Biz IŞİD’i, küffarın anlattığı kadar biliyor, tanıyoruz. Zira, bize ait doğru haber ve bilgi kaynağı yok.Hepsi onların elinde. IŞİD’e ait basın da yok. Veya engelleniyor.  Güvenebileceğimiz haber kaynağından mahrumuz. Mahrum olmalıyız ki, şeytan ittifakı istediği gibi, çıkarlarına uygun olacak şekilde tanıtsın. IŞİD’e istediği kıyafeti giydirsin,  rölü yüklesin.Netice de,Şeytan ittifakı bilgileriyle, onların istediği şekilde onlarla beraber IŞİD’i ve gösterdiklerini düşman belliyor, şer ittifakı ile hareket ediyoruz.

             Belki de IŞİD bir “KURGU” ve bir “ÖCÜ” dür. Belki var, belki de yoktur.Belki onlar oluşturmuş, belki de bölge Müslümanlarının ihtiyacından doğmuştur.Belki müspet, belki de menfidir. Bilemiyoruz. Küffarın bildirdiğinden başkasını bilmiyoruz.

               Onun için ihtiyatla yaklaşıyoruz, yaklaşmalıyız.Ta ki, doğru bilgi alana  kadar

               Türkiye ve İslam Dünyası olarak biz; parti, mezhep, cemaat, kavmiyet ve kabile üzerinden birbirini yerken, Şii, Sünni, Selefi, Vahhabi ve benzeri gayri islami bölünme ve parçalanmalarla boğuşurken, emperyalist ve siyonistler,Suriye ve Irak meselesi de dahil olmak üzere IŞİD üzerinden neler kazanıyor ya da biz neler kaybediyoruz?

              1-Tanımladıkları ve tanıttıkları IŞİD üzerinden İSLAM’ı karalıyor, öcü gösteriyor, asan,kesen, katleden ve her türlü barbarlığı yapan bir “din” olarak takdim ediyorlar.

             2-Bu tanımlama ve takdim ile öncelikle Batı’da İslam’a yönelişi durduruyor, en azından büyük ölçüde yavaşlatıyorlaer.

            3-Müslüman ülkelerde de yeni genç kuşaklara ve İslami alt yapıya sahip olmayan yığınlara yönelik aynı barikatı koyuyor, en azından İslam’dan belli ölçüde de olsa soğutuyor, mesafeli durmalarını sağlıyorlar.

            4-Hem Avrupa’dan hem de İslam ülkelerinden IŞİD’e katılan, onların tabiriyle “radikal” Müslümanları, dünya ve bölge Müslümanlarının şeriata bağlı, dindar, cihad ehli, “İslam Devleti” ideali taşıyan dindar Müslümanları, IŞİD üzerinden yok ediyor, tüketiyor, katlediyor, marjinalleştiriyorlar.. Geleceğe yönelik olarak, hem Batı’da hem de bölgemizde, onlara göre tehdit olabilecek bu nüfus potansiyelini yok ediyor, laik, seküler, liberal ya da “ılımlı!” bir tabanın oluşmasını, böyle bir taban kalmasını sağlıyorlar.  

            5-IŞİD üzerinden Irak ve Suriye’yi, hatta tüm Müslüman ülkeleri baskı altına alıyor, her türlü müdahaleye açık hale getiriyorlar.

           6-Bölgedeki halkı havadan bombalıyor, yüzbinlerce insanın ölmesini ya da göç etmesini, muhacir olmasını, bölgeyi boşaltmalarını sağlıyorlar. Boşalan yerlere ypg-pyd gibi unsurları doldurarak, gelecekte yeni bölünme çatışmalara zemin hazırlıyorlar.

           7-Dünya nüfus pilanlamasını; katlederek ve iç savaş çıkartarak Müslüman ülkelerde yapıyorlar. 

           8-İzrail’in etrafında, onu tehdit edebilecek en küçük bir tehdit bırakmıyor, güvenli ve güçlü bir izrail oluşturuyorlar. Muharref Tevrat’ta geçen ve siyonistlerin en büyük ideali olan “Arz-ı mevud’a” “Büyük İzrail’e” zemin hazırlıyorlar.

           9-Bölge Müslüman ülkelerini, ya Rusya-Çin bıloğuna ya da AB-ABD-İZRAİL bıloğuna mecbur ediyor, kucaklarına oturtuyorlar. (İran’ı Rusya-Çin’e, bizi ABD-izrail’e ettikleri gibi)

           10--Müslümanlar arasında zaten var olan mezhebi ayrılıkları daha da derinleştiriyor, düşmanlıkları artırıyor, kısa vade de bir araya gelmelerini büyük ölçüde engelliyor, parçalıyorlar. Yeni bölünmeler, yeni devletcikler oluşturarak, daha kolay sömürmeyi ve ila nihaye çatıştırmayı sağlıyorlar.

             11-Müslümanların dikkatini ve nefretini, ABD, Rusya, İzrail ve AB üzerinden kaydırarak, mezhepsel ayrılıklar üzerinden yeni düşmanlar oluşturuyor(İran gibi), Müslüman ülkeleri birbirine düşman gösteriyorlar.           

           12-İslam dünyasını iliklerine kadar sömürmeyi daha kolay hale getiriyor, fakir ve aç bırakıyor, tarihini, tabiatını, insan potansiyelini, kültürünü ve kimliğini kırıyor, yok ediyorlar.

          13-IŞİD tehlike ve tehditini çok iyi kullanarak, öncelikle bölge ülkelerini ve genelde de tüm İslam alemini laik-seküler, liberal kapitalist dimoskratia rejimlere özendiriyor, eviriyor,mecbur ediyor, kurtuluş reçetesi olarak gösteriyor, “İslami düzen-Şeriat isterseniz, işte IŞİD rejimi” demeye getiriyor, kamuoyuna sundukları IŞİD uygulamalarını,İslam-Şeriat olarak gösteriyor, “öcü” olarak sunuyor, kendi beşeri sömürü düzenlerini empoze ediyorlar.

            Bunlara bir çok kaybımızı ya da onların kazancını ekleyebilir, sayıyı artırabiliriz.

            Bütün bunlar olurken,biz ise uyumaya, “Ey iman edenler!Eğer bir fasık size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.(Hucurat Suresi, 6.Ayet)” İlahi buyruğunu hiç dikkate almadan  küffar ile beraber hareket etmeye, IŞİD üzerinden müslümanlara yağan bombaları görmemeye devam ediyoruz!!! Hatta alkışlıyoruz!

            Hiç şüphesiz bütün bunları yerli işbirlikçilerle yapıyorlar!