Yıllardır ağızlara sakız edilmiş meselelerden biri de budur.   ''Erkekler ile kadınların eşitliği'' komedisi!

            Görülebilir,ölçülebilir, gayet açık ve somut bir konu olmasına rağmen,aksi yutturulmaya çalışılmış ve hep uyutulmuşuzdur. Gün gibi, güneş gibi açık olan bir konuda bile dezenfermasyon yapılabiliyor, kafalar karıştırılabiliyor ve insanlar farklı istikametlere yönlendirilebiliyorlar. Siyahı beyaz, beyazı siyah göstermek gibi bir şey bu! Kapitalizmin müdafileri, işlerine gelse ve neticesinden karlı çıkacaklarını, hedeflerine hizmet edeceğini anlasalar, bunu bile tartışır,tartıştırır,inanınız, siyahı bile beyaz gösterebilir,yanıltabilir, inandırdıkları insanlar bile bulabilirler!

           Zira biz, millet olarak bağımsız düşünme, aklımızı mustakilen kullanma ve tek başımıza karar verme yetisinden önemli ölçüde mahrumuz. Ya da mahrum insanlarımız çoktur. Birileri düşünecek, partimiz, cemaatimiz, şeyhimiz, hocamız, tarikatımız, mezhebimiz veya önder kabul ettiklerimiz düşünüp söyleyecek, biz de arkasına takılıp, gideceğiz.

            Bir kere erkeklerle kadınlar asla ve kata eşit değildir. Bırakınız erkeklerin kadınlarla eşit olmasını, erkekler ve kadınlar bile kendi aralarında, kendi hemcinsleriyle bile eşit değildirler. 

            Boyu uzun ya da kısa olan, şişman veya zayıf, çok zeki veya orta zeki, çok kabiliyetli veya az kabiliyetli, kuvvetli veya güçsüz,tahsilli tahsilsiz, çok güzel veya az güzel, engelli engelsiz, beyaz esmer ve benzeri bir çok farklılığı/eşitsizliği kadınlar ve erkekler arasında görmek için etrafımıza bakmamız yeter.Fiziki durumlarından tutunda, sosyal ve kültürel durumlarına, boyuna postuna, el ve ayağına kadar bütün insanların farklı olduğunu, eşit olmadığını görmememiz için kör olmamız gerekir! Sadece kadın ve erkekler arasında ya da kendi aralarında değil, tüm canlı ve cansız varlıklarda bu böyledir. Eşit olmaları mümkün olmadığı gibi, fıtrata, dengeye ve mutlak nizama aykırıdır.

          Kainatta her şeyin yeri belli ve ayrıdır.

          Hiç şüphesiz kadının da, erkeğin de yeri ayrı, vazife ve sorumlulukları, fiziki ve sosyal statüleri farklıdır. Kadın ''anne,'' erkek ise ''baba'' dır. Bir kere burada büyük farklılık ve eşitsizlik ortaya çıkmaktadır. Ana ve baba olmanın fiziki ve fiili durumu, vazife ve sorumlulukları, işlev ve konumu birbirinden çok farklı, apayrı bir nitelik içindedir.

         Fiziki durumları bile ayrı apayrıdır.Allah erkeği sakallı, kadını ise sakalsız yaratmıştır.Biri erkek biri dişidir.Sadece burada bile farklılık, eşitsizlik bariz olarak görünmektedir. Bunun gibi, kadınların hassasiyetleri, duyguları,gücü ve kuvveti, öncelikleri, merhamet ve hasletleri erkeklerden ayrı ve farklıdır.Erkek kadına göre çok daha güçlü ve kuvvetlidir. Erkeklerin beyni bile % 10 daha büyüktür. Ama kadınların da sinir hücreleri daha fazladır.Her alanda olduğu gibi,burada bile bir eşitsizlik sözkonusudur.Bütün bu farklılıklar elbette sosyal sıtatülerinde, hak ve hukuklarında da eşitsizlik ve farklılık doğuracaktır.

          Evet. Kadın, kadın olarak yaratılmış, erkekler ile aynı/eşit olmayan farklı fonksiyonlara, rol ve ve vazifelere havi kılınmıştır. Tıpkı diğer canlılarda ki farklılık ve eşitsizlik gibi. Çınar ağacı ile muz ağacı bile çok farklı ve eşit değildir. Koyun ile keçi, inek ile tavuk, tavuk ile horoz da olduğu gibi.

           Eşit olsaydı, bir diğerine zaten gerek kalmazdı. Tek cins, hemcins ve her yönüyle mutlak eşitlik olur,denge bozulur, kainat olmazdı.

          Olması gereken, esas olan da; ''EŞİTLİK'' değil, ''ADALET'' dir. Canlı cansız tüm varlıklarda olduğu gibi, erkek ve kadınlar arasında da EŞİTLİK değil, ADALET vardır. Farklılık ve eşitsizlik içinde ''ADALET.''

         Adalet; eşit olmaktan çok daha mühim, elzem ve olması gerekendir.

         Sözkonusu eşitsişizlik; birbirine üstünlük taslama, hakkını gasbetme anlamında bir eşitsizlik asla değildir. Yaratılıştan gelen ve tabii düzen ve denge için olması gereken bir eşitsizlik ve farklılıktır. Herkes kendi farklılığı çerçevesinde kendi yerini, vazife ve sorumluluğunu bilecek, orada duracak, birbirlerinin alanına, yetki ve vazifelerine, sorumluluklarına tecavüz etmeyecek ve birbirleri arasında ''adalet'' esas olacak, adaletle hükmedilecektir. Diğer canlılarda, bitki ve hayvanlarda da olduğu gibi.Hiç şüphesiz, fiziki durumları gereği erkekler kadınlardan üstündür ve onun için aile reisliği erkeğe, babaya verilmiştir. Fiili durum ve olması gereken de budur. Kadınlar ise; ''Cennet annelerin ayakları altındadır'' buyruğunda yerini bulmaktadır!

         Eşitlik iddasındaki amaç; eşitlik değil, kadına kolay ulaşmak,pazara sermek, kadın üzerinden aileyi ve toplumu ifsad etmek, İslam'ın kadına koyduğu helal sınırlarını '' eşitlik ve kadın hakları'' maskesiyle aşıp yıkmak, AİLEYİ ÇİFT BAŞLI HALE GETİRMEK ve  Batı da olduğu gibi aileyi tarumar etmektir. Yani emperyalist, kapitalist ve siyonist bir pırojedir.