Mevzuya girmeden önce; 

                 Bu büyük afette hayatını kaybedenlere sonsuz rahmetler niyaz ediyor, 

                 Bu günü unutmamak ve gerekli tedbirleri alarak, bir daha acı sonuçlar yaşamamamızı MUTLAK GÜÇ’ ten niyaz ediyoruz. 

                 Mevla bu ve benzeri tüm afetlerden ders ve tedbir almamızı, bizleri,  bu şuur ve idraki kazanmamızı, tüm ümmet ve masum insanlığı muhafaza eylesin inşallah. 

                 Hiç şüphesiz deprem  ülkemizin bir gerçeği. 

                 Depremle yaşamak, depreme uyumlu bir hayat sürmek, bu gerçeği göz ardı etmeden hayat pilanlamamızı yapmak, kısaca zelzeleye karşı ilmin gereklerini yerine getirmek mecburiyetindeyiz. 

                  Ülkemizin %85’i 1-2 ve 3. Deprem kuşağında olduğuna göre, bu durum soluduğumuz hava, içtiğimiz su ve yediğimiz yiyecekler kadar hayatımızda ehemmiyet kazanıyor. 

                 “TEDBİR ALMAK BİZDEN, TAKDİR YARADANINDIR” sözünün gereğini yerine getirmek gibi, vazgeçilmez bir vazifemiz vardır. 

                  Deprem gerçeğimiz ortada iken, yıllarca  ve çok yakın tarihte,  22 sene önce bunun çok acı neticelerini yaşamışken, bu konudan yeterli DERSİ çıkarıp, lüzumlu TEDBİRLERİ aldık mı? 

                  Maalesef bu suale hemen ve tereddütsüz “evet” diyemiyoruz. 

                  Bir haber sitesinde çıkan haber de, bu endişemizi doğruluyor ve yüzümüze haykırıyor! 

                  AYNEN KATILDIĞIMIZ ANKET VE HABER ŞÖYLE: 

                  "Deprem anketinden çıkan vahim sonuç: 

                 17 Ağustos 1999 Depremi’nin yıl dönümünde yapılan 2021 Deprem Araştırmasına göre, 

                 Vatandaşların yüzde 71,3’ü olası bir deprem durumuna kendini hazır hissetmezken,  

                Vatandaşların yüzde 66’sı ev alırken/kiralarken deprem araştırması yapmıyor." 

                Maalesef durum bu. 

                Bizde kendimizi hazır ve güvende hissetmiyoruz. 

                Yapılması gerekenlerin, devlet ve kurumlar olarak ve fert olarak yapmamız gerekenlerin yapıldığından ve yaptığımızdan , bu konuda yeterli bilgi ve donanıma sahip olduğumuzdan emin değiliz. 

                Deprem hasarlı ya da yorulmuş binalar hakkında gerekli bilgilendirme, etiketlendirme, deşifre etme ve sicilini tutma gibi bir çalışmadan haberimiz yok. 

                Konutlarda önceden alınması gereken tedbirler ve zelzele anında yapılması gerekenler konusunda hala insanlarımız tam olarak bilgilendirilmiş ve gereğini yapmış değil. 

                Biz bile bir deprem anında ev de ilk yapacaklarımız, sığınacağımız güvenli yerler ve yapmamamız gerekenler konusunda tam bir bilgiye sahip değiliz. 

                Bu konuda hane hane yapılması gereken bilgilendirme ve tatbikatın yapılmadığı, 

                Her evde bu mevzu ile ilgili anlaşılır, kolay ve pıratik bilgiler ihtiva eden bir bıroşür dahi yok. 

                Umuma yönelik bilgilendirme konferansları ve bir takım çabalar var, ama bunlar yeterli çözüm ve çare olmuyor. 

                 Daha kapsamlı, hatta ev ev dolaşılarak bilgilendirme ve uygulamalar yapılmalı, hatta bütün evler bu mevzuda denetime tabi tutulmalıdır. 

                 Her binada da “Deprem bilgi kartı, levhası” olmalı, vatandaş bu bilgiye, bir takım kurumlara gitmeden, bürokrasiye muhtaç olmadan ulaşmalıdır. 

                 Deprem de lüzumlu malzemeler (deprem çantası) her evde hazır haldemidir? Bunun bir şekilde halledilmesi, her evde oluşturulması gereklidir.

                 Zelzele anında “Toplanma Alanları” her ilçede ve semtte, sarih olarak belirlenmeli, tabelaları asılmalı, herkes bu yerleri, mahallesinin camisi, mektebi, muhtarlığı, belediyesi, sokağı, caddesi ve parkı gibi bilmelidir. 

                 Ama hepsinden mühimi, bina güvenliği ve ev içinde yapılması gerekenlerin çok iyi öğretilmesi ve tatbik edilmesidir. 

                  1999 Zelzelesinin 22. Yılında, herkesin bildiği ve bir kez daha hatırlamamız gereken ise şudur: 

                   “DEPREM ÖLDÜRMEZ, TEDBİRSİZLİŞK ÖLDÜRÜR” 

                   “DEPREM ÖLDÜRMEZ, BİNA ÖLDÜRÜR” 

                    Tedbir bizden, takdir Allah’tandır.