Önder Döker, SASTOP basın buluşmasında ilin sorunları arasında önceliği, Ada treninin yeniden gardan kalkmasına vermiş…

Usta gazeteci Güngörzade Cevdet Efendi de katıldığı toplantı sonrası bir değerlendirmede bulunmuş ve demiş ki “Benim önceliğim farklı…

Ardından sıralamış hastane, üniversite, çok katlı binalar…”

Onlara ilgisiz değilim ve gündeme gelmesinde ve getirilmesinde de bir sorun yok ancak “öncelik” olunca konu, bence bu ilde ilk ve en önce gelen sorun otoyollara rağmen İstanbul’a gitmenin işkenceye dönüştüğü zaman ve zeminde halkı bir an önce bu büyük zulümden kurtarmaktır, trenin yeniden gardan kaldırılmasıyla...

Böyle yapmakla hem halkın kesesine, hem zamanına, hem de kaza riskine karşı en hayırlı ve olumlu hizmet yapılmış olur...

Trenin gardan kalkışı, şehir trafiğine olumsuz etki yapsa da bu böyledir ve bu bana göre en büyük hizmettir...

Hatta daha da öte, bir nevi ibadettir…
Zeki Başkan’a da bu düşüncemi iletmiştim…

İleri sürülen diğer konular da bu ölçüye girer ancak önce, yediden yetmişe esnafı, işçisi, talebesi, kadını erkeği, kızı kızanı tüm Sakaryalılar’nın arzusu olan bu talebe “Ama” deyip şaşı bakmak ya da önceliği bir başka yöne kaydırmak yanlıştır…

Bu düşünce, olay gerçekleşsin ya da gerçekleşmesin hiç ama hiç değişmeyecektir bende…

Bu işi inatlaşma konusu haline getirmek de yanlıştır...

“Sen dedin, ben yazdım” atışması dışına çıkarıp halkın dediğine kulak verelim usta, ne dersin!

İstiyoruz ki artık “Kara tren gelmez m’ola” türküsü düşsün dillerden…

Trenin gardan kalkması aynı zamanda bu şehrin ekonomisine de inanılmaz değerler katar...

İstanbul ulaşımı böyle kolay, ucuz ve hızlı olursa, esnafın eskiden olduğu gibi günübirlik gidip gelmesi ticari hayatın canlanmasına, piyasaların hareketlenmesine yol açacağından, kazanılan paralar halkın kesesine, manevi primi ise Büyükşehir Belediyesi’ne akacaktır…

Bu duygularla sana ve şehri bir baştan bir başa yenileşmeye tabi tutarak daha güzel ve yaşanılır hale getiren Zeki Başkan’a, bir kez daha “SASTOP’un değil, halkın sesine kulak vermesi” dileğiyle Bizim Bahçe’den “Siyah güller” gitsin istedik…