Tıpkı bizim gibi İsmail Gürses de kısa süren 10 günlük umre seyahatinden dönmüş…

Cuma akşamı geç vakitte yurda gelen Başkan İsmail Gürses birkaç saat uyuduktan sonra, soluğu Ankara 19 Mayıs Stadı’nda almış…

Sakaryaspor deplasmanda Ankara’nın güçlü ve dişli takımı Hacettepe ile zorlu bir maç yapacaktı…

Uyku gözlerinden akıyordu…

Hemen arkasındaki basın locasında izlerken karşılaşmayı, gözüm bir yandan sahada, diğer taraftan ön sıralarda oturan yöneticilerde idi…

Karşılaşma başladı…

Sakaryaspor’un daha ilk çeyrek dakikada “Biz bu maçı kaybetmeyiz” diyen bir mücadele ortaya koyduğunu gördüm…

Her an gol atılacak derken Burak bir pozisyon hatasıyla kırmızı kart görünce, puan adına kötümser duygular oluşuverdi içimizde bir anda…

Ancak zaman ilerledikçe Hacettepe’nin duran toplardan oluşan birkaç karambol atağı dışında, kalecimiz Ercüment belki de en rahat maçlarından birini çıkardı denilebilir…

Buna karşın karşılaşmada gol olabilecek birkaç pozisyon yakalayan yeşil siyahlı futbolcular,Hacettepe’yi 10 kişiyle yenersek ayıp etmiş oluruz” dercesine fırsatı tepince, bu defa beraberliğe razı bir tempoyla oyunu yavaşlatıp Başkent’ten yenilmeden dönmeyi yeğledi…
Karşılaşmanın dörtte üçünü 10 kişi ile oynamak zorunda kalan Sakaryaspor’da ara transferde alınan üç oyuncu da forma giydi…

Onları alıcı gözle izlerken Bugsaş’tan alınan Cenk’e bayıldım…

Maçın golsüz bitmesinde en büyük pay sahibi olan Cenk Kaplan’ın, Sakaryaspor’a iki yılda çok faydalı olan ve golleriyle daima hatırlayacağımız Zafer’i andıran fiziği, hareketli ve çabuk oyun anlayışıyla, takımına ümit ediyorum ki katkısı büyük olacak…

Sakaryaspor’da herkes tek puan adına vazifesini yaparken, ön plana çıkan oyuncu yönüyle Cenk Kaplan’ın dışında göze çarpan olmadı…

Öte yandan hazırlıksız olduğu her halinden belli olmasına rağmen Batuhan’ın rakip savunmayı meşgul etmesi, zaman zaman takımın nefes almasını sağladı...

İlerleyen haftalarda Batuhan’ın, yılların tecrübesi ile çok daha yararlı olacağına inanıyorum…

Yeter ki o da buna inansın…

Ve maç bitti…

Baktım idareciler ve maçı izlemeye gelen taraftarlar sanki böyle bir sonuç bekliyormuşçasına rahat…

Ankara’ya hızlı trenle gittim…

10.06’da Arifiye’den bindiğim tren yer yer saatte 255 km. hıza ulaşarak Ankara Yeni Garı’na ulaştığında saat 13.10’u gösteriyordu…

Dönüş için bir gün sonraya biletim vardı…

Maç sonrası Başkan Gürses, “Arabada yer var” deyince, dönüşü erkene alıp Başkan Gürses ve iki yöneticiyle ile şehrin yolunu tuttuk…

Hem 15 gün önce döndüğüm umreyle hem de maçla ilgili sohbet ederken, yaklaşık iki saat içerisinde kendimizi şehirde bulmuştuk…

Başkan, ara transferde alınan üç oyuncudan da çok şey bekliyor…

Her zamanki iddialı hali gözlerden kaçmıyor…

Anlaşılan umre öncesindeki yorgunluk ve stresini kutsal topraklarda bırakıp moralli ve zinde dönmüş…

Dileyelim bundan sonrası çok daha rahat geçsin ve başarı için ne gerekli ise ortaya koymanın karşılığını alsın…

Gelecekte bizi bekleyen güzel, özel ve rahat günlere ulaşsın takımımız ve takımıyla yatıp kalkan Başkan İsmail Gürses….