Ülkemizde derin üzüntü oluşturan PKK terör örgütünün hain tuzaklarıyla şahadet şerbeti içip vatanları için kanlarını akıtıp canlarından olan şehitlerimizin haberleri sonucu oluşan tepkiler, artık kabına sığmaz hale geldi...

Ülkenin hemen her ilinde, kabaran öfkeyle vatanın sahipsiz olmadığını haykıran kitlelerle inliyor meydanlar…

Böyle coşkulu zamanlarda kötü niyetli provokatör zihniyetli ülke düşmanlarının oyununa gelmemek lazım ki, “Haklı iken haksız duruma düşülmesin.”

Evlerinden barklarından terör belası nedeniyle başka illere göç ederek yerleşen ve PKK’nın azgınlığını içlerine sindiremeyen Doğu kökenli vatandaşlarımızın tedirginliğine tanık oluyoruz zaman zaman…

Onların ay yıldızlı bayrak altında ve kardeşçe yaşama arzularına ve bu konudaki samimi tutum ve davranışlarına inanarak derim ki, “Halkımız öfkeyle kalkıp zararla oturmasın.”

Demokratik yol ve yöntemlerle vatanın ve vatandaşın gür sesi olarak meydanlar inilsin ancak bu önemli konu da dikkatlerden uzak tutulmasın...

Yapılacak herhangi bir yanlışlık böyle olmasını bekleyen terör örgütünün değirmenine su taşımak olur ki, telafisi güç sonuçlar getirir ülke gündemine…

Bu son derece önemli ayrıntıyı göz ardı etmemeliyiz asla…

Şehrimizde yerleşip iş-aş sahibi olmuş, kız alıp vermiş, akrabalık bağları oluşturulmuş; makam-mevki sahibi, barıştan, sevgiden, dostluktan yana olduğu bilinen ve böyle olduğunu her fırsatta dile getiren Doğu kökenli vatandaşlarımızı sahiplenme adına, sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz…

İşte bu dostluğu, kaynaşmayı bozmak ve iç karışıklık çıkarma arzusu içerisinde olan hain ve azgın terör örgütüne karşı ikinci bir cephe açmak kimin yararına olacak…

O nedenle diyoruz ki, ölçüyü kaçırmayalım…

Yıllarca birlikte yaşadığımız, sağlıklı ilişkiler geliştirdiğimiz insanları mağdur etmeyelim…

Tepkilerimiz, sesimiz gür ancak demokratik bir anlayış içerisinde olsun…

Parti binalarını, basın kuruluşlarını yakıp yıkmak bu ulvi davaya bir şey kazandırmaz aksine çok şey kaybettirir…