Geçen hafta sonu geç vakit telefonda bir dost sesi... “Ağabey Korucuk İdealkent’ten arıyorum... İnanılmaz bir çılgınlık yaşanıyor. Biri, elinde silah sağa sola ateş ederek güvenlik merkezine geldi. Bir şeyler söyleyip şarjör değiştirdikten sonra, yine ateş ede ede yürüyor...
Derhal Emniyet’e haber verip olayı duyurdum. Ama hala bir gelen olmadı derken, bir başka bloktan çığlık sesleri gelmeye başladı. Bir genç kızın başına isabet etmiş o serseri kurşunlardan biri” diyordu...
Sonra olayın perde arkası aydınlandı...
Kafayı bulan ve hapisten yeni çıkmış biriymiş meğer ortalığı mermi manyağı haline getiren ve suçsuz günahsız bir genç kızı kafasından vurup öldüren...
“İstemeden oldu, üzgünüm” demek kurtarır mı onu, katil olmaktan...
Nasıl bir dünya, nasıl bir anlayış!
Hiçbir risk gözetmeden ve gelişigüzel bir şekilde etrafa kurşun sıkmak özgürlüğü var da, biz mi bilmiyoruz yoksa!
Emniyet güçlerinin bir zamanlar şehrin giriş çıkışlarında ya da önemli merkezlerinde yaptığı kontrollerden eser yok
Tabancasız gezmeyen insan sayısı hayli az...
Nedir bu silah efeliği, anlayan beri gele!
Bu açıdan sabıkalı illerden biri haline geldik...
Bir ara adam başı ayağından, bacağından vurulan insandan geçilmez olmuştu ilimiz...
Cezalar ağırlaşıp caydırıcı olunca, seyrekleşti...
Şimdi böyle olaylar gündemde...
Tabanca taşımayı mertlik sanan insanlar hem kendi başlarını hem de böyle suçsuz günahsız insanların başını derde sokuyor.
Bu konu ivedilikle ele alınmalı ve bir huzur beldesi olarak bilinen şehrimizi, yeniden güvenilir iller arasına girmeli...
Silah taşımanın özgürlüğü olmaz...