Vaktiyle tek gözü kör bir adam bir tarla almış, geçmiş karşısına seslenmiş:

“Ey tarla! Sen benim malımsın artık, seni şöyle ekeceğim, söyle biçeceğim, şöyle süreceğim” diye saymış da saymış!
Sonra tarladan bir ses gelmiş:
“Ey  ahmak adam! Senin gibi karşıma gelip ahkâm kesen tek gözlüleri saysam binlerce eder. Çift gözlüleri sen hesap et..”
Bu anlatılan kenarda dursun, yazının sonunda bir daha hatırlarız…
FETÖ’nün 15 Temmuz planının en büyük ayağından bir tanesini din projesi oluşturuyordu…

Yıllar öncesinden “diyalog, sevgi dini” gibi projelerle bizi uyuttuğunu itiraf etmek lazım…

Sözde yeni kafalara göre zamana uydurulmuş, herkesi kucaklayacak, içinde Siyonizm’in, Vatikan’ın ortaklığının olduğu bol haşhaşlı, uyutucu, efsunlu, rüyalı bir proje…

Biraz kapitalist, biraz materyalist, biraz Budist, biraz keyfilik katılmış, karışık, yeni bir Tanrıcılık dini…

Bu dinin önünde en büyük tehlikeli olarak gördükleri ise cemaatler, tarikatlar, ehli sünnet hocalar ve sünnet-i seniyye âşıkları âlimlerdi…

O yüzden hepsinin içine sızıp değerlerini düşürmek ve müntesiplerinin kafasını karıştırmak için yıllarca türlü türlü şantajlar, oyunlar, tuzaklar kurdular…

Zihinlere, “Bunlar artık eskidi, yenileri lazım” mesajı verildi…

Onlara göre kendileri hariç herkes ya mut’acı, ya paracı, ya gevşek, ya yobaz ya da katı idi…

Böyledin olmayacağı ve kendileri de çok hoşgörülü olduğu için yeni bir dine ihtiyaç vardı…

Ve güya en hoşgörülüsü, yenidünya düzenine adanmışları da kendileriydi…

Önden giden eşeklerle, rüyalarla yıkandık, yağlandık, böylece acayip bir imha planı süregeldi ve çok şükür 15 Temmuz sabahı nihayete erdi…

Bu dini kurmak için elbette önce eski kalıntıları kaldırmak gerekti, bunu yaparken de tarikatların zaaflarından yararlandılar…

“Modern çağda olurmu böyle hurafeler, deveye mi binilir bu zamanda, okuma üflemeyle olmaz bu işler” gibi argümanlarla işe koyuldular…

Hâsılı, hocaların sünneti olduğu gibi aktarmalarını tevil edip dalga geçmek için Şia beslemelerini kullandılar, sözde hocaları piyasaya çıkardılar…

Yakın zamanda (Işıklar içinde yatsın) birini gönderdik ahirete…

Malum şahsın “Nur” ile arası iyi olmadığı için “Aydınlıklar” içinde yatsın diyoruz kendisine…

Bu ve bunun gibi hoca görünümlü ifsat komitesinin hiçbiri ile alakalı FETÖ’nün bir reddiyesini görmediniz…

Çünkü bunlar FETÖ’nün taşeronlarıydı…

Onlara, “Siz önden bu dinin cılkını çıkarın, arkadan biz yenisini hazırlıyoruz” emri verilmiştir…

Bu işin kolay olamayacağının kendi davasına ihanet ederken farkına varan FETÖ, kellelerin gitmesi gerektiğinide anlamış oldu…

Yeni dini gibi, yeni tanrısı da onun gibi söndü gitti…

Şimdi görüyorum da bazı cahiller olan bitenden habersiz FETÖ’nün taşeronluğunu yapmaya devam ediyor…

Ehli sünnet âlimlerin eserlerini sözde tevil edip, “Böyle din mi olur, bu şirktir, bu hurafedir” damgası vurarak eserleri de alimleride gözden düşürmeye çabalıyorlar…

Bizim buralarda da var birkaç kelaynak!

Ömründe bir dikili ağacı olmayan, her şeyin farklısını yapacağım derken sünneti, Kur’an’ı, Peygamberi, sonra da Yaratıcıyıkendilerine göre farklılaştırmaya çalışan zavallılar bunlar…

Özellikle Said Nursi ile uğraşan ahmaklar var ki bunu FETÖ bile başaramamış, sizin ilminiz yetmez demek geliyor içimden…

Ama bana düşmez diye sahibine bırakıyorum…

Yahu sizin gibi tek gözlüler nice yıllar geldi geçti, hiçbirinin tozu kalmadı!

Siz kime hizmet ettiğinizi sanırsınız?

Başka eserlerin orasını burasını tevil edip rezil olacağınıza, iki kelimeyi bir araya getirinde yıkarak değil, yaparak gönüllere girin…

Size derim ki, boş yere tarla başında havlamayın, içine girin, bakın ne var ne yok; bakın bu millettin kalbini niye kazanmış bu eserler…

Yok, hala anlamıyorsanız, anladığınız dilden anlatalım:

En’am­-56: Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın…

Hâsılı Allah her şey kitapta var diyor; ama yazılı, ama yazısız…

Bu demektir ki senden ve senin gibilerden de bahsediyor…

Senin hocalığı onu bulmaya yetmiyorsa, Said Nursi ne etsin!