Bu ülkenin ve devletin en büyük sıkıntısı; halledilmesi kolay olmayan bazı iç ve dış olaylarda mafya denilen illegal örgüt liderlerini işin içine sokması olmuştur zaman zaman ve yer yer…

Geçmişte İnci Baba, daha sonraları Çatlı ve benzerleri buna dair canlı örneklerdir…

Her defasında yaptıkları yararlı gibi görünen işlerin karşılığında ortaya çıkan pis kokular ve buna bağlı kirli ilişkilerle boğuşmak zorunda kalan devlet anlayışının bir yeni versiyonu ile karşı karşıya ülkemiz şu sıralarda…

Diriliş asrı denilen müthiş bir ivme yakalanmışken ülke içinde ve de dışında, İçişleri Bakanı başta olmak üzere bazı önemli şahıslara yönelik içte malum odaklar ve partiler dışarda ise işin ciddiyetini kavrayıp Osmanlı ruhu canlanıyor telaşı ile saldıranların amaçlarına muvaffak olmaları adına başta darbe teşebbüsü olmak üzere çeşitli saldırılar ve farklı metotlar ile bildik bilmedik her yolu denemeleri asla ve kat’a sürpriz sayılmamalıdır…

Son olaylar işte öyle bilinen gelişmelerin bir yeni versiyonu olarak servis edilmektedir kamuoyuna…

Devlete kurulmuş bir tuzak şeklinde algılanan bu tür olaylar karşısında “Topunuz gelin, yine başaramayacaksınız” şeklinde meydan okuyan, korkuyu korkutan bir deli yürek bulunca karşılarında ne yapacaklarını şaşıranlar, bu defa farklı bir yol ve yöntem deniyorlar…

PKK’nın belini kıran başarılı bir bakan olan Süleyman Soylu’yu yıpratmak adına suyu bulandıran zihniyete karşı verilen yanıtlar bu olaya şaşı bakan partilerce istismar edilirken, bundan medet uman ülke düşmanı çevreler dün olduğu gibi bugün de başarı elde edemeyeceklerdir hiç kuşkusuz…

Bu gelişmeleri dikkatle izleyen iktidarın güçlü ortağı MHP’nin gür sesi ve devletin beka adına sigortası olduğunda birleşilen Devlet Bahçeli’nin son açıklamasına aynı sertlikte katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleri kamuoyunu dalgalandıran konunun muhataplarına yapılmış en güçlü uyarı olsa gerek…

Buna “Sen bize Reis’in emanetisin” diye sokaklara dökülen halkın desteği de eklenince işin rengi de, yönüne de bir anda değişmiş oluyor…

Öyle ya; PKK belasına canı kanı pahasına verdiği örnek mücadele ile katılan ve başarılı olan bir İçişleri Bakanı’nın harcanması elbette kolay olmayacaktır…

Böylece gerilen ortalığı rahatlatan ve peş peşe yapılan etkili ve ses getirici açıklamalar başarılı bakanın hiçbir zaman yalnız olmayacağını gösteriyor…

Bilinir ki marifet iltifata tabidir…

Bu moralle yoluna devam edecek olan ancak bir uluslararası proje ile yıpratılmak istendiği ortaya çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, belki de bundan önceki hiçbir dönemde ortaya koymadığı bir farklı hizmet anlayışıyla daha cesur ve daha kararlı bir şekilde, ülkenin yaklaşık yarım asırdır enerji ve sinerjisini tüketen PKK belasının üzerine yürüyecektir…

Ve ümit edilir ki son darbe vurulacaktır…

Devletin zirvesi de bu konuda ittifak ettiğine göre, bakanın ve ülkenin yolu açık ve aydınlık olacaktır…

Bir Rus atasözü vatanı olmayanları ötmeyen bülbüllere benzetir…

Hizmet ettiği devlet adına öten bir bülbül olarak Süleyman

Soylu ve ona verdiği destekle ötmek bir yana “Topunuz gelin” şeklinde meydan okuyup haykıran bir devlet başkanı ile baş etmek kolay mıdır sanırsınız!

İşte ülkemiz böyle sağlam bir yapı içerisinde yürüyor gelecek aylara ve yıllara…

Yolları, bahtları ve şansları açık olması dileğiyle onlara Mevla’nın yardım edeceği inancıyla “peygamber çiçekleri” gönderelim istedik bu defa…