Güney Asya’ da ve Hindistan’nın doğusunda ve  içinde yer alan Bangladeş, 160 milyonun üzerinde olan nüfusuyla, Endonezya, Pakistan ve Hindistan’dan sonra, en fazla Müslüman nüfus barındıran ve 147570 kilometre kare yüzölçümü ile de nüfus yoğunluğu bakımından dünya da ilk sıralarda yer alan, dünyanın en fakir ülkeleri arasında bulunan ve halkı %89 oranında Müslüman olan bir ülkedir.

            Nüfusunun geri kalanı, büyük ölçüde Hindu ve Budist’tir.

            1971 Yılına kadar Pakistan’a bağlı ve bu ülkenin “Doğu Pakistan” eyaleti iken, 26 Mart 1971’de ayrılıkçı terör ile bağımsız bir devlet olarak dünya haritasında yer almaya başladı. Daha önceleri ise İngilizlerin Kıta Hind’ine bağlı Bengal eyaleti idi. Yani, uzun yıllar İngiliz sömürgesi olarak ve İngiliz emperyalizminin kurbanı olmuş bir ülkedir.

            2009 Yılından beri, ŞEYTAN İMPARATORLUĞU İngiltere ve Hindistan desteğinde, başbakan Hasina Vecid tarafından yönetilen Bangladeş’te iktidar laiklerin ve Hinduların elindedir. Resmi adı Bangladeş Halk Cumhuriyeti’dir.

            Ülke de Müslümanlar büyük çoğunluk olmalarına rağmen, iktidarda bulunan ve İngiltere ve Hindistan’ın desteğiyle ayakta duran laik despotların ve yine azınlık olmalarına rağmen iktidarda etkin olan  Hinduların büyük baskısı altındadırlar.

            Ülke de Müslümanların örgütlü yapısı olan “Cemaati İslami” yöneticileri ve alimler tutuklanmakta, hapsedilmekte ve önderleri idam edilmektedir.

            İslam düşmanı, dış güçlerin piyonu laik despot Hasina, Cemaati İslami üyelerini neden asıyor?

          1971 yılında batının desteklediği ayrılıkçı hareket, Pakistan’dan ayrılıp bağımsız Bangladeş kurmak için iç savaş çıkarttığında, Cemaati İslami üyeleriyle birlikte dönemin İslam alimleri ayrılamaya karşı durmuşlardı. O dönemin gazete ve dergilerinde yayınlanan meşhur sloganlarda Müslümanlar, “DAHA ÇOK BİRLİK OLMAK YERİNE, NİYE DAHA UFAK PARÇALARA BÖLÜNÜYORUZ” diye sloganlarla ayrılmaya karşı durmuşlardı.
           2013 Aralık ayında idam edilen  “Şehit ABDULKADİR MOLLA” ve yine idam edilen “Şehit MUHAMMED KAMERUZZAMAN,” ayrılıkçı iç savaş sırasında birleşmeyi telkin ettikleri için(  1971’de en doğru hareketi yaptıkları halde ve aradan yarım asır geçtiği halde) savaş suçu işlemekle suçlanıyorlar ve bu sebeple asılıyorlar.

          Geçtiğimiz hafta da Cemaati İslami liderlerinden “RAHMAN NİZAMİ’yi”  idam ederek şehitler kervanına katan Bangladeş’te, siyasal iktidarda bulunan  Hasina’nın başbakan olduğu laik hükümet, koşulsuz olarak seküler bir sistemin hakim olması gerektiğini savunuyor ve Cemaati İslami üyelerinin, sekülerizm için tehlikeli olduklarını kabul edip, Cemaati İslami liderlerini sırayla idam ediyorlar. 
         Hasina Kimdir?
         Bangladeş Kurucu Cumhurbaşkanı olan Mucibur Rahman’ın kızı olan Şeyh Hasina Vecid, 6 Ocak 2009’dan bu yana Bangladeş Başbakanı’dır. 2009’da Hindistan’ın büyük desteğiyle iş başına gelen Hasina’nın en büyük destekçisi, sömürgeci İngiltere ve Hindistan’dır.Hiç şüphesiz empreryalist Batı ve siyonistlerdir.

         Bangladeş’te dikta uygulamalarıyla gündemden düşmeyen Hasina hükümeti müslüman halka ve Cemaati İslami Hareketine insanlık dışı yaptığı zulümleriyle tanınmaktadır.Babasının ve ailesinin intikamını almak hırsıyla hareket etmektedir.

        Asya’da ve Bangladeş’te  müslümanların bastırılmış bir potansiyel gücü var.          İnkılap, meşru ve seçim yollarıyla iktidara gelebilir ve bölgede başta İslam olmak üzere bir çok alanda ihya dalgası başlatabilirler. Ancak müslümanlar baskı altında kaldıkları için şu anda pasif durumdalar. Cemaati İslami bölgenin tamamında müslümanları harekete geçirebilir ve Hindistan başta olmak üzere çevre ülkelerde batı yanlısı iktidarları devirip yerlerine İslami partiler kazanabilir. Bu sebeple herhangi bir bahane ile Cemati İslami üyelerini asarak kendi iktidarlarını koruyorlar.

               İslam Aleminin içinde bulunduğu vahim durumdan istifade ederek, dumanlı ve sisli havayı değerlendirerek, sadece Batının, İngiltere ve Hindistan’ın istemediği, müslüman olmaktan ve  bölge müslümanlarının birliğini savunmaktan başka suçu olmayan şehitler kervanına, dünya ve müslümanların suskunluğu arasında “NİZAMİ” de katıldı.

               Filistin, Afganistan, Irak, Arakan, Suriye, Mısır, Libya, Yemen,Doğu Türkistan, Karabağ, Çeçenistan, Kırım ve tüm Afrika Müslümanları ve hatta ülkemizde vahşi teröre kurban giden şehitlerin unutulduğu bir dönemde, Bangladeşli Müslümanları kim hatırlar ki !?

               Nizami’yi, şehitler kervanına katılan Bangladeşli mücahidleri, rahmet ve minnetle anıyor, asla unutmayacağımızı ilan ediyor, “Kahrolsun emperyalizim… Kahrolsun  siyonizm  ve yerli işbirlikçileri..… Kahrolsun tüm zalimler” diyoruz.