1980 Türkiye’si; nüfus 50 milyon. Sendikalı işçi sayısı 2 milyon 600 bin.
2014 Türkiye’si; nüfus 77 milyon. Sendikalı işçi sayısı 580 bin.
2002 Türkiye’si; nüfus 68 milyon. Taşeron işçi sayısı 387 bin.
2014 Türkiye’si; nüfus 77 milyon. Taşeron işçi sayısı 2 milyon 200 bin.
**
Turgut Özal döneminde bu taşeron olayı orta atılırken, bu sistemin ülkeye katkıları şöyle sıralanmıştı;
-Yatırımlar çok daha artacak.
-Yatırımlar, ülkeye artı olarak dönecek.
-İşsizlik sıfırlanacak.
Yatırımlar mı arttı? Hayır.
İşsizlik mi sıfırlandı? Hayır.
E, ne oldu o zaman? Şekil a’da olduğu gibi, gerçekler önümüzde. Taşeron işçi mi, köle mi ortada...
**
Mesela size Sakarya’dan, TÜVASAŞ’tan bir örnek vereyim.70’li yıllarda o dönem adı Vagon Fabrikası olan bu kuruluşta çalışan işçi sayısı 2 bin 600. Ki o dönemde, taşeron kelimesinin ‘t’si bile henüz doğmamıştı. 80’li yıllarda işçi sayısı 2 bine, 90’lı yıllarda bin 200’e, 2000’li yıllarda bine düşen TÜVASAŞ’ta bugün işçi sayısı sadece 700’dür.
Yine TÜVASAŞ’ta 2002 yılında 90 olan taşeron işçi sayısı bugün 400 civarında.
**
Soma faciası nedeniyle hedef haline gelen Çalışma Bakanı Faruk Çelik arada bir, ‘..Taşeron işçileri kadroya almayı planlıyoruz. Torba yasaya alabiliriz..’ gibi açıklamalarla taşeron işçiyi umutlandırıyor. O garibim işçiler de bu gazla, birkaç yıl devam ediyor.
**
Taşeron işçiler konusunun bir başka yüzünü size anlatmak istiyorum. Bu taşeron firmalarının tamamına yakını aslında temizlik firmasıdır. Temizlik adı altında kamuda iş alırlar. Asgari ücret alan işçilerinin yüzde 80, 90’ı farklı farklı işlerde çalıştırılır. Mesela, Sakarya’daki kamu hastanelerine bakın. Taşeron firma veya firmalar temizlik firmasıdır.
**
Ancak işe sadece temizlik için işçi almazlar. O hastanenin hekim hariç ne tür elemana ihtiyacı varsa, o tür eleman alırlar. Gidin bakın bugün hastanelere, taşeron hemşireler de var, taşeron sağlık memurları da var. Hekimin odasında sekreterlik yapan taşeron işçisini de görebilirsiniz, hastaya iğne yapanı da. Hatta ameliyathanede görevli taşeron işçileri bile var.
**
Yine TÜVASAŞ diyeceğim. Bugün TÜVASAŞ’ta çalışan 400 taşeron işçinin bağlı olduğu firma temizlik firmasıdır. Siz şimdi TÜVASAŞ’ta çalışan bu taşeron işçilerin tamamının temizlik işlerinde mi görevlendirildiğini sanıyorsunuz. Sanıyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Bu işyerindeki taşeron işçilerin yüzde 90’ı, kaynakçıdır, kalıpçıdır, tornacıdır, dökümcüdür…
**
Belediyelere bir bakarsak en çok taşeron işçinin bu kurumlarda olduğunu görürüz. Mesela artık kadrolu temizlik işçisi diye bir şey kalmadı. Hemen hemen her görevde taşeron işçileri var. Yine temizlik firmaları aracılığıyla tabi..i. Mesela aynı otobüsün, vardiyalı iki şoföründen biri kadroludur, diğeri taşeron firmadan...
**
Hemşirelik mezunu olmasına rağmen, KPSS nedeniyle bir hastaneye giremeyen, sonunda taşeron firmayla hastaneye temizlik işçisi gibi girip hemşire olarak görev yapan bir kişinin aldığı maaş 850-900 civarında. Kadrolu hemşireyse 2.5-3 bin civarında. Üstelik, kadrolu hemşire maaşının dörtte biri kadar döner sermaye payı alırken taşeron hemşire alamaz.
**
TÜVASAŞ’ta taşeron tornacı, kaynakçı, kalıpçı, dökümcü 850-900 lira maaş alırken, bu işi kadrolu olarak yapanlar, 2 bin 500 lira civarında maaş alır. Belediye otobüsünde taşeron şoför yan girdi ve primlerle bin 200 lira alır, kadrolu olan ise bunun iki katı.
**
Şimdi bunun adı, taşeron işçilik mi, yoksa köle düzeni mi? Bir taşeron firma, bir işçisinden bir ayda, oturduğu yerden 600 lira dolayında para kazanıyor. Aslında sorunun çözümü gayet net. Taşeron firmaları çıkar devreden, onların kazandığı aylık 600 lirayı ilave et bu işçilerin maaşına, kısmen de olsa sorun çözülsün.
22 Mayıs 2014
TANIŞIYOR MUYUZ A.101?
Sabah bir mesaj, Akşam bir mesaj…
Tanışıyor muyuz A.101?!...
Sabah 09.00, ‘Şu, şu ürünlerimizde kampanya başladı’
Öğlen 13.30, ‘Bu, bu ürünlerimizde indirim’
Akşam 20.00, ‘A.101’de alışverişin tam zamanı’
‘Bööğ’ünü çıkarttın artık A.101…
**
Zora düşmedikten sonra senin hiçbir şubenden alışveriş yapmam.
Hiçbir zaman, hiçbir şubende de form doldurduğumu, telefon numaramı verdiğimi hatırlamıyorum.
**
‘Alo’ mu dedin, ‘Alo’ mu dedim?..
Asker arkadaşı mıyız?
Kapı komşu muyuz?
Aynı kahveye mi çıktık?
Aynı meyhanede mi içtik?!
Yan yana yolculuk mu yaptık?
Bir yerlerde düşüp mü kalktık?
**
Nedir kardeşim benim senden çektiğim?
Zırt mesaj, zart mesaj..
Uykumu bölüyorsun…
Keyfimi kaçırıyorsun...
Canımı sıkıyorsun…
**
Nereden ne satın alacağını bilmeyen salak mıyım?
Hangi markete gideceğini bilmeyen aptal mıyım?
Sil kardeşim o listeden numaramı.
Uykumu bölme, keyfimi kaçırma, canımı sıkma…
Anladın mı A.101…