Sapanca’nın zümrüt yeşili manzarası ile süslü bir botanik bahçede gerçekleşti tasavvuf musikisi ziyafeti…

Nejat Tezcan evini minik bir konser salonu haline getirmiş…

Haftanın belirli günlerinde topladığı dostlarıyla meşk eder durur…

Musikinin her türlüsü bende farklı izler bırakır…

Mevlevi dedesi olan kadim dostumuz Nejat Tezcan’ın bu özelliğimi bildiğinden olacak böyle sihirli gecelere davetini kaçırmamaya özen gösteririm genellikle…

Yine öyle güzel bir gecede buluştuk Sapanca’da, ıhlamurlar altında…

İşte bu gecede tanıştım Hazreti Mevlana’nın 18. kuşaktan torunu Neslipir hanım ve değerli bilim adamı eşi Prof. Dr. Ahmet Günel Sayar ile…

O gecede Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Poyraz ile sevilen, gönüldaş valilerimizden, artık Sapancalı sayacağımız Hasan Duruerve Adapazarı sevgisi bilinen Orhan Alimoğlu’nun da katıldığı unutulmaz bir tasavvuf ikliminin içerisinde bulduk kendimizi…

Ev sahipliğini Botanik Çiçekçilik firmasının işletmecisi, Sapanca’nın tanınmış işadamı Mustafa Bilgin yapıyordu…

Program Nejat Tezcan’ın dokunuşu sonrası gerçekleşen sofra gülbangı ile başladı…

Onu segâh tekbir, sebt-i umumiye ve ism-i azam duaları takip etti…

Adapazarı Belediyesi eski meclis üyelerinden Sinan Çileli’nin okuduğu Fetih Suresi ile oluşan esatiri iklim gece boyu sürüp gitti…

Damak zevkinin doruğa çıktığı sofra sonrası başlayan musiki ziyafetinin mimarları hiç kuşkusuz ilimizce tanınan müzisyenler olarak Vecahat Koç ve oğlu Doç. Dr. Ferdi Koç oluyordu…

Uyumlu ve de coşkulu bir grup halinde icra edilen hicaz ve neva makamındaki eserlerden sonra hep bir ağızdan eşlik edilerek okunan Esma-i Hüsna ile coşku adeta zirve yapıyordu…

Tam 25 yıldır bu topluluğa aşk ve şevkle ve de ailece kucak açan eski gazeteci, Mevlevi dedesi Nejat Tezcan ve arkadaşlarına hak ettikleri “peygamber çiçeğini” göndermesek sanırım hata yapmış oluruz…

Grup bir başka akşamda buluşmak üzere dağılırken, icra edilen birbirinden enfes eserlerle yaşadığımız bir sihirli gece kalıyordu geride…

 

NİHAT ÇETİN’E GEÇMİŞ OLSUN

Sapanca sadece gölü ve birbirinden nefis meyveleri ve de yeşil tepeleri ile değil bağrından çıkardığı ünlü futbolcuları ile gündeme gelen ünlü bir ilçemizdir…

Terzi Zeki, Sarı İsmail, Didi Nizam, Beşir Belat, Musa Çetiner, Azmi ve İsmail Tavşan gibi bizim kuşağın tanıdığı futbolcular arasında en ünlülerinden biri de imparator Oğuz Çetin’in babası Nihat Çetin idi…

Ankara Gençlerbirliği ve şehrimiz Şekerspor’da oynadığı futbolu unutmak mümkün değil…

Ancak böyle bir babanın öyle ünlü bir futbolcu oğlu olurdu diyebiliriz Oğuz için…

Nihat Çetin’in futbolunu bilenler ve maçlarını izleyenler gerçek imparator olarak söz ederler ondan…

O nedenle derler ki Nihat Çetin bugün oynasa yeri ülkemiz değil dünyanın en büyük takımları olurdu…

Bütün bunları efendiliği yanında, ortaya koyduğu klası ile Oğuz Çetin’i küçültmek için değil, aksine onun başarısındaki sırrı ortaya koymak için belirtmek istedim…

İşte o bir zamanlarda rakip savunmalar için adeta durdurulması zor usta futbolcusu Nihat Çetin’in yaşı 80’lere yol aldı…

Teklemiş yorgun yüreği…

Haber geldi, İzmit’te bir hastanede tedavi altına alındıktan sonra stent takılmış kalbine…