Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta sonunda Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirdiği mitingler, gerek ülkenin bir bölümüne, gerekse dünya kamuoyuna tokat gibi bir yanıttır.
Her zaman aklıselimin ve sağduyunun yanında olan; kendisine hizmet edenin kadrini ve kıymetini bilen Türk halkı Başbakan Erdoğan’a da, AK Parti’ye de, milli idareye de, demokrasiye de, ülkesine de sahip çıktığını çok nezih bir şekilde göstermiştir.
Birkaç çevrecinin son derece masumane refleksleriyle başlayan Gezi Parkı eylemleri, bir zaman sonra bütün Türkiye düşmanlarının içine karıştığı bir meydan okuma halini aldı.
İçte etrafı yakıp yıkan ve ateşe verenler, dışta da bu tip insanlara maddi ve manevi her türlü desteği vererek propagandayı genişletenlerin amacı ülkenin gelişme hızını sekteye uğratıp Başbakan Erdoğan’ı devirmekti.
İşte bu itibarla Ankara ve İstanbul mitingleri Erdoğan’ı gönüllerden ve hafızalardan silmenin hiç de kolay bir hadise olmadığını ortaya koymuştur.
Dış mihraklar ve yerli işbirlikçileri bir kez daha sert kayaya çarptıklarının farkına varmıştır.
Bu millet Tayyip Erdoğan’ı seviyor, ona güveniyor, ona inanıyor.
Ne abdestinden şüphe duyuyorlar Erdoğan’ın ne de namazından.
Yıllar sonra gerçek bir lidere, bir dünya liderine, dünyanın herhangi bir ülkesindeki en ufak bir zulme dahi sessiz kalmayan gerçek bir millet sevdalısına kavuştu bu halk.
Hal böyleyken onu birkaç çapulcunun heva ve heveslerine de, kökleri dışarda gövdeleri içeride olan faiz lobisinin türlü türlü oyunlarına da kurban edecek değillerdi.
Zira etmediler de.
Milyonlarca insan Başbakan’a da, bu ülkeye de sahip çıktı ve büyük oyunu bir kez daha bozdu.

Artık herkesin bir şeyi kabul etmesi gerekiyor:
Değil Gezi Parkı, Kuğulu Park gibi yerlerde, ülkenin bütün parklarında çadırlar kurup kamp ateşleri de yaksanız insanların içindeki Tayyip Erdoğan sevgisini alt etmeye gücünüz yetmez.
Değil faiz lobisini, yabancı ajanları, dünyanın tüm şer odaklarını da arkanıza alsanız bu milleti bölmeye, insanları aldatmaya ve ülkeyi dinamitlemeye gücünüz yetmez.
Lakin başta ben olmak üzere ülkenin kahir ekseriyeti gözünü açmış ve gerçeği görmüştür ve bu oyunu bozmaya adeta yemin etmiştir.
Ömrü Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmekle geçmiş bir insan olarak bugün büyük bir üzüntü ve pişmanlık duymaktayım.
Kendisini çokça eleştirdim, hakkında türlü türlü iddialarda ve varsayımlarda bulundum, hatta çoğu zaman nefret ettim Başbakan Erdoğan’dan.
Ama ne demişler: En büyük aşklar, nefretle başlar.
Artık bu saatten sonra mevzubahis Recep Tayyip Erdoğan’sa gerisi teferruattır benim için.
Kimse kusura bakmasın!