Her fırsatta söylüyorum: Ben eski kafalı bir adamım.
Nostalji düşkünüyüm fena halde…
Taş plaktan gazel dinlemeye bayılırım.
Siyah beyaz fotoğraflara baktığımda feleğim şaşar.
Eski ahşap konaklar gördüğümde vurgun yemişe dönerim.
Adapazarı-Haydarpaşa Treni bahis konusu olduğunda kalbimde bir sıkışma hissederim.
60 yaşını aşkın insanlarla yaptığım sohbetler beni kendimden geçirir.
Bana bu alışkanlık rahmetli babamdan kalmıştır.
Kendisi hep eski günlerden bahsederdi bana.
Ta 1950’li yıllarda Melek Sineması’nın müdürlüğünü yaptığı zamanlardan başlardı anlatmaya…
Film arasında düzenlenen konserlerden, yaz gecesi eğlencelerinden…
Reji Sokağı’ndan, Bahar Sokak’tan ve tabi Sapanca Mahmudiye’den…
TZDK’da sendikaların sendika olduğu dönemlerde verdiği mücadelelerden bahsederdi.
Ve de ne zaman şehirde turlasak sık sık beni durdurur ve “Bak şurada eskiden bir lokanta vardı… Şurası parktı eskiden… Şu evde ne günlerimiz geçti bizim” gibi cümleler kurardı.
Babamı kaybettiğim 1996 senesinden beri kim bana eski günlerden bahsederse içim titrer.
Eski Adapazarı’na dair yazılan yazılar ve anlatılan hikâyeler beni çocukluğuma götürür, babamın hatırasını uyandırır bende.

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı bir kitap bastırmış.
“Kalbimizde Bir Mevsim Sakarya” ismini taşıyan kitapta şair ve yazarlar şehrimize dair hatıralarını yazmış.
Editörlüğünü Fatma Çolak’ın yaptığı kitapta kendisinin yanı sıra Selim Gündüzalp, Necati Mert, Osman Sarı, Hatice Bilen Buğra, Nalan Barbarosoğlu, Yılmaz Daşcıoğlu, Ayfer Tunç, Engin Yılmaz, Servet Kızılay, Mustafa Uçurum, Rüstem Budak, Zeynep Arkan ve Mustafa Celep’in yazılarına yer verilmiş.
Belki de Sakarya’da doğup büyümeleri, diğerlerine nazaran şehirde daha çok vakit geçirmeleri ve yaşları itibariyle daha da eskiye gitmeleri nedeniyle özellikle Selim Gündüzalpve Necati Mert’in yazıları beni çok sarstı.
Zaten ezelden beri büyük bir ilgi ve saygı duyduğum bu iki yazar, etkileyici ve şiirsel üslupları ile beni elimden tutup eski Adapazarı’nın sokaklarında dolaştırdı diyebilirim.
Eski zamanların tadını duydum; az kirlenmiş gökyüzünün ve az aşınmış sokakların keyfini çıkardım doyasıya…

“Kalbimizde Bir Mevsim Sakarya”her bakımdan tadına doyum olmayan bir kitap olmuş.
Bu itibarla Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı İbrahim Aktürk’ü bir kez daha kutlamak gerekir.
Kendisi göreve geldiği günden bu ana olağanüstü işlere imza atıyor.
Konser, sergi, konferans, söyleşi; kültür sanat namıma akla gelen her alanda dolu dolu program ve etkinlikler tertipliyor.
Son dönemde şehre kazandırılan Ofis Sanat Merkezi, Sakarya Sanat Galerisi ve Ziya Taşkent Konser Salonu gibi yatırımlarda da kendinin bu çabalarının ve son yıllarda artış gösteren kültür sanat faaliyetlerinin etkisi büyüktür.

Ben her daim geçmişe özlem duyan, eski kafalı bir adamım…
Bahse konu kitapbeni sevdiğim ve özlemini duyduğum zamanlara götürdü.
Ne diyeyim; getirenden götürenden Allah razı olsun…