Herkesin bakmadığı yönden bak dünyaya. (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
Malum televizyonda sadece belgesel izleyen bir toplumuz… Diziydi, evlenme programıydı bunlar çıkınca hemen kanal değiştiririz… O programları kim izlerse artık? Peki, belgesellerde kimin yanındayız?… Yani bir aslan, ceylan kovalarken hangi tarafı tutuyoruz?… Cevapları duyar gibiyim… Tabi ki ceylan… Ya karnı aç olan aslan o ne olacak?
Yaşıtlarımın çok izlediği absürd komedi dizisi Leyla ile Mecnun dizisi sebebini bilmediğimiz şekilde yarım bırakıldı. Diziyi gerçekten izlemedim ama konusuna ve karakterlerine bir şekilde hâkim olduğum dizinin oyuncuları başka diziye başladılar. Yeni dizinin ilk bölümünün son sahnesinde Leyla ile Mecnun dizisinin bitmeseydi nasıl final yapacağını açıkladı senarist ve zekâsına hayran kalmamak elde değildi. Çünkü absürd komedi olan dizinin finali sadece üç dakikalık sahnede anlatılıyor ve benden ve eminim izleyenlerin çoğundan, hüzün gözyaşları dökülmüştür… (Bir yerlerden bulun izleyin lütfen videoyu…)
Bir atasözümüz koyun can derdinde kasap et derdinde der… Ve kasaba “cani” damgasını vurur. Tamam, yaşama hakkı en kutsal şeydir lakin… Buradaki mesele koyunun canını almak değildir kasaplık mesleğini icra etmektir. Yaşanılan olayda “amaç” önemlidir… Hz İbrahim Peygamberin (a.s.) amacı oğlu Hz. İsmail (a.s.)’i öldürmek olmadığı gibi… Amaç en önemli değerinden Allah (c.c.) yolunda vazgeçmektir… Bu yüzden bıçak Hz. İsmail(a.s.)’in boynunu kesmedi ve gökten koç indirildi…
Bu üç paragrafın birbiri ile ne bağlantısı var diyebilirsiniz… Normal bir durum… Hemen açıklayayım. Zihnimiz aklımız veya nefsimiz bize hep aynı yöne bakmayı öğretmiştir. Belli bir kalıplar ve onun doğruluğuna inanıyoruz ve o yöne hareket ediyoruz bazen… Yolumuzu değiştirmiyoruz çünkü çoğunluğa göre hareket ediyoruz… Sürü psikolojisi anlayacağız…
Bazen gerçekleri, yalnızca aklını imkânsıza açtığında bulabilirsin.
Fringe (TV Dizisi 2008)
İzleyenler bilir… İlyas Salman ve Şener Şen’in başrol oynadığı filmde “Banker Bilo” filminde Şener Şen (Maho) İlyas Salman’ı (Bilo) defalarca kandırır. Ve her seferinde “tamam yaptım ama sor bir neden yaptım” repliği hafızalardadır… Hep bir nedeni vardı Maho’nun… Söyledikleri yalandır ama inandırmak meseledir. Belki de inanmaktan başka çaresi olmayan ya da inanmaya alışmış Bilo hep kanar Maho’nun yalanlarına… Hayatta böyledir işte her şeyin bir nedeni vardır… Doğru veya yalan olması mühim değildir, inandırabilmek asıl meseledir…
Doğanın bir akışı var. Aslanlar ceylanları kovalayacak. Dertleri sadece karın doyurma olacak. Biz ise daha narin olduğu için doğanın kuralına üzüleceğiz… Kendi menfaatimize harcadığımız canları düşünmeden…
Hastalıklar olacak. Kimi insanlar maalesef sadece tek bir odada ve koltuktan kalkamayacak bir halde olacak. Ama bir senarist onun zihin dünyasındaki gelişmeleri bize 103 bölüm boyunca kahkaha attırarak izlettirecek. İçindeki yasa boğacak hüznü biz şok etkisinde öğreneceğiz…
Köfteleri, etleri afiyetle yerken koyunun canı aklımıza gelmeyecek lakin yediğimiz etin sahibi olan hayvan, kesilmeden önce kasaptan kaçsa bizde elinde satırla hayvanı kovalayan kasabı görsek yapıştıracağız atasözünü “Koyun can derdinde kasap et derdinde…
Tüm bunlar hayatın bir parçası… Bizim bu parçalara hangi renk gözlükle ve hangi bakış açışıyla baktığımız önemli. İnsanoğlu bir şeylere inanmak ve inandırılmak zorundadır. Herkesin bir bakış açısı vardır ve şok duş etkisini yaşamadan o açının doğruluğundan asla şüphe etmeyiz… Allah (c.c.) bizi hep doğru açılara getirsin inşallah… Allah’a (c.c.) emanet olun…
e-mail : [email protected]