Sakaryaspor’da buhranlı günlerin ardı arkası kesilmiyor.
Ne oyuncu, ne teknik direktör ne de yönetim çare olabiliyor kötü gidişe…
Böyle durumlarda takip edilecek yol ve yöntem bellidir.
Üst üste yenilgiler gelince, yönetim çareyi önce teknik direktörü değiştirmekte arar…
Eğer tutarsa değişiklik, ne ala…
Tutmazsa ikinci yol denenir; oyunculardan ahengi bozanlar kadro dışı bırakılır, yerine yenileri alınır…
Sakaryaspor’un böyle bir şansı da, lüksü de yok şu sıralarda…
Ne kadrosu zengin, ne de transferi engin…
O halde krizi gidermek adına başka çareler üretilmelidir.
İlk değişikliğin derde deva olması beklenir.
Kar etmezse değişiklik, ikinci ve üçüncü yollar denenir.
Sakaryaspor cephesinde ikinci yol, yukarıda da belirttiğimiz gibi kapalı…
Geriye denenecek tek bir yol kalıyor.
O da yönetimin değişmesidir.
Bütün yollar denense de transfer krizi aşılmadıktan gayrı, Sakaryaspor’un kurtuluşu kalır mucizelere…
Böyle düşünürken seslice, telefonum çaldı birden…
Karşımda Timur Şahinel:
“Ağabey bu takıma Mourinho gelse, kurtaramaz.
Gene oyuncuların dilinden anlayan biri kurtarır ancak…
O da çoğunun hocası olarak benden başkası olamaz…
Mukaveleme 300 milyon değil, üç kuruş dahi yazdırmam…
Yeter ki ilk yarı boyunca takımın başına geleyim, gerisi kolay…”
Buyurun size iddialı ve özel sözleşmeli bir hoca…
Bu şartlarda sanırım bundan iyisi olmaz.
Bu takımı tanımayan, adı şöhrete çıkmış, işsiz güçsüz teknik direktörler yerine, Timur Şahinel gelse olmaz mı?
Olur tabii ki, yeter ki istensin…
Üstelik yemin billah “Başarılı olurum” diyerek takımın kötü gidişine çare olacağını söylemek bir yana, adeta haykıran bir yerli hoca, şu ortam için bence en idealidir…
Ya sizce?
Gelin iyice düşünün, ikinci bir Bölükbaşı faciası yaşanmasın istiyorsanız, bu teklifi değerlendirin, bir şey kaybetmezsiniz…
Zaten kaybedeceğiniz kadar kaybettiniz.
Belki bu iddialı futbol delisi, kuyuya atılan taşı çekip çıkarıverir, belli mi olur…
Yaşlıca’ya, kendisini daha da yaşlandıracak ütopyalar yerine, yanı başındaki gerçeği görmesi dileğiyle, şans çiçeği “Papatyalar” gitsin istedik, Bizim Bahçe’den bu duygular ışığında…