Sevgili okurlar,
İlimiz Sakarya’dan yansıyan haberlerin çoğunu ‘ seçim’ haberleri oluşturuyor. Yani, siyasetçilerimiz, doğdukları, büyüdükleri, suyunu içtikleri, gönül verdikleri, vazgeçemedikleri ve hizmet için borçlu olduklarını adettikleri il, içeler için aday adayı olmakta bir beis görmüyorlar.
Kolay değil elbet, aday, adayı olmak!
Anketler, temayül yoklamaları,sınavlar, testler, hatta ön seçimler..
Bu sonuncusu, yani ‘ ön seçim’ çok gerilerde kaldı! Şu sıralar, en günceli, ‘temayül yoklaması?’
Gençlerin çoğu,’ o da ne’ diye dursun!
Temayül; sevilirlik ,iş bilirlik, yeterlilik, vizyon sahibi olmak, hakka, hukuka riayet etmek, halk nezdinde kabul görmek..
Kısacası temayül, bir nevi yoklama testi demektir.
Siyasi gündeme, AK Parti ile girmiştir..
AK Parti’lilerin Adapazarı merkezdeki ‘ temayül yoklamasının’ resimleri yansıdı basına.. Hemen her aday, kendi tarafından resimleri, facebook ortamında paylaştı..
AK Parti temayül yoklaması resimleri..
Resimlerin altındaki eleştiriler dikkatimi çekti..
Bir ortak paydaş,’ İyi de bu Akyazı aday adaylarının birlikte resim çektirdiği bayanların, birinin bile başı açık değil, bir yanlışlık mı var’ diye not düşmüş!?
İster istemez çok dikkat ederek, resimlere baktım..Liseden öğrencilerim aday adayları arasındaki bayanlara baktım..Hiçbirini tanımıyorum..Ama ortak paydaşın dediği gibi, her bayanın başı kapalı..
Nereden, nereye?
Sevgili okurlar,
1965’lerden 1980’lere Akyazı aklıma geldi.
Mısır imecilerinde, düğünlerde, bayram buluşmalarında olduğu kadar, günlük yaşamda kadınlar çok farklıydı..
Hatta liseden bayan arkadaşlarımızın çoğu, o yıllar mini etekli giysiler içindeydi..O yıllar çok kuaför olmamasına rağmen, birbirlerinin saçlarını yaparak, sokağa çıkarlardı..
Erkekler ise ‘İspanyol paça’, yanağın yarısını kaplayan favori ve uzun saçları ile hava atarlardı..
Kadınlı, kızlı, erkekli düğünler, imeciler, bayramlar olurdu..
Siyaset mi?
İnanın 40 yaş üstünün günlük konuşmalarında yer bulurdu!
Bizim o dönemlerimizde,’İsmet Paşa(İsmet İnönü), Celal Bayar, Ekrem Alican,Turhan Feyzioğlu, Cevdet Sunay, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Alpaslan Türkeş, Necmettin Erbakan,,Turgut Sunalp, Turgut Özal, Mesut Yılmaz,Tansu Çiller..’ adı çok revaçtaydı.
Akyazı’da belli mekanlarda toplananlar, Türkiye siyaseti üzerine kafa yorarlardı.
Sakarya’dan, Nuri Bayar, Hayrettin Uysal, Hasan Fehmi Güneş, Mehmet Gölhan, Barboros Turgut Boztepe, Güngör Hun, Nadir Latif İslam, Ayhan Reyhan Sakallıoğlu, Ersin Taranoğlu, Nevzat Ercan, Cevat Ayhan’ adı etrafında konuşmalarını sürdürürlerdi.
Rahmetli babama her birinin tebriği gelirdi, bayramlarda!
Peki diğerleri diyeceksiniz?
Siz adlarını hatırlıyormusunuz?
Siyasette iz bırakmak için hizmet gerek, yaşadığın, doğduğun köye, kasabaya, ilçeye velehasıl ülkeye bir şekilde hizmet etmek, ülke meseleleri ile gündeme damga vurmak gerek!
‘İstikrar’ adına, vatandaş sandık başına gitti ve ‘istikrar’ adına bir siyasi otoritenin(tek adam) dayatması ile vekilleri seçtik!
Adlarını hatırlayan var mı?
Ancak adlarını, araştırdığınızda meclis arşivinde bulacağınız vekiller!
* * *
Sevgili okurlar,
Kıyaslamaya dünün Akyazı’sı ile başladık, bugüne geldik. Aday adayları arasında Akyazı Lisesi’nden öğrencilerim, futbol oynadığım yıllarda Akyazı Gençlikspor formasını giyen arkadaşlarım var.
Seçime girmek, hizmete talip olmak herkesin hakkı!
Eskiden ön seçimler vardı, bugün temayül yoklamaları!
Peki son karar?
Ankara’nın!
Dün çok eleştirilen merkeziyetçilik, bugün de moda!
Varsa, yoksa Ankara!
Yani, son kararı Ankara verecek!
Vallahi, aday adayı olmak, tombaladan çıkmak gibi bir durum!
Dün delege şikayetleri vardı, bugün de ‘adamın adamı’ suçlamaları ayyuka çıkıyor.
Sıkı durunuz, buna köycülük, sülalecilik, aidiyette eklenecektir!
Adı üzerinde, siyaset adam, taraftar, partizan, sempatizanlarla yapılıyor..
Neyse, asıl söylemem gerekeni söylemek için çok uzattık..
Bir kere 1999 büyük deprem, Sakarya’da insanların kimyasını iyice bozmuş! Yani il’de yaşamı alabora eden o büyük deprem, günlük yaşam tarzını, düşünceyi de etkiledi. ‘Muhafazakar’ siyaset ile insanımız hepten başka dünyalara yelken açmış!.
Muhafazakar siyaset ile iktidara kurulanlar, başkalarının da kendileri gibi düşünmesini, yaşamasını, giyinmesini, inanmasını istiyor!
Ve bu anlayış ve istem, Türkiye’de’ biadizm’ ile zirve yapıyor!
Biadizm’in anlamını da vermek gerek..
İtaat etmek, birin emrinde olmak, onun fikirlerini, düşüncelerini benimsemek, ona tabi olmak!
İşte bu noktada, hür düşünce güme gidiyor!
Bu güme giden noktada,’ Bize ne lazım demokrasi’ söylemleri yükselmeye başlıyor!
Yani varsa, yoksa lider, imam vurgusu, bir bilen adam, işin ağırlık merkezini oluşturuyor.
Din vurgusu, cennet ve cehennem söylemleri, günah, haram, helal üçlemindeki anlatımlar ve ölüm korkusu yeni olgu olarak önümüze konuyor..
Bir emir geliyor, ya da bir sinyal, ‘oyları şuraya atıyoruz’ beyler, bayanlar!
Ve temayül yoklamaları
* * *
Sevgili okurlar,
Belçika’da son seçimlerde en çok oyu alan bir nevi muhafazakar söylemli NV’A(Flaman Milliyetçi Parti), yeni programında, parlamentoyu,senatoyu kaldıracağını,ülkeyi beşli bir konseyin yöneteceğini, Brüksel’in Flaman ve Wallonlar arasında pay edileceğinin olduğunu açıkladı..
Arkasına sandık iradesini de alan NV’A’nın bu açıklaması ülkede şok etkisi yarattı..
Belçika’daki tartışma,Türkiye’deki siyasi durumu hatırlattı bana..
Bakıyorum da, Sakarya’da seçime ‘bağımsız’ gireceklerin adını hiç duymadık..
Mesela bu küçük ülke Belçika’da bile böyle bir imkan var. İsteyen parti gömleğini çıkartıp, kendi listesini hazırlayıp, belediye başkanlığı seçimine girebiliyor..
Bu temayül yoklamalarının ardından, kendine güvenenler için böyle bir yol var mı bilmem!
‘Demokrasilerde çare tükenmez’ diyenlere selam olsun!
Ben annemin, kara çarşaftan, atkıya ve sonra mantoya girdiğini gördüm..
Bunu Atatürk Türkiye’sine ve Cumhuriyet’e borçlu olduğumuzu biliyorum..
Bu vesile ile Cumhuriyet’in 90. yılında Sakarya’da kutlamalarda el, ele veren, yan, yana gelen, otoriteye aldırmadan, korkmadan meydanlara çıkıp, hür bir şekilde adım atanlara da selam olsun!
Türkiye’nin bugünlerden alacağı çok ders var!
İnşallah genç siyasetçilerimiz, bu dersin farkındadırlar!
Yoksa, bugün esamesi bile okunmayan, adı bile hatırlanmayanlar arasında yer almaktansa, siyasete girmemek daha iyidir!
Pazarınız,sağlıklı güzelliklere vesile olsun!