Uzun zamandan beri yazmayı düşünüyordum. Futbol kulüpleri, futbolcular, mili takım  antrenörleri,  federasyon, hakemler, kısaca, mevcut futbol ve sıpor rejimi ile  ilgili olarak.

             Dönen dolaplar, şikeler, futbolculara ve antrenörlere ödenen korkunç astıronomik rakamlar, kulüp başkanları, parti ve mezhep tutar gibi takım tutmalar, hakem hataları ve haksızlıkları,  bunlara tıransfer edilen, devletin ve milletin milyonlarca liraları  v.s.

           Pazar günkü GS-TS maçında yaşananlardan sonra, artık zamanı geldi diyerek, aldım kalemi elime. Haksız penaltı ve  kırmızı kartlar, benim kalemimi taşıran son olaylar oldu.

           Sn.Erman Toroğlu’nun: “Buradan herkese sesleniyorum; belki Trabzonlu değilim ama, bu saatten sonra TS'luyum. Nerden çıktı hocam diyeceksiniz. Anlatıyorum, baktım ki bir takımın hakkı 30 senedir yeniliyor, anladım ki TS, Türkiye'nin en büyük takımıdır ve TS  taraftarı olmakta büyük bir şereftir benim için. Bu şeref bana yeter, artık şerefsizler düşünsün.”  Ve Sakarya-Taraklı Belediye Başkanı Sn.Tacettin Özkaraman’nın: “GS –TS maçına, yanlış kararlar, penaltılar ve kırmızı kartlar damga vurdu. Maçtaki tek doğru karar Sakaryalı Salih Dursun'un gösterdiği karttı.”sabrını taşırdığı gibi.(İ.net’ten )

         Ülkemiz bunca sıkıntının, kuşatılmışlığın altında iken, birde bunlarla ha bire uğraşıyoruz. Yangın vatanın kapılarına dayanmış, içine girmiş, her gün şehit cenazeleri evlere ve tüm ülkeye ateş düşürmüşken, zerre kadar ders almıyor, futbol karşılaşmaları ile yaralara merhem olmak değil, tuz biber ekmeye, yeni haksızlık ve hukuksuzluklarla,  yeni yaralar açmaya, adaletsizlik ve hukuksuzluğu genişletmeye, iç ve dış hain çevreleri memnun etmeye devam ediyoruz.

          Futbol fanatiği değilim ve hiçbir zaman olmadım. Ülkem içindeki tüm takımlara “benim” der, öyle bakarım. Sadece yurt dışında bir maç olur ve milli takım yenerse veya bir Müslüman ülke takımı, yabancı bir takımı yenerse sevinir, çok mutlu olurum.

 

         Ama bizdeki bu futbol rejimini hiç sevmedim,anlamadım, algılayamadım.

         Futbolcuların milyonlarla ifade edilen tıransfer ücretleri, onlara ödenen büyük pirimler, antrenörlere, federasyon başkanlarına, milli takım antrenörlerine ödenen korkunç paralar ( Başbakan ve C.Başkanına ödenen onların yanında gölgede kalıyor), astıronomik maaşlar, kulüplerde dönen dolaplar, başkan olmak için canhıraş yarışlar, belediyelerin ve devletin onlara harcadığı kaynaklar, kulüplere tıransfer edilen açık ve örtülü milyonlarca liralar ve yıllardan beri yapılagelen şikeler, küçük bütçeli takımlara yönelik yanlışlar, hep kafamı karıştırır,hep düşündürür ve üzer beni.

         Bütün bunlar yetmezmiş gibi, takım taraftarlarının fanatik davranışları, parti ve mezhep gibi takım tutmaları, maçlar sonrası yaşanan olaylar, kavgalar, gürültüler, çevre kirlilikleri ve  oluşan husumet ve ayrılıklar.

         Hep düşünürüm!  Ne faydası var ülkeme ve milletime bunların?

         Bütün bu olumsuzlukların yanında, yüzbinleri sıtadlara, milyonları ekran başına doldurarak uyutma ve oyalama dışında, ne faydaları var diye düşünürüm!

         Kulüplere, pırofesyonel futbola ve aynı rejim üzere çalışan tüm sıportif ticarete son verilse mi acaba derim!

         On bir kişi oynayıp, yüz binlerce ve milyonlarca insanın seyretmesi yerine, tabana yayılsa futbol ve tüm sıporlar.

          Seyretme değil, oynasa yüzbinler ve milyonlar. Herkes sıpor yapsa, sağlığa kavuşsa. Tabana yayılsa, millete mal edilse..

           Hem milyarlarca liralık israf durdurulsa, milletin kıt kaynakları çarçur edilmese.   Belli ellerde toplanması, milletin sömürülmesi engellense, millete harcansa bu paralar.

               Şike de ortadan kalkmış, bu ülke için canını vermiş şehitlerimize dahi sağlanmayan imkanlar ( ki en çoğunu şehitlerimiz hak ediyor), bir meşin yuvarlağın peşinde koşanlara sağlanmamış, milyonlarca döviz yurt dışına akmamış olurdu.

               Hele yabancı futbolcu ve antrenör çalıştırmayı, onlara bu ülkenin alın terini akıtmayı hiç anlayamadım, içime sindiremedim. Al yabancıyı, oynat ve kazandım de, öylemi! Biz mi, Türkiye mi kazandı, yoksa yabancılar mı?

               Ben öyle düşünüyorum dostlar, siz ne dersiniz bilmem.

               Tümü lağvedilsin bunların, oynasın herkes futbolu ve yapsın diğer sıporları.

               Bütün il ve ilçeler de, mahalle ve köyler de gönüllü takımlar olsun. Hatta, kurum ve kuruluşlara kadar yaygınlaşsın. Kendi aralarında müsabakalar yapsınlar.

               Devlet sadece onlara alt yapı yapsın. Ticaretten, şikeden,haksızlık ve hukuksuzluklardan, haksız kazançtan, kara paradan, kurtarılsın futbol.

               Herkes sıpor yapsın. Hem erisin göbekler, sağlıklar düzelsin.

               Bu işe de,TS ligden çekilerek başlansın, öncülük etsin.

               Bu ülkenin, bu milletin, ümmetin  başka can alıcı işleri, çok sorunları var.

               Futbol takımları, bu sorunlar içinde son sırada bile değil!