Bir garip AKSAKAL, kendi kendine sessizce mırıldanmış:
- Kim, hangi becerikli âdemoğlu, gelirse gelsin... Hiç biri mevtayı (ölüyü) diriltemez...
Geçtiğimiz günlerde sakalını kesen bir AKSAKAL şöyle demiş:
- ‘Yanlış yapmayın’ diye defalarca uyarmıştım, ama sakalımı kestiğim için inanmadılar. İşte olacağı oldu...
Hesap işlerinden pek anlamayan bir AKSAKAL şöyle demiş:
- Herkesin bir hesabı var da O'nun hesabını bilen yok. En doğru ve şaşmaz hesap O'nundur. Bir de hesap bilenler bunu bilseler ah...
Muhaliflere muhalif bir AKSAKAL demiş ki:
- Adam hasta! İllâ muhalefet edecek ya... 'Allah bir' desen, anında muhalefet: Hayır 2. Allah'ım akıl fikir ve izan ver şu garip mahlûklara...
Sosyoloji de okumuş bir AKSAKAL seçimlerle ilgili olarak diyor ki:
- Politikalar üzerinden değil de, TEK KİŞİ ÜZERİNE YAPILAN SİYASİ SALDIRI VE HÜCUMLAR, millette karşılık bulmuyor ve milletin bunlara tepkisi çok sert oluyor!
Bilmediği halde ‘çokbilmiş’ havası veren bir AKSAKAL şöyle demiş:
- Düşmanlarınızla düşmanlığa devam edebilirisiniz. Ancak dostlarınızla, siyasi görüş ayrılığı yüzünden, düşman da olabilirsiniz. O yüzden onları çok fazla, aşırı ölçüde sevmeyin, makul olun ve olan olunca da razı olun!
Beyni var mı yok mu belli olmayan bir AKSAKAL, bazı insanları kastederek şöyle demiş:
- Bazı insanlar vardır ki beyinsiz değildirler, ancak beyinleri başkaları tarafından ele geçirilmiştir. Beyinleri alınanların bu durumdan haberleri bile yoktur. Beyinlerinin kendilerinde olduğunu sanırlar.
Zaman zaman deli düşünceleri olan bir AKSAKAL bir ara şöyle demiş:
- Ülkemde garip bazı insanlar vardır ki, daha çok ayrıntıya kafa takarlar. Gerekçe olarak da Şeytan’ı ayrıntıda ararlar. Onlar bunlarla uğraşırken, meselâ ‘bir çuvalın ağzındaki ip zayi olmasın’, diye gayret sarfederler, ama alttan çuvalın içi boşalmaktadır, zavallılar onun farkında bile olmazlar!
Ne dediğinin farkında olmayan meczup bir AKSAKAL, kendi kendine mırıldanmış:
- Önce kâfirlerin sözlerine inanmak (!) gerek. Müslümanlar zaten Müslüman... Onların önemi yok. Ne varsa kâfirlerde var... Hayırlısıyla bir de kâfir (!) olabilsek var ya... Sırtımız yere gelmez evelAllah... ‘Cennet –Mennet’ uğruna uğraşmaz, bu dünyada saltanat süreriz...
Güngörmüş, ununu elemiş, eleğini duvara asmış, dünyadan alması gerekenleri almış bir garip AKSAKAL, bu akşamki seçim sonuçlarından sonra çok acil bir çağrı yapmış:
- Derhal, şimdi, hiç vakit kaybetmeden, erken seçim olsun. Meclis kararı bile olmadan... Eğer böyle yapılırsa muhalefet denen hiç bir ‘organizma’ ortada kalmayacak ve 550 VEKİLLİK tam bir DİKTATÖRLÜK kurulacaktır! HADİ İŞ BAŞINA!
Yörük bir AKSAKAL, 1 Kasım seçimi sonuçlarına bakarak şöyle mırıldanmış:
- Neymiş efendim? Kahramanmaraş’ın Püren Yaylası'ndaki bir Yörük Çoban'ın oyu, İstanbul Etiler'deki bir elitin ve Ankara Cankaya’daki sosyetenin oyu ile bir olmazmış... Öyle mi? İşte o çoban (Yörük Efe) adama böyle yapar! Bu sonuç size ders olsun! Hiç kimseyi küçümsemeyin! Bu tavsiye de size AKSAKAL'dan bir hediye olsun ve koruyun, kaybetmeyin. İleride de gerekebilir.
Hâsıl-ı Kelam:
Bu damlalar damlaya GÖL olurlar mı ki?