Uzunçarşı ve Orta Cami esnafının eli hep yakamda…
Böyle giderse daha uzun yıllar da öyle kalacak...
Orta Cami’nin restorasyonu başlayalı ben deyim aylar, siz söyleyin yıllar gelip geçti de alınan yol sanki bir arpa boyu…
Başlayıp bitirmek gibi bir özelliğimiz kaybolmuş…
Deniliyor ki, “Karınca adımlarıyla ve dostlar alışverişte görsün türünden yürütülen sözde çalışmalarla, Uzunçarşı’nın yenileşmesi ile Orta Cami’nin onarımı için şöyle anlı şanlı bir çeyrek asır geçmesi lazım…”
Esnafın her görüşte “Niye yazmıyorsun?” diye tekrarladığı incitici sözlerine cevap yetiştirmekte inanın büyük sıkıntı yaşıyorum…
“Devletin işi böyle” deyip yüreğimize su serpen insan sayısı yok denecek kadar az…
Büyükşehir Belediyesi Uzunçarşı’da başlattığı yenileşme çalışmada ilk bölümü, esnafı rahatlatacak şekilde neden kısa sürede bitirip “işte örnek” diye halka sunmaz, anlamak mümkün değil…
Hal böyle olunca ve etrafa yayılınca inşaat malzemeleri ne belediye suçlanmaktan ne de biz yakamızı esnafın elinden kurtarabiliriz…
Bilmem halkın hissiyatına tercümen olabildik mi konuyu gündeme getirmekle, bir kez daha…
Aksi de olsa biz görevimizi yapalım, kurtaralım geçici de olsa yakamızı esnafın elinden…
Bilmem ne derece anlar yetkililer, öfkesi kabarmış çarşı esnafının dilinden!
İşi yavaştan alan ya da böyle olmasına yol veren yetkili etkili herkese, “iri dikenli kaktüsler” gönderelim istedik Bizim Bahçe’den…
FUTBOLDA GİDENLERİN DÖNMESİ YARAR DEĞİL, ZARAR GETİRİR
Sakaryaspor hangi grupta ya da ligde nasıl olursa olsun, marka değeri ve geçmişi itibariyle kredibilitesi yüksek bir takımdır…
İster Süper Lig’de olsun isterse de bugün bulunduğu konumda…
Bu özelliğini hâlâ koruyan bir takımdır…
Bunu sporla ilgilenen futbolsever herkes böyle bilir ve böyle değerlendirir yeşil siyahlı kulübü…
O nedenle deriz ki “Bu forma farklıdır”
Onu giyebilmeyi başaran her futbolcu ülke liglerinin vitrinine çıkar, hele de eteğinde dökeceği taşı, mutfağında yiyeceği aşı varsa yükselişi, şöhrete ulaşması da o derece hızlı ve kolay olur…
Sakaryaspor’da oynamak, her futbolcu için şans ve paradan önce gelecek bir kazançtır…
Yeter ki bu renkli kulübün mazisini, taraftarını, futbola ve futbolcuya verdiği değer bilinsin, ona uygun hareket edilsin…
Sakaryaspor’da oynayıp da yükselen futbolcuların yeni kulüplerinde yakaladıkları her zenginliğin altına yeşil siyahlı yapı taşları döşenmiştir…
Gittikleri kulüplerde başarılı ya da başarısız olan futbolcuların geri dönüşlerine sıcak bakmam…
Giderken çok iyi düşünmeli ve hesabı bir daha geri dönmemek üzere yapmalıdırlar…
Zira dönüşlerinde ne eski randımanı verebilirler ne de aradıklarını bulabilirler…
Bu konuda örnek çoktur…
Bunun istisnaları olabilir mi derseniz…
Olumsuz değildir cevabım ancak bilin ki istisnalar kaideleri bozmaz…
Bütün bunları yazmamın nedeni, yuvadan kopan ve mutluluğu başka takımlarda arayan Sakarya orijinli futbolcular yerine, başarıya aç, formasına aşık, amatör takımlarda ve kendi altyapısında oynayan yetenekli gençlere şans tanınmalıdır...
Onları, takımı ateşleyecek ve tribünleri dolduracak tanınmış birkaç usta oyuncuyla harmanlamak, başarı için yeter de artar bile…
Aykut, Oğuz, Turan, Rahim, İlker, Recai, Osman, Ercan, Hakan ve ismini hatırlayamadığım oyuncular hep böyle zamanların suladığı çiçekler olarak açtılar sahalarda…
Bu doğrultuda atılacak adımlarda başarı dileğiyle Başkan Gürses ve arkadaşlarına Bizim Bahçe’den Yeşil siyah laleler” gönderelim istedik…