Sevgili okurlar,
Bu Pazar günü sizler bu yazıyı okurken, bizler Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dinlemek için, Belçika’nın Flaman kesimi yerleşim birimlerinden Haselt Arena’da olacağız.
Bilmeyenler için söyleyeyim, bu bölgede çok sayıda Sakaryalı vatandaşımızın yaşadığını hemen belirtelim. Evet, maden ocaklarında çalışmak için gelen o ilklerin, ikinci, üçüncü ve dördüncü nesil evlatları o bölgede yaşamlarını sürdürürken, kendi kültürel değerlerine de sahip çıkmanın kavgasını veriyorlar.
Bu öyle bir kavga ki, bugünkü yazımda sizlere birazcık ipucu vereyim ve dışarıdaki itibarımıza, yani Türkiye Cumhuriyeti itibarına siz karar veriniz!
Evet, sizler yoğun bir seçim propagandası altındayken, burada da manzara pek Türkiye’den farklı değil. Basın yayın organları, televizyonlar seçim propaganda çalışmalarını buraya taşırken, bizzat gelip, kendi partisine de oy isteyenler yok değil.
İlk olarak size Cuma İçten’den söz edeyim?
Cuma İçten kim mi?
AK Parti Diyarbakır milletvekili. Hani şu ‘ PKK’lı da benim evladım’ çıkışını yapan milletvekili..
Zatı muhteremleri Belçika’da seçim çalışmalarına katılıyor. İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gelip konuşma yapacağı bölgedeki Türkleri ziyaret ediyor. Cami, dernek, esnaf, kahve ziyaretlerinde bulunuyor. Beraberinde ise Belçika Türk Demokratlar Birliği(UETD) Başkanı Basir Hamarat var. Bu sivil örgüt AK Parti tarafından kurulan bir arka bahçe!
Böyle gerek görülmüş!
MHP’nin, CHP’nin, Saadet Partisi’nin ve BDP’nin arka bahçesi olur da AKP’nin olmaz mı?
Her neyse?
Sayın milletvekili Cuma İçten, beraberindekilerle yiyip içtikten sonra Maasmechelen sokaklarında tur atıyor. Gözü bir çöp kutusuna takılıyor. Hemen resimler çekiliyor ve Sayın milletvekili Cuma İçten, lafı yapıştırıyor,’ Buraya da bir AK Partili belediye başkanı gerekli!’
Ve bununla da yetinmeyip, kendi sanal köşesinde bir Belçika raporu sunuyor hazretler!
Bu duruma önce Maasmechelen’de yaşayan Türkler tepki gösteriyor. Sonra Belediye Başkanı Raf Terwingen sıraya giriyor..
‘Haddini bil, git kendi çöplüğünde öt ‘ diyor!
Bu duruma tepki gösterenlerden biri de Sakarya Akyazılı Belediye meclis üyesi Mustafa Uzun. Mustafa Uzun, Belediye Başkanı Raf Terwingen ile aynı partiden. Yani Flaman Hıristiyan Parti(CD&V) üyesi. Belediye Başkanı raf Terwingen’in babası da bu belediyede başkanlık yaptı. Kendisini bir gazeteci olarak çok iyi tanırım. Raf ile de dostluğumuz var.
Sıkı durunuz, Maasmechelen, Belçika’nın en temiz ve huzurlu, en güzel belediyelerinden birisi.
Günlerden Pazar olunca, ilçe içindeki çöplerden birisi dolmuş, hava rüzgarlı, çöplerin bir bölümünü dışarı taşımış ve bizimkisi de bu fırsatı bu şekilde değerlendirmeye kalkmış..
Gözünü sevdiğimin adamı, tam sopalık!
Kusura bakmayınız, memleketin halini ve manzarasını unutmuş, gelmiş Belçika’ya reçete yazıyor beyefendi!
Hazretleri bilmiyor, o belediye ve bölgesinde kişi başına düşen milli gelir 55 Dolar..
Ülkenin en zengin bölgesinde, camide karar kurmuş, siyaset raconuları kesmekte neyin nesi?
Haddine mi?
Şu an bu tartışmanın yankıları sürüyor bölgede ve ülke genelinde.
Böyle dış politika raconları kesenlere sakın ama sakın inanmayınız, güvenmeyiniz ve seçmeyiniz!
Geçelim!
***
Sevgili okurlar,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, gelip konuşma yapacağı Belçika’da bir başka tartışmanın hedefinde ise Türkler ve dolayısıyla Türk kökenli siyasiler var.
Türkiye’nin bir türlü dik duruş sergileyemediği konulardan biri olan ‘ sözde Ermeni Soykırım’ iddiaları nedeni ile vatandaşlarımız ve siyasilerimiz büyük bir baskı altında!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haselt Arena’da konuşurken, başkent Brüksel’in Jette İlçesi’nde, ‘ sözde Süryani, Keldani ve Asuriler’ için bir ‘ soykırım anıtı’ açılıyor.
Anlayış ve baskının odağını,1915 yılında Türklerin Ermenilerden sonra, Süryani, Keldani, Asurileri de katlettiği yolunda!
Vay be!
Ermenileri, Süryanileri, Keldanileri, Asurileri, Kürtleri, Hıristiyanları, Rumları(Pontus) atalarımız( Osmanlı) kesmiş,doğramış!..
Uzatmayalım, Belçika’da ve diğer AB(Avrupa Birliği) ülkelerinde vatandaşlarımız büyük bir töhmet altında!
Evlatlarımız, ’Dedelerimize kimse katil yaftası yapıştıramaz’ savunmalarında..
Ama yalnızlar!
Tutarsız politikalar nedeni ile vatandaşımız, Türk kökenli siyasiler yalnız.
Siz tutup Ankara’da ‘Acıları paylaşıyoruz, maça gidiyoruz, kilisede ayindeyiz. Karşılıklı karım oldu!. Kadim halkları bağrımıza basıyoruz ’diye ahkam keser, bir duruş sergileyemezseniz, vatandaşlarımız ve Türk kökenli siyasiler elbette hedefe konur..
Böyle bir durum ile vatandaşlarımız karşı karşıya..
‘Sözde Ermeni Soykırım’ iddialarının 100.yılı münasebetiyle, Belçika Federal bölge ve belediye parlamentolarında ‘ Bir dakikalık ‘Saygı duruşu’ törenleri düzenlendi.
Bu törenlere katılmayan siyasilerimiz, hala büyük bir medya baskısı altında linç ediliyor..
Bu durum ise Türkiye’nin umurunda bile değil!.
Bazı siyasi partiler, Türk kökenli siyasileri çağırarak, parti disiplinine aykırı hareketten ‘uyarı’ ile yetindi. Ama hala tepkiler, linç girişimi sürüyor.
Bunların başında da Federal milletvekili ve Brüksel Saint-Josse Belediye Başkanı Emir Kır geliyor.
Başkan ve milletvekili Emir Kır ve diğer siyasiler için büyük bir sahiplenme kampanyası başlatıldı. Hatta bir platform oluşturuldu ve ‘ Biz oradaydık’ diye vatandaşlarımız seslerini yükseltmeye hazırlanıyor..
Ama yalnızlar, sahipsizler!
Siz Ankara’dan güçlü bir ses yükseltemezseniz, dışarıdaki vatandaşlarımız, bu meseleyi ne kadar savunabilirler?
Öyle, Okyanus ötesine, Bosna’ya, Filistin’e, bilmem nereye selam göndermek çok kolay!
Alınan bu ‘ Sözde Ermeni soykırım’ iddiaları karşısında,’’ Bunlar boş hükmündedir’ demekte yetmiyor..
Kısacası, Türkiye’nin birçok konuda olduğu gibi bu konuda da tezleri eriyor, haberiniz ola!
Tehlike, yarın bu vatandaşlarımızı da, ‘soykırım teranelerine yem ederiz’, endişesi büyüyor!
Pazarınız, sağlıklı güzelliklere vesile olsun!