Sevgili Okurlar,
Haftaya damga vuran Birleşmiş Milletler(BM) Kudüs kararı, hepimizi mutlu etti.
Barış için, haklı için, adalet için olduğu kadar, Filistin halkı için atılmış bu adım, bizlere de gelecek için ümit verdi.
Türkiye’nin başı çektiği ve birlikte hareket ettiği ülkelerin ABD’ye karşı aldığı bu karar çok önemlidir. Bir kere bu karar Birleşmiş Milletlerdeki ‘Veto’ mekanizmasının da sonu oldu demektir..Yani ‘ ben güçlüyüm, büyük devletim, ne dersem o olur’ devri, anlayışı büyük ölçüde yıkılmıştır..Bu kararda Türkiye’nin haklı kararı, olumlu rol oynamıştır..
Türkiye’de bir iç barışmaya, birlikte hareket etmeye de vesile olan bu karar gibi kararlara çok ihtiyacımız var!
Bu tip, ulusal ve milli konularda demek ki hala ‘birliktelik’ yapabiliyoruz..İşte bunu fırsata dönüştürmeliyiz..
Bunu, bu tip kararları ‘siyasete’ alet ederek, bunlardan siyasi nema devşirmek, kimseye bir şey kazandırmaz..Aksine bunun büyük tepkileri de olur.. Yüce Türk Milleti’ni arkasına alarak, siyasetin, yeni politikalar ortaya koymasına kimse bir şey diyemez..Ancak, bütün Türk Milleti’nin ortak hassasiyetini ise sahiplenmek ,kimsenin haddine değildir..
O nedenle, böyle kararlardan ‘ Dünya Lideri’ profilleri çıkmaz, çıkarmaya kalkmak ta bir işe yaramaz!..
Ancak, ‘her yiğidin gönlünde bir aslan yatar’  ilkesinden hareket ederek, herkes kendi siyasi liderini, kişiliğini ‘dünya lideri olarak görebilir, tanımlayabilir..Bunda gocunacak bir durum yoktur, küçümsenecek yanı da yoktur..
Kısacası sapla, samanı karıştırmayalım!..
Kudüs ile ilgili kararlar, elbette uluslar arası politikada tartışılacak..Bugün için İsrail ile Filistin arasındaki sorunların çözümü zor gibi gözükse de, bu konuda tarafların atacağı adımları, diğer taraf olmayan devletler desteklemeli ve hatta teşvik etmelidir..
Bu konuda ‘akıl hocalığına’ soyunmak, hiçbir ülkeye yarar getirmez! İşte ABD, tek yanlı olarak ilan ettiği karar ile dünyada rezil olmuştur! Bu ‘rezillik’ ise ABD’nin son Başkanı Trump’a nasip olmuştur.. İnşallah ders çıkarır ve ABD, tüm dünyada, daha dengeli, ılımlı, barışçı, sevgi ve saygıya dayanan politikalar izler..
Buna ne çok ihtiyacımız var, hepimiz  biliyoruz..
Zira yanı başımızdaki Irak, Suriye, hatta Afganistan savaşlarının, nelere mal olduğunu hepimiz gördük, yaşadık, biliyoruz..
Tereciye, tere satmanın alemi yok!
***
Sevgili okurlar,
Burada bizlere de büyük görevler düşüyor..Özellikle cuma günleri, yeni sendromlar oluşturmamalıyız!..Eğer konuya hassasiyet gösteriyorsak, bunları demokratik zemin üzerinde, herkesin hakkına, hukukuna saygı göstererek yapmalıyız.. İşte bunu yapmadığımız zaman, ‘suçlu’ duruma düştüğümüz gibi, ‘yarayı kaşıyan’ olarak ta damgalanırız..
Bakınız, Belçika’dan bir genç erkek kafilesi Kudüs için ziyaret gittiği İsrail’de, tatsız bir olay ile karşılaştı..
Kırmızı Türk Bayraklı, hatta fesli, ellerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafları olan gençler, 22 Aralık 2017 Cuma günü, akşam namazı sonrası Kudüs Mescidi Aksa yakınlarında İsrail polisleri tarafından durduruldu. Gençlerin üzerlerindeki Türk Bayraklı ti-şortların çıkarılması istendi. Bu duruma karşı koyan, aynı zamanda Belçika pasaportlu M.G ile A.K ve dört ay önce iş için İsrail’e gelmiş olan A.K. gözaltına alındılar.
Gençlerin ‘ağır bir siyasi fanatizm’ adı altında Filistin topraklarına art niyetli gittikleri şüphesi ile ‘kamu düzenini bozmak, polise karşı koymak, mukavemet göstermek suçlaması’ ile haklarında dava açıldığını öğrendik..
Bu yazıyı hazırladığım saatlerde gençlerin mahkemeye çıkarılacağı haberleri geldi.. Üstelik Brüksel’den tanıdığımız bu gençlerin hangi siyasi ‘fanatizm’ içinde olduklarını da yakından biliyoruz. Bir nevi ‘radikalizm’ içine çekilen bu gençlerden çoğunun, Suriye ve Irak topraklarına ‘ savaşmak’ için gittiğini bilmeyen var mı?
Lütfen gençleri, geleceğimiz, gözbebeğimiz olan gençleri, karanlık emellere alet etmeyelim!
Türkiye bu yönde büyük acılar yaşadı..Hala bu acılar belleklerdeyken, yeni acılar yaşatılmasına izin vermeyelim..Gençleri ‘öfkeli’,’karşıt görüşlü’,’fanatik,’militan’ yetiştirmek, hazırlamak ve polislerin üzerine göndermek, kime ne kazandırır ve ülkeye de ne faydası olur?
Şimdi öğrendim ki, bu olaylarla ilgili olarak Türkiye ve Belçika başkonsoloslukları,  gençlerin durumunu öğrenmek ve konuyu takip etmek için harekete geçmişler..
Güzel de, bu yetmez!?
Gençlerin gruplar halinde ülke dışına çıkışları, ülke içindeki faaliyetleri yakından takip edilmeli ve gençlerin ziyaret edecekleri ülkelerin durumu, siyasi pozisyonu ve içindeki karmaşası hakkında bilgilendirilmeli ve uyarılmalıdır..
korkarım bu  yapılmazsa, bu gençler yeni sorunlar, belalara bulaşabilirler ve bizleri derinden sarsabilir, üzebilirler..
Aman ha!
Lütfen ateşle oynamayalım!?
Türkiye’nin bu hallerde, ülke içinde yabancı uyrukluların eylemlerine karşı yaptığı operasyon ve göz altıları unutmayalım!
Her ülkenin, kendine özgü özel şartları ve olağanüstü halleri vardır!
Unutulmasın ki,’ateşe körükle gitmenin’ kimseye faydası olmaz!
Aman ha!