Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi, AKM’de bu defa ünlü yazar ve düşünce adamı Yavuz Bahadıroğlu’na ev sahipliği yaptı.
Erken gelenlerin girip yer bulabildiği hınca hınç dolu bir salon, Bahadıroğlu’nu dinlemeye gelen onca insanı almayınca, sahne ve lobi bile dolup taştı.
Salon dışına taşan konuşmayı ayakta dinleyen izleyicilerin sayısı da hayli fazlaydı, bu nedenle...
Gerek ses tonu, gerekse hitabet ustalığı ve izleyici ile kurduğu samimi diyalog yanında, tarihi ve güncel olayları dile getirişteki ustalığı, nefes kesecek cinstendi.
Saçından tırnağına tarih kokan çarpıcı sözleriyle, dinleyenleri adeta büyüleyen Yavuz Bahadıroğlu’nu dinleme fırsatı bulanların hayli mutlu olduğu görüldü.
Bu nedenle, birbirinden ilginç konulara yer verdiği kitapları adeta kapışılırken, imza sırasında kendisinin de ifade ettiği gibi, bir “imalat hatası” olduğunu gösterir esprilere de yer veren Bahadıroğlu ile Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı İbrahim Aktürk’e Bizim Bahçe’den “Yasemenler” gönderelim istedik.
BİR GÜZEL KAFETERYA
ANAP eski milletvekili Yalçın Koçak “Bizim çocuklar Kirtetepe Caddesi’nde bir güzel kafeterya açıyor. Gel de görüşüp hasret giderelim” deyince telefonda, katılmamak olamazdı.
Bir kere kılavuz ilan ettik, siyaset konularda kendisini…
Uzun süre oldu gurbete açılalı…
Balkanlar, Kafkaslar, yeni yeni okullar kurmakta üstüne yok.
Çocukları büyümüş.
Yeni bir işyeri açmak istemişler şehirde…
Tolga, kuzeni Volkan ile kol kola girmiş, masraftan kaçınmamışlar.
Caddenin ruhuna uygun bir kafeterya oluşturmuşlar.
Açılışa Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli de katıldı.
Dualarla açılan işyerinin genç sahipleri, Yalçın Koçak’ın prenslerinden Tolga ile Murat Koçak’ın oğlu Volkan’a, hayırlı işler dileğiyle Bizim Bahçe’den “Karanfiller” gönderelim istedik, açılış gününe renk katsın diye...
DERDİMİZ BÜYÜK
Limandere’den İdris Koç, beldesi adına milletvekillerinden bir talepte bulunuyor.
Diyor ki, “Yıllardır çile çekip duruyoruz. Artık tahammül edecek ne halimiz, ne paramız, ne de gücümüz kaldı.
Tarlalarımızı ekip biçmek için kat ettiğimiz mesafe 10 kilometreyi aşıyor.
Tükettiğimiz mazota mı, kaybettiğimiz zamana mı yanalım.
İstiyoruz ki, yolumuzu çok kısaltacak bir köprü yapılsın Limandere ile Gölkent arasına…
Sakarya Nehri’nin en dar yerine yapılacak bir köprü sayesinde, yıllardır çektiğimiz sıkıntı sona erecek; tarlalarımıza kısa mesafeden ve kısa sürede ulaşabileceğiz.
Ne olur köprü işini gündeminize alın.
Halimizi, sorunlarımızı, sıkıntımızı bir anlayan çıkar belki…
Biz de o zaman rahat bir nefes alırız ve kolayca ulaşırız tarlalarımıza.”
Talep böyle…
Ne dersiniz…
Karşılanamayacak derecede ağır mı?
Vali Mustafa Büyük el uzatır mı, milletvekilleri ilgilenir mi, iki belde halkını kavuşturacak köprünün yapımına…
Biz yapalım görevimizi çekilelim aradan…
Yardımcı olsun Limandere ile Gölkent halkına Hz. Yaradan…
Konuya ilgi gösterecek yetkililere Bizim Bahçe’den “Peygamber çiçeği” gönderelim istedik.