Öğrenmenin yaşı yoktur.
Hayatın hangi noktasında olursanız olun birileri sizin zihninize bilgi kırıntılarını ince ince işler.
Ne kadarı işinize yarar bu bilgilerin orası ayrı bir muamma fakat işlenir işte…
Artık bilgiye ulaşmak da çok kolaylaştı.
Parmaklarımızı biraz oynatınca dünyanın uç noktasından gelen haberi öğrenmek mümkün. Otuz saniyelik joker hakkında en zor sorunun cevabını bulmak veyahut…
Lakin bilgi kapmak yerine insan, kendisine olduğundan fazla bir anlam yükleyerek “bilgi” dağıtmayı tercih ediyor.
Sosyal “paylaşım” sitelerinin bize “ne düşündüğümüzü, nerelerde olduğumuzu, ne yiyip içtiğimizi sorması gibi…
Sürekli paylaşma derdindeyiz ama maalesef sadece egomuzu…
Konumuz sosyal “paylaşım” sitelerini yermek değil ve bunu yazarsam riyakârlık yapmış olurum.
Günümün çoğunluğunu bu âlemde geçirmemden müsebbip yakışmaz.
Konumuz zihnimizin ne kadar faydalı bilgi ile dolduğu…
Aslında günümüz gençliğine çok kızmamak lazım.
Çünkü biz evinin vitrine sadece görünsün diye ansiklopedi dizmiş üstüne dantel koymuş neslin, çocuklarıyız…
Günümüz şartlarındaki tembellik ile o günlerdeki tembellik arasında tek fark bilgiye gidiş mesafesi kadardır…
Geçen hafta eleştirdiğimiz “eğitim sisteminin” çürük meyvelerinden biri de bu durumdur. Sadece şahsi kazançlar için zoraki eğitim gören (bu durum sadece devletin değil halkında kusuru) toplum olarak tabi ki faydalı bilgi almaya gönülsüz olacağız…
Dünyayı ben mi kurtaracağım mantığı ile salaş yaşıyoruz hayatı.
Belki dünyayı kurtarmayacağız ama “kendi dünyamızı” kaybetmenin ne anlamı var?
Sanat, sanat için midir, halk için midir paradoksuna eğitim çevre için midir, şahıs için midir kardeşini ekleyebiliriz…
Bilgilenmek için günümüzün en yaygın aracı bilindiği üzere “internet”…
Lakin internet üzerinde çoğu bilgi yanlıştır söylemleri kulağımızda ve dilimizde.
Bunun nedeni her türlü insanın rahatça kullanabilmesi.
Misal özgür ansiklopedi sloganıyla kullanılan çok meşhur bir adreste ufak bir göz gezdirildiğinde bilgilerin çok kolay değiştirilebileceğidir.
İnsan var ise hata yapma oranı artar.
İnternet âlemi bunun dezavantajını yaşıyor.
Kitap halindeki ansiklopediler uzman kişiler tarafından hazırlandığını düşünürsek doğru bilgiyi tabi ki uzmanlardan tercih edilmesi olağandır…
Yaşamak için cama bakmaya mahkûm hastalardanız maalesef.
En yaygın hastalık ne kanser ne aids ne de kobani; cama bakma mahkûmiyeti…
Bu hastalık beyin fonksiyonlarımızı öldürmüyor lakin robotlaştırıyor…
O sebeple zihnimizi tedavi etme süresi geldi hatta karantinaya alınma zamanı…
Allah’a (c.c.) emanet olun…
e-mail : [email protected]