Cumhurbaşkanlığı seçiminin startı verildi. Bir yanda Başbakan Tayyip Erdoğan, diğer yanda Ekmeleddin İhsanoğlu. Başka hesaplar doğrultusunda aday olduğu veya gösterildiği için Selahattin Demirtaş’ı saymıyorum bile.
**
Ekmeleddin İhsanoğlu, her yönüyle dolu, bilgili, kültürlü bir insan. Bu belli. Ancak, cumhurbaşkanını halkın seçtiği böyle bir ortamda, alt yapısı sadece CHP ile MHP’nin ittirmesiyle oluşan İhsanoğlu’nun, alt yapısını ve de provasını bıkmadan usanmadan on üç yıldır yapan Tayyip Erdoğan karşısında şansı ortada. Erdoğan’ın öyle veya böyle bir işaretle toplulukları yerinden oynatırken, İhsanoğlu’ndan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin bile hareket ettirmekte zorlandığı kendi tabanlarını aynı çeviklikle hareket ettirmesini beklemek ne kadar sağlıklı olur, bunu da sizin yorumunuza bırakıyorum.
**
Aslında Başbakan Erdoğan'ın çok fazla ön plana çıkarıldığı son yerel secimler, cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk provasıydı.
**
Bu şehirden örnek vermek gerekirse; Bakan Ayşenur İslam’dan milletvekillerine, Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan ilçe belediye başkanları seçmenden, ‘Projelerini göstererek’ değil, ‘Oyunu bozun’ diye oy istemişti. Yani açık olarak, cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu 30 Mart’ta atılmıştı!..
**
Kim ne derse desin bu seçimlerde Erdoğan bir değil, birkaç değil, üç-beş adım önde. Belki de daha fazla. Erdoğan’ın ilk turda cumhurbaşkanı seçilmesine şaşırmam. Sürpriz olursa 24 Ağustos’ta banko. İşte tam bu noktada sorular yoğunlaşmaya başlıyor.
**
-Başbakan Erdoğan elleriyle büyüttüğü partiyi kime teslim edecek?
-Başbakanlık koltuğunu kime teslim edecek?
**
Aslında kıyamet cumhurbaşkanlığı seçimlerinde değil, işte o kulvarda kopuyor. Erdoğan’ın partiyi teslim edeceği ortam içindeki isimler arasındaki kıyamet. Herkes biliyor ki Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ın isimleri aylar önceden Erdoğan tarafından silindi. Partilerini kapatıp, Erdoğan’a biyat eden ve genel başkan yardımcısı olarak görev yapan iki isim de çizildi. Ve aslında, Başbakan Erdoğan’ın, köşke çıkmadan partiyi ve başbakanlık koltuğunu teslim edeceği isimler o kadar azaldı ki, elemeli tur gibi her gün eleniyorlar.
**
Ama iki isim var ki; Erdoğan için vazgeçilmez durumundalar. Biri Binali Yıldırım, diğeri Ahmet Davutoğlu. Bana göre Tayyip Erdoğan, bu ikiliye önemli görevler yükleyecek. Bana göre; Binali Yıldırım başbakanlık koltuğuna, Ahmet Davutoğlu’da partinin koltuğuna oturacak.
**
Daha açık şöyle anlatayım; Binali Yıldırım Genel Başkan ve Başbakan olacak. Ancak, parti işlerine hiç karışmayacak. Cumhurbaşkanı ile hükümet arasında bir köprü olacak. Ahmet Davutoğlu hükümette görev almayıp, ‘Genel Başkan’ yetkisi içinde genel başkan yardımcısı olacak ve partiyi Davutoğlu yönetecek.
**
Yani, cumhurbaşkanı seçildikten sonra Erdoğan, hükümet ve bakanlarla ilgili düşüncelerini Başbakan Binali Yıldırım ile partiyle ilgili görüş ve düşüncelerini ise Ahmet Davutoğlu ile paylaşacak.
**
Bu durumda, ‘Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı. Eski partisiyle bu tür ilişkiler içine girmesi Anayasaya aykırı’ diye düşünenler olabilir. Aykırı-maykırı. Siz, cumhurbaşkanı seçildikten sonra Erdoğan’ın geride kalanlara, ‘Partiyi ne yaparsanız yapın’ diyeceğini mi sandınız. Bunun mutlaka bir yolunu bulur ve partiyi de hükümeti de sürekli kontrolü altında tutar diye düşünüyorum.
**
Ancak, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından sonra, kimi başbakan yaparsa yapsın. Kimi partinin başına getirirse getirsin, kendi dönemindeki gibi bir başarının sürmesi mümkün değil. Kendi döneminde tüm seçimleri üst üste vurduğumuzda yüzde elli gibi bir rakam çıkıyor. Ne yaparsa yapsın, uzaktan kumandayla aynı yüzdeyi yakalaması mümkün değil. Ancak, partiyi de, başbakanlığı da kime verirse versin bazı dezavantajları da olacak gibi görünüyor.
**
Geçenlerde bir televizyon programında Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili fikirler açıklanıyor. Eleştiren de var, ‘hakkıdır’ diyende. Programın konuklarından biri de Türkiye’nin önde gelen anket şirketlerinden SONAR’ın başkanı Hakan Bayrakçı. Biliyorsunuz Bayrakçı’nın başında olduğu SONAR tüm seçimlerde sonucu en yakın tahmin eden bir şirket. Hatta son yerel seçimlerde Ankara-İstanbul-İzmir sonuçlarını yüzde 00.1 sapmayla en doğru tahmin eden şirketti.
**
Hakan Bayrakçı o programın sonlarında, ‘Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yapılacak 2015 genel seçimleriyle ilgili öngörümü paylaşmak istiyorum’ dedi ve aynen şunları söyledi, ‘Sayın Başbakan, cumhurbaşkanı seçildikten sonra, başbakanlık koltuğuna bir ismi oturtacak. Ben size söyleyeyim, bu isim kim olursa olsun en geç dört ay içinde araları bozulacak. ‘E, ben başbakanım, benim de düşüncelerim var’ diyecek. Bu kişi Erdoğan’a ne kadar biyat etmiş isim olursa olsun böyle bir sorun mutlaka yaşanacak. Ve sonuçta; 2015 seçimlerinde AK Parti 25-26 seviyesinde kalıp, iktidarı kaybedecek…’ Yani diyor ki, olaya nereden bakarsanız bakın, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra AK Parti, eski AK Parti olmayacak. En azından başarı seviyesinin mevcut noktalarda kalamayacağı görülüyor. Ancak; 2023 hedefini de unutmamak lazım..
VALİ H. AVNİ COŞ İLE
İLGİLİ İZLENİMLERİM
Önceki gün gazete yöneticileri olarak Vali Hüseyin Avni Coş tarafından kabul edildik. Kabulün, son derece samimi bir ortamda geçtiğini söyleyebilirim. Vali Coş konuşmaya başlayınca, içinizde, kalbinizde, beyninizde hiçbir peşin hüküm bırakmıyor. Adana’da görev yaptığı dönemin son periyotlarında medyaya da yansıyan bazı provoke olaylar aklımdayken karşısındaki koltuğa oturdum. Birkaç dakika içinde içimdeki gereksiz şüphe ortadan kalktı. Gereksiz diyorum çünkü; az buçukta olsa insan bir ‘acaba?’ çekiyor. Öyle olmadığını buradan her Sakaryalı’ya, her Sakarya’da yaşayana bunun altını çizmek isterim. Vali Coş, gibi biraz yorgun görünse de, bu şehri, bu şehrin sorunlarını, bu şehrin ülkeye ve dünyaya yansıması gereken güzelliklerini hızla tanıma arifesindeydi. Ki, çok sısa sürede de ‘tanıma’ süresini aşıp, gerekenleri yapmaya başlayacaktır. Yukanıda Vali Coş’u biraz yorgun gördüğümü söylemiştim. Bunun nedenini de Ramazan zannetmiştim. Değilmiş. Sonradan öğrendim ki, gece 22.00-23.00’e kadar makamda Sakarya’yı daha çabuk tanımak adına çalışıyormuş. Kolay gelsin Sayın Vali…