Dün Serdivan Spor Salonunu nefes alınmayacak derecede dolduran coşkulu bir kalabalıkla gerçekleşen Ak Parti aday tanıtım toplantısı öncesi, Karasu’da kurulan BMC üretim ve teknoloji üssü temel atma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülke ekonomisi ve insan sağlığı üzerine sayısız yararı olan kenevir ekimine yeniden başlanacağına yönelik çarpıcı açıklamalarına Karasu’dan sonra Serdivan’da da devam etti...

Bu müthiş bitki ekiminin gündeme geldiği ve yasaklandığı günleri bilirim…

Sözde uyuşturucu özelliğinden olacak, üretilmeyişini haklı çıkaracak (!) bir nedenle topluma dayatılan kenevirin faydalarını sıralayan enfes bir değerlendirme yazısı geçti elime…

Bilinmesi ve üzerine oynanan oyunların iç yüzünü dile getirerek kenevir gibi bir büyük nimeti üretimden kaldırmanın nelere mal olduğu, aşağıdaki net açıklamalar sonrası çok ama çok daha iyi anlaşılacaktır…

O halde önce okuyalım…

“Kenevir nasıl yasaklandı?

Endüstriyel kenevir sadece bir tarım bitkisi değildir oysa… Petrolün ve doların panzehridir…

1. Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

2. Yine bir dönümlük kenevirden, 4 dönüm ağaca eş kağıt üretilebilir.

3. Kenevir tam 8 kez kağıda dönüştürülebilirken, ağaç 3 kez kağıda dönüştürebilir.

4. Kenevir 4 ayda yetişir, bir ağaç ise 20-50 yılda.

5. Kenevir, gerçek bir radyasyon temizleyicidir.

6. Kenevir dünyanın her yerinde yetiştirilebilir ve çok az suya ihtiyaç duyar. Ayrıca kendisini böceklerden koruyabildiği için tarım ilacına da ihtiyaç duymaz.

7. Kenevir ile yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşırsa, tarım ilacı sektörü tamamen ortadan kalkabilir.

8. İlk kot pantolon, kenevirden yapılmıştır; hatta “KANVAS” kelimesi kenevir ürünlerine verilen isimdir.

Kenevir ayrıca ip, halat, çanta, ayakkabı, şapka yapımı için de ideal bir bitkidir.

9. Kenevir, AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltma; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılmaktadır.

10. Kenevir tohumunun protein değeri çok yüksektir ve içindeki iki yağ asidi'de doğada başka hiçbir yerde bulunmamaktadır.

11. Kenevirin üretimi soyadan bile daha ucuzdur.

12. Kenevirle beslenen hayvanlar, hormon takviyesine ihtiyaç duymaz.

13. Plastik ürünlerin tamamı, kenevirden üretilebilir ve kenevir plastiğinin doğaya dönüşmesi oldukça kolaydır.

14. Bir arabanın gövdesi kenevirden yapılırsa, dayanıklılığı çelikten tam 10 kat fazla olur.

15. Binaların yalıtımı için de kullanılabilir; dayanıklı, ucuz ve esnektir.

16. Kenevirle yapılan sabunlar ve kozmetik ürünler, suyu kirletmez; yani tamamen doğa dostudur.

Amerika’da 18. yüzyılda üretimi zorunluydu ve üretmeyen çiftçiler hapse atılıyordu. Ancak durum şimdi tam tersi. Neden?

W. R. Hearst, 1900’lü yıllarda Amerika’da gazete, dergilerin ve medyanın sahibiydi. Ormanları vardı ve kağıt üretiyordu. Eğer kenevirden kağıt yapılırsa, milyonlarını kaybedebilirdi.

Rockefeller, dünyanın en zengin adamıydı. Petrol şirketi vardı. Bio yakıt olan kenevir yağı da elbette onun en büyük düşmanıydı.

Mellon, Dupont şirketinin ana hissedarıydı ve petrol ürünlerinden plastik üretmek için patente sahipti. Ve kenevir endüstrisi, onun pazarını tehdit ediyordu.

-Sonra ise, Mellon ABD Başkanı Hoover’in hazine bakanı oldu. Bu bahsettiğimiz büyük isimler yaptıkları toplantılarda, kenevirin bir düşman olduğuna karar verdiler. Ve onu ortadan kaldırdılar. Medya aracılığıyla, marihuana sözcüğüyle birlikte keneviri, insanların beynine, zehirli bir uyuşturucu olarak kazıdılar.

Kenevir ilaçları piyasadan çekildi, bunun yerini bugün kullanılan kimyasal ilaçlar aldı.

Kağıt üretimi için, ormanlar katledildi.

Tarım ilaçları ile zehirlenme ve kanser arttı.

Ve derken dünyamızı plastik çöplerle, zararlı atıklarla donattık…”

Ülkemizin neden geri kaldığı ve geri bırakıldığına yönelik bir çarpıcı örnek değil midir pek çok konuda olduğu gibi kenevir ekimi yasağı!

İşte öyle dönemlerden bugünlere gelindi ve tuzak projelerden kurtulup kendi göbeğini kendi kesen bir ülke haline gelmek, ülkemiz için büyük bir bahtiyarlık ve şans olsa gerek…

Bu doğrultuda halkımızı uyaran, uyandıran tarihi bir sürece tanık olmanın mutluluğu yaşanıyor bugün ülkemizde…

Bu doğrultuda cesur karar alan yetkili, etkili kim varsa, ona Bizim Bahçe’den “orkideler” gitmez de ne gider…

NOT: Aday tanıtım toplantısıyla ilgili notlar ve izlenimler yarın bu sütunlarda olacak…