal dengenin ala-bora olduğu günleri yaşıyoruz.
* * *
Toplumsal denge deyince, aklım 8 polisimizin ardından 10 civan askerimizin hain bir pusuda şahadeti aklıma geldi.
Geçen hafta bir Sakaryalı askerimiz ile yaptığım yolculuğu anlatmıştım.
Gözleri çakmak, çakmak, düşünceli ve kaygılı olan bu askerimizin endişelerini şimdi daha iyi anlıyorum. İçimize bir değil, binlerce hain sızmış!
Bu pusuda, bu hain saldırı da mutlaka gambazlama (ihbar)var! Askerlerin geçiş güzergahını, terör örgütlerine peşkeş çeken bir zihniyet var!
Bu nedenle bu konvoyların geçiş yolları sır gibi saklanmalı. Yol emniyeti sağlanmalı. Öncü güçler, yol güveliğini sağladıktan sonra yola çıkılmalı..Bu millet vatan evlatlarını emanet ettiği yetkililer, görevliler sorumluluklarını bilmelidir.
Bakansa, bakan, vali ise ile vali, kaymakamsa kaymakam, muhtarsa, muhtar..Herkes üstlendiği görevin hakkını vermelidir. Bu olay bir AB ülkesinde olsa idi, yetkililer derhal istifa ederdi..Bu olay Japonya’da olsa idi,yetkili mutlaka harakiri yapardı.
Bu ne sorumsuzluktur?
Bu ne vurdumduymazlıktır?
Bu ne aymazlıktır?
10 vatan evladını kaybettik, 70’e yakın yaralı var! Ülkede sorumluların gıkı çıkmıyor!
Hani siyasi iradenize ne oldu?
* * *
Sevgili okurlar,
Sakarya Turizm Platformu Derneği projesi ile 11 Sakaryalı yüksek okul öğrencisi Belçika’ya geldi. Onlara Brüksel’i, Avrupa Birliği’ni, Belçika’yı, Belçika’da yaşayan Türkleri anlatarak, mesleki alanda kurslara katılmasını sağladık.
Bu işin öncesi Dernek Başkanı İhsan Mahmutoğulları. Sakarya’dan başka gruplarda Brüksel’e geliyor. Zor ve pahalı bu projelerde başarı elde etmek için elbette partner seçimi çok önemli. Öğrencilerin kalacağı yer, yemekleri, kurs alanları, bilgilendirilmeleri en üst seviyede olması gerekiyor.
Özellikle Sakarya Üniversitesi ile bazı mesleki gruplar ve belediyelerin gönderdiği gruplarda yer alanları Brüksel sokaklarında dolaşırken görüyoruz. Siyasi çıkarlar, ahbap-çavuş ilişkileri ve biadizm kardeşliği altında gerçekleştirilen projelerden verim elde etmek mümkün değildir.
Farklı bir soygunun ayak seslerini duyuyorum. Öğrencileri alet edenler var!. Para kazanmak adına proje üretenler var! Bu işin Ankara’da, Brüksel’de, başka AB kentlerinde de işbirlikçileri var. Bu soyguna, bu talana dur denmelidir.
Kimse öğrencileri, kendi çıkarlarına alet etmemelidir!
Bu projenin içinde yer alınca, konuyu daha iyi anladım, kavradım.
Başta Sakarya Valiliği, Sakarya Üniversitesi ve diğer kurumlar, yurt dışına çıkacakların bütçesini iyi denetlemelidirler. Bu konuda Ankara’da proje dağıtanlarda işi ciddiye almalıdırlar.
Öğrencileri kime emanet ediyorsunuz? Nerede yatıyorlar? Nerede yemek yiyorlar? Parası biten ve zor durumda kalan öğrencilere yardım ediyoruz. Ama herkese, her öğrenciye yardım etme imkanımız yok!. Brüksel’de bir iki resim çektirmek işi halletmiyor!.
Lütfen titizlik gösteriniz!
* * *
Demokrasi herkes içindir. Hukukta öyle!
Sevgili okurlar, Türkiye bir yandan terör haberleri ile gündeme gelirken, bir yandan da hukuku ile gündem yaratıyor.
Son ‘ Balyoz Davası’nda çıkan ilk karar Türkiye’yi çok gerdi. Aydınların farklı yorumlarını anlıyoruz ta, avukatların, hukukçuların farklı yorumları ne anlama geliyor?
Türkiye’de neyin kavgası veriliyor?
Türkiye hala 1960 yılından ders almadı mı?
Türkiye hala 1980’den dersini almadı mı?
Tamam hep askerler mi suçlu?
Arkasına siyasi iradeyi alıp yanlış yapanlar ne olacak? Sadece sandık başına gitmek yetmiyor! Sandık başına gitsek bile istediğimizi seçebiliyoruz mu? İstediğimizi seçip iktidara getirebiliyoruz mu? Demokrasi dediğimiz şey, liderin iki dudağı arasında gizli olan söz mü?
Türkiye ‘ demokrasi’ adına, ‘ arkadaki irade’ adına kendi evlatlarını yemeden vazgeçmelidir!
Gün birliktelik yapma günüdür! Gün, teröre karşı birlikte yürüme günüdür!
Şehitlerimizi toprağa verirken, iyi ya da kötü bu vatana, bu bayrağa, bu millete hizmet edenleri de demir parmaklıklar arkasına gömmeyelim!
Türkiye bölgesinde güçlü olmak zorundadır..Türkiye kendi evlatlarını yiyerek güçlü olamaz! Bu şekilde ‘demokrasi’de tesis edilemez!
Maalesef Türkiye’de hukuki karalar, halkı da ikiye böldü! İşte bu noktada siyasi iradenin, adil, uzlaşıcı, kucaklayıcı bir politika izlemesi gerekir.
‘ Ben yaptım oldu-bitti’ diyenlerin sonu hep kötü oldu.
Unutulmasın ki, fırtına eken, fırtına biçer!
Görünen o ki, Türkiye geçmişten dersini almamış görünüyor!
İnşallah farkına varanlar olur!