TÜİK’in ülke genelinde yaptığı araştırmanın sonuçları, genellikle olumlu, az da olsa aksi yönde değerlendirmelerle, ilin gündeminde hala güncelliğini koruyor...

Engin Arapoğlu dünkü köşesinde son derece çarpıcı bir değerlendirme yaptı, bu konuya yönelik…

Tepkiye, tenkite edep sınırları içerisinde yapıcı ve uyarıcı olmak kaydıyla katıldığını, ancak bunun yerine hakarete varan saldırıların sahiplerini “iyi niyetten yoksun zehirli beyinler” olarak yorumlamış Arapoğlu ki buna katılmamak mümkün değil...

Bu çürümüşlük sadece ilimize ve şehrimize has olamaz...

Bugün ülkemizin Doğu bölgelerini kan gölüne çeviren, insanları evinden barkından eden, iç ve dış düşmanların taşeronu ve uluslar arası proje olduğu açık seçik belli olan terörist gurupları kutsayan sözcüler de benzer saldırılar içerisinde şu sıralarda…

Ülkede hangi sahada ne kadar olumlu ve anlamlı gelişme ve değişim varsa, karşı çıkılıyor bilinen sözlerle…

Milli olan her şeye muhalefetin altında ne varsa ulusal düzeyde, yerelde de benzer tepkilerle, güzel olan her şeyi bir kenara atıp, olumsuzluk adına gündemi ve gerçekleri sulandırmaya özen gösteren bir kesim var...

Düne kadar atmadık çamur bırakmadıkları sağlık alanındaki gelişmeler, sanırım bu konuda en çarpıcı cevap olmuştur…

Bir ara 74. sıralarda gezinen ve Doç. Dr. Hasan Sağlam’ın Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne getirilişinden sonra, hızlı bir çalışma dönemiyle başarılı hastaneler arasında 14. sıraya yükselen Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi de (SEAH) TÜİK’in araştırmalarına göre, hak ettiği yere gelmese de yaklaşmanın haklı onurunu yaşıyor olmalı...

Hayatta hiçbir şey tam anlamıyla mükemmel olamıyor...

Eksiklerine bakıp olan biteni hırpalamak, yerden yere vurmak iyi niyetten yoksun, güzele ve özele düşman kişilerin işidir...

İlimizin eksiklerini giderme konusunda taşın altına elini koyacağı inancıyla şehrimizin ve milletimizin hizmetkârı Doç. Dr. Hasan Sağlam ve ekibi yanında, herkese ve her kesime kolaylıklar diliyorum, bu arı duygu ve düşüncelerle…