Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, geride kalan yılın değerlendirmesini yaptı geçenlerde…

Sosyal Gelişim Merkezi’ndeki toplantıda bugüne kadar hayata geçen hizmetleri ve yeni projelerini paylaştı basın mensuplarıyla…

Zeki başkan gerçekten çok büyük hizmetler kazandırdı bu şehre…

Milletvekillerinin açığını kapattı bir nevi…

Merkezi hükümetin yapmadıklarını belediye olarak kendisi yaptı…

Diyeceksiniz ki parayı kim gönderdi…

O kadarını da yapsın artık devletimiz…

İş parada değil…

İş proje üretmekte ve ürettiğin projeyi kabul ettirmekte…

Harıl harıl proje üreten bir ekibi var Zeki başkanın…

Bu şehirde belediyenin yatırımlarını bir kenara koyarsak geriye ne kalır söyler misiniz…

Bu meyanda Zeki başkanın hakkı ödenmez; Allah razı olsun…

Hizmet yönünü bir yana, meselenin bir de sosyolojik ve felsefi boyutu var…

Zeki başkan sadece projeleriyle değil duruşuyla da çok şey kazandırıyor bu şehre…

Yaptıkları ve söyledikleriyle bir yöneticinin nasıl olması gerektiğini ders veriyor adeta…

Her daim gülen yüzü ve babacan tavrıyla soğuk ve mesafeli siyasilere örnek bir figür oluyor…

Sosyal medyayı etkin kullanmasıyla çağın yakalanmasının önemine vurgu yapıyor…

Zeki başkan artık hizmet etmekle kalmayıp bir felsefe ve vizyonortaya koyuyor…

Projelerin teknik yönlerinin yanında ahlaki boyutlarının da göz önünde bulundurulmasını salık veriyor…

Geniş meydanlar, parklar ve dinlenme alanlarıyla nefes aldırırken, 3 kat imar izni ısrarıyla da şehrin geleceğine yön veriyor…

“Bırakın çocuklarımız toprağa bassın, kafalarını kaldırdığında gökyüzünü görsün” diyerek yapılaşmanın nasıl olması gerektiğinigözler önüne seriyor…

Sıkça tartışılan apart daireler mevzuunda da çıkıp konuşuyor…

Ülkeyi ilgilendiren meselelerde de topa girmekten çekinmiyor…

Zeki başkan gerçekten dört dörtlük bir performans ortaya koyuyor…

Bırakın AK Parti’nin 7 kişilik milletvekili listesini de Zeki başkan yapsın…

ALİ ABDULLAH’TAN ENDÜLÜS HATIRASI

Avukat Ali Abdullah’ın çıkardığı “İki Kaya Arasında Endülüs” kitabını okudum hafta sonu…

Çok önce elime geçmesine karşılık ancak bulabildim fırsatını…

Yüz yıllarca İslam medeniyetine beşiklik etmiş, nice anlı şanlı âlimleri ve bilim adamlarını yetiştirmiş bir şehirdir Endülüs…

Nasıl büyük bir kahramanlıkla fethedilmişse bir o kadar da hazin bir biçimde gâvura teslim edilmiştir…

Hazin bir hikâyesi vardır…

Ve bu hikâyeyi herkesin ve kesimin okuması ve ibret alması gerekir…

İşte bu konuları ele almış kitabında, veciz ifadelerle…

İşin tarihi boyutunu gözler önüne sererken, çektiği fotoğraflarla da zenginleştirmiş kitabını…

Bir solukta, hiç sıkılmadan, büyük bir keyifle okudum…

Son olarak Adapazarı Belediye başkan aday adaylığıyla gündeme gelen Ali Abdullah’ın yazarlık yönünü de çok sevdim açıkçası…

Tarihe bir hayli meraklı bir insan olarak bu tür eserlerin devamını bekliyorum kendisinden…

Ve Endülüs’le ilgili son sözü de büyük müctehidimiz İmam-ı Şafii’ye bırakıyorum:

“Bir toprak bir dönem İslam’ın eline geçmişse,

daha sonra kâfirler hâkim olsa da orası ebediyen Darül İslam’dır…”