“Biz bir küçük işletmeyiz. Yer yer 20’yi bulan çalışanımız oluyor...
Hepsini de sigortalı çalıştırıyoruz...
İstiyoruz ki emekçilerimiz devletin tanıdığı sosyal haklardan istifade etsin...
Sigortalarını her ay kesintisiz ödüyoruz...
Böyle yaparken keyif alıyoruz. Ama işin içine ayrılan dört arkadaşımıza ödenecek tazminatlar girince, yaptığımız fedakarlığın faturasını ödemede kara kara düşünür olduk.
Biz yıllarca sigorta primi ödedik. İşçimiz bu sürede hükümetin sunduğu her hizmetten istifade etti.
Buna sevindik ama bu büyük yükü devletimizin bizimle paylaşıp, tazminat konusunda yardımcı olması gerekmez mi?
Bundan sonra sigortalı işçi çalıştırır mıyım bilemem...
Bu ne acımasızlık!
Bunca yıl işçisini sırtında taşımadan dolayı teşekkür beklerken, bizim gibi iyi niyetli işyerlerine bir de karşılamada zorluk çektiğimiz tazminatı yüklemek de neyin nesi...
Bu büyük adaletsizlik giderilmezse eğer,  işsizlik ve sigortasız çalışan işçi sayısı artar...
Bunda kaybeden işçi ve hükümet olur...
Bu konuyu işleyin ve bu soruna çare bulunsun ki çalışma barışı sağlansın. Her kesimin yükü taşıyabileceği ağırlıkta olsun.
Bu konuda, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay başta olmak üzere, hükümete de önemli görevler düşüyor.”
Bir işadamının figanı böyle...
İşe onun penceresinden ve de olması gereken noktadan bakıldığında, işadamına hak vermemek mümkün değil...
Sanırım bu adaletsizlik düzeltilir ve çalışma barışı adına sağlıklı bir ortam oluşturulur...