Oruçlu ağızlardan dökülen şu sözler mübarek Ramazan ayının boğucu sıcaklara rağmen sorunsuz, zevkli ve de son derece hızlı bir şekilde geçtiğini gösteriyor...

Bir ay süreyle mideleri istirahate alan oruçlu ağızlar, bayramın birinci gününü ruhuna uygun şekilde yaşayıp boğucu sıcaklardan kurtulmak ve serinleyebilmek ümidiyle mesire yerlerine, denize kıyısı olan ilçelere, bazıları ise yeşili tercih edip yaylalara çıktı...

Ve bayram günleri de tıpkı Ramazan ayında olduğu gibi gelip geçti son sürat ve dönüldü işin başına yeniden...

Trafik, bu özel ve anlamlı günlerde oluşan vasıta kuyruklarıyla hayli sıkıcı oldu...

Ülkenin hemen her yerinde yolların düzgün ve geniş olması dahi, vatandaşların trafik çilesine derman olamadı...

O nedenle kazalar geçmişe oranla azdı...

Gidiş yolunda yaşanılan izdiham, dönüş sırasında da aynıydı...

Şehrimizi Karasu, Kefken, Kerpe ve Cebeci gibi sahil beldelerine bağlayan yollarda uzayıp giden kilometrelerce vasıta kuyruğu, dönüş esnasında da yakaladı, bayram günlerini alışılmışın dışında evinde değil de tatil havasında geçirenleri...

Neyse ki eski bayramlarda yaşanan büyük trafik kazaları, bu defa sanırım “Hız” kesilince zorunlu olarak ve elde olmayan nedenlerle, can ve mal kaybı da o ölçüde az oldu...

Bunun yanında aynı hava, boğulma olaylarında da kendini hissettirdi...

Bugüne kadar denizlerden gelen boğulma haberleri eskisi kadar çok değildi...

Gönül ister ki gerek trafik kazalarından ve gerekse denizlerden, göllerden üzücü haberler hiç gelmesin...

İşte böyle özel günlerin kendine has birtakım riskleri vardır...

Kimine bayram mutluluğu getirir, kimine ise elemi, kederi...