Adapazarı'nda yaşadığı hiçbir şeyi hatırlayamayacak kadar çok yaşamış bir gazetecilik heveskarı, "Selahaddin Şimşek kim?" diye sormuş.

Kafasındaki föteri ilk taktığı zamanın höt zöt Türkiye'sinde yaşadığını zanneden bu ihtiyara hürmet etmediğim gibi edep dışı saldırganlığını yaşlılığına verip görmezden gelecek değilim.

Meslekteki kıdeme ve yaşa hürmet, bu ulvi kavramlara bağlı olan, bu hürmete layık büyükler için geçerlidir.

Tek özelliği "yaşlı olmak olanlar" için değil!

Her yaşlanan değerli olsa, CHP iktidar olurdu.

Selahaddin Şimşek ne yaptı biliyor musunuz bay föter!

CHP'yi ve onun kara föterini iktidardan indirdi.

Önce Refah'ı, sonra AK Parti'yi iktidara getirdi.

Kabaca söylüyorum ki, anla, sonra fazla ince gelir anlamazsın!

Bir ayağı çukurdayken bile, köhne höt zötünden, buralar eskiden hep dutluktu martavalından, Beyoğlu'nda kıravatsız gezmezdik kompleksinden, kendine benzemeyen herşeyi değersiz sanan şahane bönlükten zerre taviz vermeyen ahmak ve fersude zihniyeti yerle bir etti.

Nasıl mı?

Mesela şöyle:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki gün önce, Beştepe'de 2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuştu.

"Üniversitelerimizi yük değil ürettikleri bilgiyle topluma değer katan kurumlar haline getirmedikçe hedeflerimize ulaşamayız. Üniversitelerimiz asli görevlerini yaparken yeni neslin fikir dünyasını besleyecek altyapıyı asla ihmal etmemelidir. Bunun için tarih şuuru ve ana dil sevgisi aşılayacak uygulamaların samimi bir sahiplenişle yürütülmesi gerekmektedir." dedi.

Yani dedi ki:

Selahaddin Şimşek'in Sakarya'dan mayalayarak bütün ülkeye yaydığı kültür, düşünce, sanat ve irfanı daha da ileriye taşımalıyız.

Yani dedi ki:

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Kent Meydanında yaptığım konuşmada işte bu yüzden 80 bin kişiden Selahaddin Şimşek'in ruhuna fatiha okumalarını istedim.

Yani dedi ki:

İhvan Kitabevi'ni kuran birkaç kişiden biri olan Selahaddin Şimşek, o kitabevinin kahramanlarından biri olan Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olsun diye kurmadı o kitabevini. Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, yerli ve milli olsun diye kitapçı vitrinleri, posterler, afişler yaptı. O kitabevini ve sohbet meclislerini, bilgi ve erdemin saniye şaşmaz saatlerini, 15 Temmuz darbe girişiminde tankın önüne dikilecek kadar vatansever adamlar yetişsin diye kurdu.

Evet bay föter, ne yapmış Selahaddin Şimşek?

Darbeye geçit vermeyen bir Asım neslinin ruhunun çelik mimarisini, kalbinin çiçek çiçek merhamet kokusunu mayalamış.

Zannetme ki, tanımıyorum dediğin büyük adamı gerçekten tanımadığını düşünecek kadar safım!

Tekelci, despot, halk ve hürriyet düşmanı tek parti zihniyetinin belkemiğini kıran o cesur adamı hiç tanımaz olur musun, hiç unutabilir misin?

Güldürme beni.

Bak bay föter!

Senin föterinin kapladığı yüzölçüme sığmayacağını bilerek, sana söyler gibi yapıp, Selahaddin Ağabeyleri hakkında bu yazdıkların karşısında kıllarını kıpırdatmayan muhafazakarlara duyurmak için sorayım:

Ne yapacaktı daha?

Hem anlatsam anlayacak mısın, ne yaptığını, neden yaptığını?

İşimiz gücümüz yok, Selahaddin Şimşek ne yaptı diye tek tek liste mi yapacağız?

Biz senin araştırma görevlin değiliz.

Onu bir zahmet sen araştırıp öğreneceksin.

Kültür Bakanlığı'nın Sakarya sayfasında, Sakarya'nın yetiştirdiği sanatçılar bölümünde yeteri kadar malumat var, niyetin bilgi sahibi olmak, tanımaksa eğer.

Gelelim, zurnanın zırt dediği yere.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi.

Adapazarı Belediyesi.

Sakarya Üniversitesi.

STK'lar...

Sizin hiç mi suçunuz yok, sorumluluğunuz yok, föteri taşımaya yaraması dışında kafasını pek de yormaya niyeti ve mecali olmayan bu bey amcanın bilgisizliğinde?

Selahaddin Şimşek, ya arkadaşınızdır ya kardeşinizdir ya ağabeyinizdir ya da hocanızdır.

Kafanızın akıl ve kültür, gönlünüzün ahlak ve vefa kursaklarında hiç mi lokması yok Selahaddin Şimşek'in?

Nasıl fırsat veriyorsunuz bu hakarete, bu haksızlığa, hiç mi incinmiyor kalbiniz, izzet-i nefsiniz?

Yoksa, hüdayi nabit mi geldi bu iktidar nimeti kucağınıza?

Yoksa yok musunuz?

Bir şey daha bay föter!

"Eğilenler oldukça dik duranlar olacaktır" demişti Ş.

Bu yazıyı föterini ciddiye aldığım için değil, ustamın sözü yerde kalmasın diye yazdım.

Şimdi sakın, Ş. kim, diye sorma, aklımız bize lazım.

Kısacası sana ve kara föterine ayrılan sürenin sonuna gelmiş bulunuyoruz.