Uzun yıllardır yurt dışında yaşayan öğretim görevlisi arkadaşımla hafta sonu bir araya geldik.

Ayaküstü sohbetimizde, ülkenin gidişi, ecnebi paralarının değer kazanmasını konuştuk.

Öğretim görevlisi arkadaşım, entelektüel birikimi olan, duyarlı bir vatan evladıdır.

Hocam ne olacak böyle? Diye sorduğumuzda…

Kardeşim, yenidünya düzeninde projesi olan ülkeler kazanacaktır dedi.

Yurtdışından bakıldığında iki türlü Türkiye görmek mümkündür.

Şöyle ki;

Yurt içinde sürekli siyasi operasyonlara maruz kalan, küçültülmeye çalışılan, halkı devlete karşı kışkırtmaya çalışan, etki ajanlarının cirit attığı bir Türkiye.

Birde, yurtdışından bakıldığında projeleri olan, icat ettiği teknolojik materyallerle çevresine korku salan, dik duran, sömürü düzenine başkaldıran Türkiye dedi.

Bu söylemler üzerinden durum okuması yaptığımızda, öğretim görevlisi dostumuzun hiçte boş konuşmadığını görmek mümkün.

Örneğin, askeri alandaki dışa bağımlılığımızın son bulma sınırına gelmesi,

İHA, Siha alanında ki önlenemez başarılarımız.

Çeşitli füze icatlarımız, türlü türlü askeri envanterde dışa bağımlılığımızın ortadan kalkması.

Yerli savaş uçağımızı yapma kararlılığımız,

Atak1 ve Atak2 helikopterlerini yapıp, birde ihraç etmemiz, ayrıca pilot eğitim uçağı, bu uçağı aynı zamanda mühimmat takıp saldırı uçağı olarak kullanabilmemiz,

Eskiden hayal bile edemediklerimiz, bugün rahatlıkla ürettiğimiz olarak karşımıza çıkmakta.

Geçenlerde sohbet ettiğim askeri bir yetkili bana,

Askeri ve teknoloji alanında ürettiklerimizi bir bilseniz, ülkemizin savaş teknolojilerine olan güveniniz tavan yapar dedi.

Dünya bizim icatlarımızı sadece ifşa edilenle sınırlı zannetmesin.

Kimse bu saatten sonra bize saldırmayı göze alamaz demiş,

Eklemişti.

İşte bu sayısız başarılar, teknofest kuşağının başarısıdır.

Şuanda dünyanın çeşitli ülkelerinde çalışan mühendislerimiz ülkemize geri dönüyor, tek hayalleri ülke geleceğinde iz sahibi olabilmektir.

Ayrıca bu icatlara siyasal iklim sağlayan Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyin kararlı duruşu ve hayalleridir diyor.

Dünya ekonomisi, pandemi sonrası daralmasının etkileri ülkemizde de görülmektedir.

Bu daralma ülkemiz siyasilerinin yüzünden oluşan bir şey değildir.

Global krizin Türkiye uzantısını yaşamaktayız.

Ecnebi paralarının böylesine değer kazanmasının altında kesinlikle ülkemize operasyon çekmek isteyenlerin art niyeti yatmaktadır.

Yüzüncü kuruluş yılını kutlamaya hazırlandığımız ülkemizi tekrar uzaktan kumandayla idare edebildikleri ülke durumuna düşürmek isteyenlerin gayretleri elbette boşa çıkacaktır.

Her alanda özgürleşmek için caba sarf eden ülkemizi durduramayacaklar.

Suriye’de, Irakta olmamızdan rahatsızlar.

Ak Denizde olmamızdan rahatsızlar.

Libya’da olmamızdan rahatsızlar,

Afrika’da olmamızdan rahatsızlar,

Kıbrıs’ta olmamızdan rahatsızlar,

Karabağ’da, Azerbaycan’da olmamızdan rahatsızlar.

Türk Devletler Birliğini kurmamızdan rahatsızlar.

İnanın bulunduğumuz bu coğrafyalardan çekilelim, ecnebi paralarının değerleri çok aşağılara düşer.

Bu gün geldiğimiz durum, olmak yada olmamak durumudur.

Halk olarak buna karar vermek durumundayız..!

Cumhuriyetin kurulduğu günden bu güne alçak sürünmüş bir millet,

Yüzüncü kuruluş yılını kutlamaya hazırlandığımız bu vatanın tam bağımsız, dışa bağımlılığını minimize etmek istemesi kadar doğal bir şey olamaz.

Varsın Almanlar gibi uzun yıllar sadece patates yiyelim.

Yeter ki,

Okyanus ötesinden parmak sallanamayan ülke olalım.

Özgür, tüm kararları kendi dinamikleriyle alan, hiçbir gücün dayatmasıyla, askeri ve sosyolojik yaptırımın uygulanmadığı,

Geçmişte gücüyle takdir gören, bugün takdiri fazlasıyla hak eden ülke olmak emin olun çok uzak değil.

Siyasi bahanelerle ayrışmak, kavga etmek tamda onların arzuladığı şey olmalı.

Bizlerin acilen kalbi duygularla birbirine kenetlenmesi elzemdir.

İnanın başka Türkiye yok..!

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

’’ecnebi paralarının esiri olmadığımızda’’