Dolmuşlar, kafeler, berberler, kıraathaneler toplum nabzının attığını gösterir hararetli tartışmaların yaşandığı mekanlar olarak bilinir…
Böyle olduğuna şahit olduğum bir konuşma geçti tıraş olurken berberde…
Kulak misafiri oldum ister istemez…
Konuşulanlar AK Parti hükümetiyle ilgiliydi…
Konunun bağlanışını yazının sonuna bırakarak ülkenin içinde bulunduğu kritik süreçten söz edelim istedim önce…
Güney doğuda yürütülen ve toplumun enerji ve sinerjisini emen azgınlaşan, vahşileşen, barbarlaşan terör olayları ve teröristle mücadelede bugüne kadar denenmemiş bir yol ve yöntem izlendiği görülüyor…
Özel kuvvetlerle takviyeli kahraman Mehmetçik, artık kışlasında saldırı bekleyen, savunan taraf olmaktan çıkıp, belirlenen hedeflere karşı atağa kalkan, önüne geleni ezip geçen yeni bir stratejiyle teröristlerin tozunu atmaya başladı…
Her zaferin bir bedeli olduğu bilinir…
Ülke olarak her gün can kayıplarıyla toprağa düşen şehitlerimizin acısı yakarken birer ikişer yürekleri, teröriste karşı bu defa anladığı dilden konuşan bir anlayış hakim güvenlik güçlerimize…
O bölgede olup da, olup biteni yakinen takip edenler uluslararası silah tüccarlarının ve Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu üstlenen PKK’nın sonunun yakın olduğunu söylüyorlar ısrarla, bakıp yapılan üstü örtülü savaşa…
Sivil ve masum halka yönelik intihar saldırıları ve mayınlı tuzaklarla bir şey elde edemeyeceğini anlayan şer odaklarının hile ve planlarına karşı cesur ve kaçınılmaz kararlar alınmakta…
İşte böyle büyük bir bela varken devletin başında ve ülke içinde, dışarıda ise İsrail kaynaklı kahpe planlar yürütülüyor, hükümeti düşürmek adına…
Türkiye’nin yıllar sonra Afrika’ya açılışı, bu ülkelerin bakir yer altı zenginliklerine göz diken batılı ülkelerin huzurunu kaçırdı…
Buna depreşen Osmanlı ruhunun oluşturduğu kuşkular ile İslam ülkelerindeki uyanış da eklenince üstü örtülü bir kuşatma ile her türlü yolu denemeye başladılar…
Azgınlaşan PKK terörünün altında yatan temel anlayış de bu olsa gerek…
Başta İsrail olmak üzere şer güçlerinin ittifakından çıkış kolay olmasa da ülkemiz her açıdan bunu başaracak bir güce ve iradeye sahiptir…
Çöken ve iflas eden batılı ülkelere karşın ayakta kalan ve her güçlüğe direnen ekonomisi ve de yakaladığı piyasa istikrarı ile Türkiye içte ve dışta kurulan tezgah sahiplerinin moralini bozuyor ve onları daha da saldırgan yapıyor…
Hükümet gitsin de ne olursa olsun mantığıyla hareket eden sözde aydın, yazar, çizer takımını da bu tezgahın bir parçası saymamak mümkün değil…
Hükümeti bu kaos ortamından çıkaracak yegane güç halkın ilgisi olmaktadır hiç kuşkusuz…
Böyle olduğunu gösterir anket sonuçları yayınlanmaya başladı…
Anketlerin net olmasa da halkın eğilimini göstermede önemli rol oynadığı bilinir…
Berberdeki sohbet de bu doğrultudaydı…
Konuşulanlar dedikodu değil, gerçekleri yansıtıyordu…
Sağlıktan ulaşıma, sosyal amaçlı politikalardan ekonomiye, siyasetten teröre her konuda fikir üreten, soran, sorgulayan, tartışan bir halk var artık…
Toplumu sürü diye aşağılayan zihniyet yok olup gitmiş anlaşılan…
İçeride ve dışarıda inanılmaz muhalefete rağmen AK Parti’nin hala alternatifsiz bir iktidar partisi olduğunu dile getiren böylesi iyasa sohbetlerine kulak vermedikçe muhalefetin mührü eline alması hayal…
Halkın sağduyusu ayakta…
Böyle devam ettiği sürece terör olaylarıyla bu gücü moralsiz bırakmak, çaresiz yapmak isteyenler bir kez daha yanıldıklarını görecektir kısa sürede…
Halkın nabzının attığı mekanlardan çıkan sonuç ile muhalefetin dillendirdiği tablo arasında fark değil, uçurum olduğu görülüyor…
Bundan herkes ve her kesim payına düşen hisseleri almak zorundadır…