Sevgili okurlar,

Günler akıp giderken, şahit olduklarımız dudaklarımızı uçuklatmaya devam ediyor.. Başta ülke meseleleri olmak üzere, yakın çevremizdeki olaylara da tanıklık etmek, bizleri şoke ederken, bu olaylardan ders almamız gerektiğini hiç düşündünüz mü?

-Adına Yavuz Sultan Selim Köprüsü dediğimiz, yeni bir eserin açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım ile katılımcılar tarafından gerçekleştirildi.

İstanbul’un inci gerdanlığı olarak bilinen İstanbul Boğazı, havadan üçüncü defa bir farklı gerdanlık tarafından Asya ve Avrupa’yı birleştirdi..

Bu açılış coşkusuna elbette üzüntülerimiz de damga vurdu:

-Bir kere Cizre’deki o hain saldırıda 11 vatan evladı şehit oldu,78 vatandaşımızı da yaralandı.

 Bomba yüklü bir kamyon hainler tarafından üzerimize gönderildi. Yüreklerimiz dağlandı. Acılar göğe yükseldi. Feryatları duyan var mı?

-Hemen önünde Gaziantep’te bir kına gecesinin daha küçük bir canlı bomba tarafından vurulmasına ne dersiniz?

İnanılacak gibi değil, daha 12,13 yaşındaki küçük bir çocuğun eline bombalar verilip, düğün heyecanı yaşayan ve kına gecesi coşkusu içinde olanların içene saldılar!

Bu canilik, bu ne barbarlık?

Bu ne acımasızlık, bu ne kin, bu ne öfke?

Ey Yarabbim, bu masum insanların günahı ne?

-Yine ajanslara düşen bir başka haber, hepimizi derinden üzdü. Anamuhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konvoyuna Artvin’de saldırı oldu. Bir askerimiz şehit edildi!

Belli ki, terör örgütleri birleşerek, ülkemizin her yanını kan gölüne çevirmek istiyor!

Belli ki, şer örgütler birliktelik sergilemeye başladılar!

Belli ki, bu hain bebek katilleri bize daha uğraştıracaklar, bizi, bize düşürmenin planlarından vazgeçmeyecekler..

Anlaşılan  bu milletin tokadını yemeden götlerinin üzerine oturmayacaklar..

-Tüm bunlar olurken, şanlı Mehmetçiğimiz sınır ötesi operasyonlar için Suriye topraklarına girdi. Bunun anlamı elbette büyük. Tüm sabırlarımızı  zorlayan insanlıktan nasibini almamış bir dini terör örgütü olan IŞİD’e ve PKK Terör Örgütü uzantısı YPG’ye haddini bildirmek üzere askerlerimiz Suriye topraklarında..

Esad Rejimi karşıtı Özgür Suriye güçlerine yardım ederek, bölgeyi terör örgütlerinden temizlemeye başlayan Mehmetlerimizin Allah yardımcısı olsun!

‘Fırat Kalkanı’ adı verilen hareketin yankıları sürüyor..Beklenmedik bir anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu baskını önemsenmeli..

Tarihe adını yazdıran Türklerin öyle kolay teslim olacağını, yıkılacağını, pes edeceğini sananlar aldandıklarını görmenin şaşkınlığı içindeler..

Onları 15 Temmuz 2016 Darbe Kalkışması gecesi şaşkına uğratan bu millet, her zaman destan yazmaya hazırdır..

Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çıkaranları kahramanlık destanlarını bilmeyenlere bu ‘Ceraplus Hareketi’ ders olmalı!

Türkiye sözünü söylemeden Suriye’de kimse bir oldu-bittiyi Türk Milleti’ne dayatamaz..

Türk’e kefen biçenin sonu kötü olur!

Hiç denemesinler!

İşte bu bağlamda Başbakan Binali Yıldırım’ın, yıllar içinden gelen o sözü tekrarlaması,’ Ya İstiklal, ya Ölüm’, boşuna değildir!

Yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘ İri olacağız,diri olacağız, bir olacağız’ mesajı çok anlamlıdır..

Ey bu topraklar, bu bayrak ve bu ezanlar için toprağa düşmüş asker, gözün arkada kalmasın!..

Bu millet, senin kanını, ahını yerde koymaz!

Sen bu ülke topraklarında rahat uyu!

Düşmana, er-geç haddi bildirilir..

 

TUZU, ŞEKERİ PAYLAŞMAK..

Sevgili okurlar,

Geçtiğimiz hafta içinde Marmara Bölgesi’nin bir başka cennet köşesi, Balıkesir’in ilçelerinden Ayvalık, Edremit yöresinde dostlarla buluştuk..

Balıkesir Merhaba Gazetesi sahibi Semra Aman Akyürek ve muhterem eşi iş adamı Kamil Akyürek ve çalışanlarının misafiri olduk.

Akyazılı iş adamı ve Karaçalılık Köyü eski Muhtarı Yılmaz Çetin ve muhterem eşleri Beyhan Çetin, eşim Fatma Cinal ile birlikte ağırlandık.

Kaz Dağları eteğindeki Mıhlı Şelalesi koynunda ızgara, çay keyfi ve birliktelik yaptık. Oraya gelenlerle tuzu, şekeri, buz gibi suda soğutulan karpuzu paylaşmanın keyfini yaşadık..

İnanınız bunca Avrupa ülkesi gördüm. Böyle tuzunu, şekerini, hatta kendisi için buz gibi suda soğutulan karpuzu paylaşan bir ülke insanı görmedim!

Ülkemin bu güzelliklerini yaşarken, duygulanmadım değil..

Bu hasletler, bu güzellikler bizi yere yıkmaya çalışanlara bir mesaj göndermiyor mu?

Mıhlı Şelalesi vadisinde buluşan Balıkesirli, Batmanlı, Erzurumlu, Elazığ,Trabzon ve Sakaryalıların, piknik beraberliği, güzelliği içinde Sakarya’ya döndük..

 

AH BE KARASU!

Sevgili okurlar, bu güzelliklerden maada bir başka güzelliği de hafta başında Karasu’da yaşadım. Karasu İlçe Belediye Başkanı Sevgili Mehmet İspiroğlu’nun bir çay içimi konuğu oldum. Sohbete Avusturya, Almanya ve diğer ülkelerden vatandaşlarımızda katıldı.

Söz dönüp dolaştı, adı fındık beldesi olarak anılan Karasu’ya geldi.. Karasu artık,bir fındık beldesi olmaktan öte,bir turizm, bir sanayi,bir ticaret merkezi olma yolunda..

Karasu Yenimahalle’de küçük bir balıkçı restoranda, yeni Sözen taze balıkların tadına bakarken, bir yandan Karasu’yu konuştuk. Başkan İspiroğlu, gelecekten çok umutlu.Hele de Karasu’dan, Karasulalardan..’Hayallerimin ötesinde bir Karasu ile karşı karşıyayız’ diyen İspiroğlu, yapılacaklara da dikkat çekerek, beni Karasu’da gezdirdi. Bana Karasu’yu anlattı.

Bn biliyorum ya, sizler için söylüyorum:

Karasu’nun ege sahillerinden bir eksiği yok. Aksine fazlalıkları var. Karasu’da deniz sezonu da öyle kısa değil. Mayıs ayı sonundan başlayan ve Ekim ayı başlarına kadar devam eden bir sezon söz konusu..

Tatilin, sadece deniz olmadığını bilenler, ne demek istediğimi biliyorlar ya, sizlerde bilesiniz istedim.

İnanın, İstanbul’un ve diğer kentlerin dibindeki Karasu, geleceğin hayal kentlerinden biri olacak..

Bu kente, belediye, büyükşehir, valilik kadar, özellikle Karasulu iş adamları, Ekşioğulları, Arslan İnşaat, Filiz Fidan, Sivişoğulları ile diğer iş adamı ve girişimcilerimiz büyük yatırımlar yapıyor..

Limanı, tren yolu, Kuzey Batı Karadeniz oto yolu, otomobil fabrikası ve balıkçı barınağı ile de büyük ivme kazanacak Karasu’ya yatırım yapmak, geleceğe yatırım yapmaktır..

Ülkemize sahip çıkmak, çevremize sahip çıkmak ile eşdeğerdir..

Ne mutlu Sakarya’nın binbir güzelliklerinin farkında olanlara…

Bir başkadır benim memleketim!

Yaşayanlara, yaşatanlara, sahip çıkanlara selamlar olsun!