Boşuna söylenmemiş, “Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer” sözü…

İlimiz deprem kuşağı üzerinde kurulu…

Küçük adacıkların bir araya gelmesiyle oluşan şehre, “Ada-Pazarı” denilmesi, bu nedenledir…

Bundan dolayı şehrin konuşlandırıldığı topraklarda, zemin sıvılaşması yoğundur…

Her 20-30 yılda biriken ve sıkışan enerji patlamasıyla oluşan büyük depremlerin faturasını, kriterlere uymayan yapılaşmalar nedeniyle halkımız ödedi ve ödemeye de devam edecek…

Ara sarsıntıları saymazsak 1943, 1967 ve 1999’daki büyük depremler bize “Depreme göre yaşayın” ikazı yapıyor sürekli…

Aradan geçen sürede yaşanan o büyük acılar ve kaybedilen servetlere rağmen, şehirde yine çok katlı bina yapma arzusu depreşiyor zaman zaman, ne hikmetse…

Sanırım Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu da bu doğrultuda gelen taleplerden yılmış ve ağzı sütten yanan bir belediye başkanı olarak bu önemli soruna farklı açıdan yaklaşmış…

Hemen hemen tüm gazetelerin manşetine taşınan sözleriyle Toçoğlu, adım adım yaklaşmakta olan tehlikeden yola koyulup toplumu uyarma gereği duymuş anlaşılan…

“Evini, deprem ve inşaat kurallarına uygun yapacaksın...

Zira bilinir ki imarın şakası olmaz...

Yenikent bu açıdan, yani zemin emniyeti yönüyle çok katlı yapılaşmaya uygun…

Merkezde çok katlı yapılaşma düşünenler ise Yenikent’in sağlam zeminini tercih etmeli”

Böyle demiş Zeki Başkan

Fena mı!

Hayır…

Geçmişin acılarından yola çıkıp, geleceğin mutluluğuna işaret etmiş…

Rant anlayışı ile çok katlı yapılaşmaya açılırsa yeniden şehrin imarı, Başkan Toçoğlu’nun da belirttiği gibi iyi bir iş yapılmış olmaz…

Eğer çok katlı yapılaşma düşünülürse, haberde de belirtildiği gibi işaret edilen bölge Yenikent’tir…