Çocuğun yaşı henüz on bir…
Ama başına gelen olaylar yaşını da boyunu da aşmış…
Elinden bilgisayar, kulağından cep telefonu eksik olmayınca, daha ortaokulda iken rahatsızlık emareleri çıkmış ortaya, huysuzluk almış başını gitmiş…
Babası bir restoranda şef…
Keyfiyeti, öğretmenleriyle görüşmüş…
Rahatsızlığına ad konulmuş “Psikolojik”
Hal böyle olunca Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Servisi’ne müracaat etmiş, randevu için…
Bir ay geçmiş aradan ama bir türlü randevuyu koparamamış.
İkinci ayın sonuna gelmiş, mücadeleye devam, yine sonuç yok…
Diyor ki, “Çocuk her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
Böyle giderse ne zaman randevu alacağım belli değil.
Gün gelecek belki gireceğiz sıraya fakat çocuk elden gitmiş olacak.
Yoksa bunlar çocuk delirsin diye mi bekliyorlar? Anlamadım gitti.
Bu birinci sorun gerçekten psikolojik…
Bir de ikinci bölümü var şikayetin, maddi ağırlıklı…
“Milli Eğitim okul kitaplarını ücretsiz veriyor.
İyi güzel de benim oğlum Serdivan’da hatırı sayılır bir ortaokulda okuyor.
Bizim bildiğimiz, çocuklara ev ödevi verilir, dersi pekiştirsin diye…
Şimdi o kalkmış olmalı…
Çocuğumun ödev yaptığını görmediğim gibi, sınıf geçmesine de hayret ediyorum.
Bu nasıl bir eğitim anlayışıdır, anlayan beri gelsin…
Buna rağmen boya parası, kitap parası vermekten yoruldum.
Çocukları yeni kitap almaya yönlendiren anlayışı benimsemek mümkün değil ama neylersin yetki de etki de öğretmenlerde…
Vallahi ağabey sıkıntım büyük…
Çocuğa mı üzüleyim, kısıtlı bütçeme yük olan ve gereksiz olduğuna inandığım harcamalara mı yanayım…
On bir yaşında bir çocuğu psikologa postalayan hayata mı isyan edeyim şaşırdım kaldım.”
Durumu böyle anlatan velinin çilesi bitecek gibi değil…
Burada anlaşılamayan bir konu var, bazı veliler de ev ödevinin yüklü verildiğinden şikayetçi “Çocuğum başını kaldıramıyor dersten” diyerek…
Anlaşılan bir sıkıntı var, giderilmesi gereken…
Bu arada şuna da akıl erdirmek mümkün değil…
On bir yaşında bir çocuğa psikolog ne verebilir?
Bunun farklı bir yolu, yöntemi yok mu?
Bilenler bilmeyenlere anlatsın deyip, şifa çiçeği “Itırlar” gönderelim istedik, çilekeş veliye…