Yerel seçimler yaklaşırken adım adım, başkanların icraatlarını dile getirdiği etkinlikler yanında, muhalefetin de karşı atak başlattığı görülüyor.
Böyle olduğunu işaret eden faaliyetlerin biri bitiyor, diğeri başlıyor.
“Ainesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” düşüncesiyle yola çıkan iktidar partili belediyeler, bu seçim döneminde de tek kale oynayacak gibi bir izlenim oluşturuyor.
Rekabeti muhalefet partileriyle değil de, kendi partilerinin belediye başkanlarıyla yapacakmışçasına hareket eden başkanların, hızına yetişmek kolay olmayacağa benziyor.
Büyükşehir, Adapazarı, Hendek, Serdivan, Erenler belediyeleri yatırım ve hizmette birbiriyle yarış halinde geceyi gündüze katıp çalışırken; onları Akyazı, Sapanca, Arifiye belediyelerinin geriden gelen atakları takip etmeye başladı.
Karasu Belediye Başkanı Mehmet İspiroğlu’nun gayretleri de olmasa, muhalefetin varlığından haberi olmayacak kamuoyunun…
CHP ve yer yer MHP “İldeki tüm belediyelere talibiz” gibi beylik laflar dışında, henüz ses getirici bir etkinlik ortaya koyabilmiş değil.
Bu nedenle iktidar partili belediyeler, yaklaşan seçim döneminde de kendilerini zorlayacak bir muhalefet bulamayacağa benziyor…
Bu durum, ilimiz siyaseti adına talihsizlik olsa gerek…
Zira bilinir ki güçlü muhalefet, güçlü iktidarlar oluşmasını sağlar.
Muhalefet bu nedenle, demokratik anlayışın iki ayağından biridir.
Birinin olmayışı ya da beklenen etkinlikten yoksun oluşu, demokrasinin topallamasına yol açar.
İlimizde doğruluğu kesinleşmemiş pek çok dedikoduyu “Çamur at, izi kalsın” anlayışıyla ortaya atanlar ya da medyaya servis edenlerin kazanacağı hiçbir şey yoktur ve bugüne değin de olmamıştır.
Örneğin, Türkiye’nin en önde gelen ilçesi haline gelen bir belediyeyi ve onun başarılı başkanını afaki sözlerle gündeme taşıyıp suçlamak, olsa olsa söyleyeni küçültür.
Başkanların kusursuz olduğunu belirtmek mümkün değil.
Onların da yanlışları ve hataları olabilir.
Neticede insandır.
Ancak başkanları, özel hayatlarına girerek suçlamak ne siyasi ahlaka sığar, ne de söyleyene prim kazandırır.
Gelişmeler gösteriyor ki, seçim günü yaklaştıkça siyasi tansiyon yükselecek.
Karşı tarafın hatalarından yola çıkarak iktidar olma hevesi taşıyanların arzusu, hep kursağında kalmıştır.
Önemli olan yapılmayanı yapabilmek ve ne yapabileceğine halkı inandırmaktır.
Projesini bu doğrultuda hazırlayan ve halkı inandıran partiler kazanıyor seçimleri…
Karalama ile bir yere varılamayacağı ayan beyan ortada…
Siyaset, halka hizmet etme sanatıdır.
Karalama ve yaralama yoluyla iktidar olunmaz.
Bu ülke hepimizin…
İktidarı ve muhalefetiyle aynı geminin yolcularıyız.
Gemi yoluna devam etsin, almasın hiçbir zaman su…
Diyeceğimiz son söz olsun bu…