Yarım asır geçmiş Sakarya Hayırsevenler Derneği’nin kuruluşunun üzerinden.
Şehir eşrafının o zamanlar hayli duyarlı olduğundan söz eder eskiler… Bu duyguları taşıyan bir avuç şehir eşrafının girişimleriyle 1957 yılında hizmete girmiş Hayırsevenler Derneği.
Adına yakışır ve yaraşır hizmetler yürüttü bugüne değin dernek...
Nice başkan ve yöneticiler gelip geçti. Anlayış hiç değişmedi. Hep hizmet, daima hizmet…
Devlet Hastanesi karşısındaki binası geçirdiği depremlere rağmen dimdik ayakta. Kurucuları arasında yer alan hayırsever işadamları bir araya gelip, ekmeğini yeyip suyunu içtiği, havasını sulayıp toprağını ektiği şehre hizmet adına başarılı bir performans sergilediler bu yolla.
Fakir fukara-garip guraba yaşlanıp bir kenara atılan öksüz,yetim,kimsesizlerin barındığı ve sığındğı bir kurum olarak hayatiyetini sürdürmesini bilen Hayırsevenler Derneği şu sıralarda zor günler yaşıyor.
Hizmet binası yanında, gelir getirici birkaç mülkü de olmasına rağmen derneğin yükü ağır.
Şehrimizin unutulmaz ve saygıdeğer işadamları İsmail Rençberoğlu, Mehmet Ali Toparlar, Fahri Sivri, Süleyman Fesçioğlu,Tahsin Kara, Şevket Tanrıçer, Şeref Başoğlu ve uzun yıllar muhasip olarak görev yapan geçtiğimiz ayda yitirdiğimiz kırtasiyeci Şaban Üstüner’in omuzlarında yükselen Hayırsevenler Derneği’nde bugün, İsmail Hakkı Tuğ yürütüyor başkanlık görevini…

Dernek denince ilk akla gelen kurucu gönül adamlarının hemen hepsi; aramızdan ayrılıp giderken geride, işte böyle yararlı bir hayır kurumu bıraktılar.
1980 Darbesi sonrası işbaşına gelen askeri yönetim vakıf ve dernek adına ne varsa kapatırken ülkede, faaliyetine devam etmesi adına yol verdiği sayılı derneklerden biridir Sakarya Hayırsevenler Derneği…

İşte öylesine hayırlı bir kurumdur dernek. Zaman zaman uğrayıp faaliyetlerini yerinde görür, kurucuları adına mutlu olurum daima. Başkan İ. Hakkı Tuğ şu sıralarda hayli sıkıntılı…
“Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü” bir takım koşullar ileri sürmüş, bunları yerine getirmezseniz eğer derneğinize el koymak zorunda kalırız diyerek.
Hasta sayısına göre doktor,hemşire ve hizmetli bulunması şart koşulmuş derneğe.
Geliri belli derneğin, bunları karşılaması kolay olmaz. Hastalık halinde, hastane karşıda. Anında ambülans gelip hastaya müdahele ediyor ya da alıp götürüyor.
İleri sürülen şartlar ağır gelmiş derneğe. Bütün bunlar iyi de, bu bütçeyle altından kalkmanın zor olduğunu söylüyor Başkan Tuğ.
Devletin bu konuda böyle kurumlara sahip çıkması yardımcı olması gerekmez mi?
Bir zamanların tanınmış züccaciyecisi müzisyen Cevdet Taşkın da orada kalıyor son yıllarda. Uzun soluklu yürüyüşlerim sırasında yolum düşer oraya. Hal hatır sorar, yönetimden memnun olup olmadıklarını öğrenmek isterim. İşte böyle bir ziyaret sırasnda öğrendim gelişmeleri. Orada kalanların haberi yok henüz olup bitenlerden…
Hepsinin dilinden dualar dökülüyor idareye karşı.
Böyle bir huzur ortamı oluşmuş kurumda.
Yönetim değişirse üzüleceklerini söylüyorlar dernek sakinleri.
Bütün bu olup bitenler bakıp da, dernek ve kurucu büyüklerimiz adına endişeli olmamak mümkün mü?
Yoksa bu köklü müessesenin sonu mu geldi? Hepsi birbirinden değerli rahmetli kurucular kurulunun bu ile en büyük armağanı ve eseri olan kurum yaşatılsın istiyoruz, aksi halde onların ruhu incinir…
Bilmem anlatabildim mi?