Medyadan uzun süredir takip ediyorum. Türkçe Olimpiyatları hoşuma gitti gerçekten keyif veriyor insana. Yabancı ülkeden çocukların Türkçemize olan ilgisi, gelenek ve göreneklerimize olan yakınlıkları ruhunu okşuyor insanın. Daha bir Türkçe konuşmak istiyorsunuz ya da daha bir vurgulu söylüyorsunuz Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmuru ya da Gönül yarasını.
Sakarya’daki Türkçe Olimpiyatlarına maalesef katılamadım. Yoğun iş temposu orada da özel hayatımıza darbeyi indiriverdi. Ama televizyondan mümkün olduğu kadar takip etmeye çalıştım. Önem veriyorum çünkü Türkiye’yi, ülkemi uluslararası arenada ön plana çıkaran her çalışma benim için değerli. İdeolojisi ya da bakış açısı ne olursa olsun.
Tabii televizyon sağ olsun iyiyi de kötüyü hemen gösteriveriyor insana. Reklamlara bakıyorsunuz en pahalı araba reklamının hemen ardından bireysel kredi reklamı şaka gibi yani. Türkçe Olimpiyatlarını izlerken belirli bir süre sonra reklam arası veriliyor. Dünya Türkçe konuşuyor diye keyif almışken hemen karşıma sonu city, tower ile biten inşaat reklamları çıkıveriyor. Her yer residence kaynıyor. İstanbul, İzmir ülkemin hemen hemen her yeri yeniden inşa ediliyor ama hiçbirinde Türkçe bir kelime yok. Hemen geçtim internetin başına otel isimlerine baktım onlar daha da beter.
Birde size yeni bir modadan bahsedeyim. Kelimenin dilimiz ile hiçbir alakası yok ama yazıldığı gibi okuduğunuz zaman Türkçe bir kelimeymiş gibi bir izlenim yaratıyor. Bu daha da beteri zaten. Sanki işyerinize bu tarz isimler verilince daha bir karizmatik daha bir ilgi çekici oluyor gibi düşünülüyor. Ama ben aynı fikirde değilim bunu da çok açık ifade edeyim. Örnek mi ? Yazımın başlığı. Ne yazmışım “TURKCHE”, okuyun lütfen “TÜRKÇE”.
Dünya Türkçe konuşuyor. Darısı başımıza!!