Boksun spor olarak yapılmasına, futbola gönül vermiş ve daima sporun içinde olan bir kişi olarak hep karşı çıktım...

Ne zaman ki Muhammet Ali çıktı ringlere, değişmeyeceğini sandığım duygularımda esnemeler başladı…

Müslüman olup ringlerde “yenilmez” denilen çok sayıda rakibini yerlere seren Muhammed Ali, çarpıcı sözleriyle de İslam adına dünyanın ilgi ve sevgisini kazanıyordu…

Bunda hiç kuşkusuz Amerika’da Müslümanlığın feneri Malcolm-X’in büyük rolü olmuştur…

Ondan aldığı elle önce ringlere sonra da gönüllere sığmayıp taşan Muhammed Ali uzun süren bir hastalık sonucu aramızdan ayrılıp giderken beraberinde yeryüzünde çok az kişiye nasip olan bir itibar, sevgi ve saygıyı da götürüyor…

Aldığı olimpiyat madalyasını çirkin bir söz sonrası kaldırıp nehre atarken ve Vietnam savaşını “benim onlarla hiçbir sorunum yok” diyerek reddederken verdiği çarpıcı mesajlarıyla farklı bir şampiyon olarak gönüllerde yer edinen Muhammed Ali’nin maçlarını seyredebilmek için milyonlar uykularından uyanırken gecenin bir vaktinde, kazanılan muhteşem zaferlere dualarıyla eşlik ediyorlardı…

O unutulmaz sabahların izleyicisi olarak güne farklı bir şekilde başlayan insanların uykusuz gecelerinin kralı Muhammed Ali artık aramızda olmayacak…

Ona rahmet ve yattığı yeri Cennet bahçelerine çevirmesi dileğiyle Biçim Bahçe’den “rengarenk çiçekler” gönderiyoruz…

 

Alman Hükümeti bugüne kadar hiç gündeme almadığı sözde Ermeni soykırımını kabul eden yasayı parlamentodan geçirmekle, tarihsel bir dostluğun dibine adeta dinamit koydu…

Tarihsel suçluluklarına eş arama girişimiyle iki ülkenin yıllar süren dostluğunu ateşe atmak için maşa olarak da Türk kökenli bir parlamenteri kullandı…

Sözde soykırım hikayesinin iptali için başlatılan faaliyetler ne netice verir bilinmez…

Ancak “dost” dediği, “Almanya’yı ikinci vatan” ilan eden bir ülkeye karşı verilen bu çirkin ve yanlış karar sanırım çok geçmeden düzeltilir…

Nitekim böyle bir girişim adına yola çıkanlar var, Almanya’da…

11 Türk parlamenteri peşine takıp tarihçilerin görevi olan bir konuyu gündeme getiren Yeşiller Partisi milletvekilinin bu büyük ihanet ve vefasızlığının faturasını ödemesi hiç de kolay olmayacaktır…

Dün böyle bir şey olmadığını söyleyip bugün farklı şeyler dile getiren, üstelik bu konuda teklifçi olan Cem Özdemir’in yaptığı işi akrep yapmaz!

Nitekim doğup büyüdüğü köyde başlayıp dalga dalga Almanya’ya ulaşan tepkiler böyle olacağına yönelik ilk işaretler oluyor...

Sakarya Üniversitesi’nden Prof. Ebubekir Sofuoğlu dahil etkili-yetkili ağızlardan dökülen sözler onları iyi günlerin beklemediğini gösteriyor…

Hiçbir ülkede ve hiçbir ülke insanına yakıştırılamayan böyle çirkin ve halkın tepki ve öfkesini çekecek fahiş bir hataya imza atanların birer Türk vatandaşı olması o denli utanç verici olmalı ki, “böyle vatandaş olmaz olsun” denilerek, vatandaşlıktan tez elden çıkarılması isteniyor…

Onlara Bizim Bahçe’den “Zehirli zakkumlar” bile çok!