Pandemi süresince söylenen en yanlış cümlelerden birisi tarımın öneminin bir daha anlaşıldığı cümlesiydi.

Pandemi sırasında üretim düşmedi, tüketim de sıkıntıya girmedi.

Panikleyip stok yapan insanlar çoktu ama onlar bile tarımsal ürünler konusunda tedarik sıkıntısına yol açmadı.

Coğrafi yapımız, toprak, iklim ve diğer parametreler dikkate alındığında her gün tarımı konuşuyor ve tartışıyor olmamız gerekirken ne yazık ki; enflasyon, TÜİK verileri ve işsizlik oranları açıklandığında, ithalat yapıldığında ve üretilen ürün değerini bulamadığında gündeme geliyor ve tarımı konuşmaya başlıyoruz.

Tarımdaki sıkıntılar: Tarım politikaları, maliyet arttırıcı unsurların çözümlenememesi, ihracat eksikleri, mazot fiyatları, tarım arazilerinin parçalı ve dağınık olması, tarımsal üretimde verim ve kalitenin düşük olması, desteklemeler, sulanabilen arazi miktarının azlığı ve mevcut su kaynaklarının etkin kullanılamaması gibi sayılabilir.

Bunların yanı sıra içimize bir virüs gibi giren liyakatsizliği ve ihmal ettiğimiz, değersizleştirdiğimiz tarım eğitimini de görmemiz gerekmektedir.

Tarımda liyakat ve uygulamalı eğitim konusu yıllardır beynimi meşgul eden, beni zorlayan bir konu olmuştur.  Ya ben konuyu çok abartıyorum ya da işin ciddiyetini ifade etmekten acizim.

Tarımda ciddiyet eksikliği tehlikelidir. Anlık kararlar, anlık cümleler ve anlık işlerle yürüyen günü kurtarma anlayışı bir kenara bırakılmalıdır.

Tarımsal üretimin, verimin ve kalitenin arttırılmasında kibrit çöpü kadar ışık saçamazken; kendimizi olimpiyat meşalesi sanır olduk.

Ne oluyor bize?

Şu ana kadar gündeme almayı ihmal ettiğimiz, düşünemediğimiz eğitim; tarımsal üretimin, verimin ve kalitenin arttırılmasında ilk basamaktır/olmalıdır.

Ziraat fakülteleri, tarımsal eğitim veren meslek yüksekokulları ve tarım meslek liseleri(?).

Ülkemiz tarımına ve geleceğimizin teminatı olan öğrencilere eğitim veren bu kurumlar gerçekten ülkemiz tarımına yakışır düzeyde bir eğitim verebiliyorlar mı?  

Ülkemizdeki 44 ziraat fakültesi sürekli olarak mezun vermektedirler. Ancak devlet kademelerinde istihdam/mezun oranını ele aldığımızda mezunların tamamının devlette çalıştırılmaları olanaksızdır. Oysa ki özel sektörde kendilerine daha iyi iş imkânı olmasına rağmen birçok ziraat mühendislerinin KPSS’ye odaklanması, “devlete kapağı atayım” düşüncesi olayın başka bir çıkmazıdır.

Tarımda çalışan, araştırma yapan, bilim insanlarına hak ettikleri değeri verebiliyor muyuz?

Çiftçilerimize yapılabilecek en büyük destek, teşvik, sübvansiyon, adına ne derseniz diyelim, uygulamalı eğitim, eğitim, eğitim…

Türk çiftçisinin eğitiminde en önemli unsur, ziraat mühendisleridir. Ziraat mühendisleri, çiftçi ile ne kadar az buluşursa, Türk çiftçisinin eğitimi de o kadar ertelenmektedir.

Bir de şu var: Gözümüzün önünde böyle durumlar varken, susacak mıyız, konuşacak mıyız?

Her şey olup bittikten sonra konuşmanın pek faydası olmayabilir; konuşacaksak, şimdi konuşmalıyız.

Ülkemiz tarımını mutlu günlere ulaştırmak için gece gündüz çalışan, yüce ülkülere kendini adayan, vazgeçmeyen, liyakat sahibi; yöneticiler, bilim insanları, ziraat mühendisleri ve araştırmacıların önünde saygıyla eğilirim.

Aklımda deli sorular?

Tarım il müdürlükleri,

Il, ilçe, tarla, ada, bazlı hangi arazide hangi bitki, hangi verimde yetiştirilir, ne kadar üren elde edilir?

Toprak tahlili özendiriliyor mu?

Hangi arazide, hangi oranda gübrenin kullanılması gerektiğini araştırıp tavsiye ediliyor mu?

Çiftçimiz ne zaman gübre pazarlamacılarının elinden kurtarılacaktır?

Çiftçimizin geleneksel tarımdan, modern tarımcılığa geçişindeki yol göstericiliği neden savsaklanıyor?

O makamlar size yan gelip yatmanız için mi bahşedildi?

Devletin topladığı vergilerle aldığınız maaşların, bir zahmet bedelini hizmet olarak ödeyiniz..!

Il tarım müdürlüğü olarak çiftçimizle iç içe olunuz.

Çiftçimize, modern tarımcılık tekniklerini, sahada erinmeden öğretiniz.

İnsanlığın geleceği önemsemediğiniz tarımda saklı..!

Mesulsünüz, sorumlusunuz, bunun hesabının toplum olarak ağır ödeyeceğiz bilmezmisiniz?

İllerdeki tarım müdürleri, mühendis ve ziraat teknisyenleriyle sahada çiftçinin yanında, yanı başında yol gösteren olmalıdır.

Şimdilik bu kadar diyelim bekleyelim, umarım düzelme ve iyileşme kısa sürede gerçekleşir.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

‘’çiftçinin alın terinin, ülke geleceğinin garantisi olduğunu anladığımızda’’