Gazetemiz yazarlarından İbrahim Damar ve Camili Mahallesi Muhtarı Yunus Özçelik ile sohbet ediyoruz…

Laf lafı açtı ve konu, uğruna birlikte mücadele ettikleri “Yenikent’in kalkınmasına” gelip dayandı…

O sırada, gazetemizde köşesinde her hafta ilginç bir konuyu gündeme getiren, ülkenin ve ilin dertleriyle dertlenen bir sivil toplum örgütü lideri olan Adapazarı Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu’nun “Üretici pazarları” başlıklı yorumu üzerinde duruyoruz…

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da sitemine yol açan “sebze meyve fiyatlarının tarla ile pazar arasındaki büyük farkı” üzerine gelişti sohbet…

Karaman, Camili, Korucuk yani Yenikent’in nüfusunun 100 bine merdiven dayandığı biliniyor…

Burada, baro binası yerine geniş kapsamlı “Organik ürünler pazarı” kurulsa daha isabetli olunacağı kanaati oluştu…

Yöreyi, merkezi ve etrafındaki yerleşim alanlarının günlük, haftalık, aylık, mevsimlik sebze meyve, süt ve süt ürünleri, tavuk ve yumurta gibi temel gıda maddelerinin ilk elden pazarlandığı bir “Organik köylü pazarına” şiddetle ihtiyaç olduğu üzerinde duruldu…

Böylece sağlanacak hareket ve buna bağlı bereket, sadece Yenikent’e değil, tüm ile ve civarına inanılmaz canlılık katacaktır...

Yenikent ve etrafındaki tarlalarda üretilen lahananın toptan bir liraya alınıp, pazarlarda 3-5 liraya satılması, enflasyon denilen canavarın üremesi için en uygun zemini oluşturuyor…

İlimiz, ilçeleri ve çeşitli tarımsal ürünleriyle zenginlik arz ederken; pazarlarda fiyatların böylesine yükselişi organizasyon bozukluğunun sonucu değil midir!

Hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyacak tedbirler alınmadıktan sonra, geçilir mi sanırsınız bu alandaki fiyat farklılığının yani enflasyonun önüne…

Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu ve Camili Muhtarı Yunus Özçelik ile İbrahim Damar, Vilayet binasına yakın yerdeki geniş alana ülkemizin pek çok ilinde mevcut ve giderek sayıları hızla artan “Organik  ürünler pazarı” diğer bir deyimle “Köylü pazarı” kurulmasının her açıdan, üreten ve tüketen yönüyle son derece yararlı bir halk hizmeti olacağı üzerinde birleşiyordu…

Oraya baro binası ki yöreye hiçbir getirisi olmadığı ve olmayacağı görülen yapılaşma yerine Yazlık, Evrenköy, Alandüzü, Salmanlı, Nasuhlar, Karaman, Camili, Korucuk ve oralara yakın yerlerde üretilen sebze-meyve ve hayvansal gıda ürünlerinin  ilk elden pazarlanacağı geniş kapsamlı ve tabanlı bir “organik ürünler pazarı” kurulsa, en azından haftada iki kez, son derece yararlı bir hizmet gerçekleştirilmiş olur…

Bu tür yapılaşmalar ülkenin farklı illerinde mevcut iken, biz böyle müsait yerleri beton yığınlarıyla doldurmanın peşine düşmüş gidiyoruz…

“Kooperatifleşmenin” önemine değinen Hamdi Şenoğlu “Biz üretmezsek Türkiye aç kalır” derken, ne tür bir tehlikeden söz ediyor dersiniz!

Bu konuda, bilirkişi olan Hamdi Şenoğlu’nun önerilerine kulak vermek, sanırız son derece yararlı olacaktır.

Evet…

Hem ucuz, hem kaliteli, hem de organik ürünler elde etmenin ve pazarlanmanın, bilmem bir başka yolu ve yöntemi var mı!