Sevgili okurlar,
Türkiye’deki gelişmeler, ses hızı ile değil, ışık hızı ile bize ulaşıyor..Gözümüz aydın! Türkiye’nin bir de ‘ Akil Adamlar’ adlı bir konseyi de oldu..
Nereden, nereye?
Yıl 1983, ya 1984..
Güneydoğu’nun talihsiz kaderi içinden Abdullah Öcalan adında bir öğrenci çıkıyor ve yeni bir ideoloji bulgusu ile silahlı mücadele başlatıyor..
Kimine göre, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına, kimine göre Che Guevara’ya özenmiş ve Marksizmi, Leninizmi benimsemiş bu genç adam, etrafına topladığı gençlerle sol ideolojilerin iflasından sonra, yeni bir yol tutarak, ’Kürtçülüğü’ keşfediyor..
Kendi ifadesiyle yol çıktığında, bir tabanca 9 mermileri vardı..
Bir tabanca,9 mermi!
Ve 1983 yılından bu yana yaşanılanlar, acılar, gözyaşları, kaybettiklerimiz..
Göçe zorlananlar, yolu kesilip kurşuna dizilenler..
Kaçırılanlar, baskında şehit edilenler, bir pusuda noktalanan hayatlar..
İşte bu döneme damga vuran şehit anneleri, babaları..
Gaziler..
Yetim şehit çocuklar..
Meğer bütün bunlar, sırf ‘kültürel haklar’ içinmiş!
Bu ele silah almalar, dağa çıkmalar, adam öldürmeler, asker kaçırmalar..
Sırf ‘Kürt’ aidiyetinin,’Türklük’ karşısındaki eşitliği içinmiş..
Biz Kürtleri, Türklerin dağda yaşayanları olarak bilirdik..
Hatta alay konusu bile oldu, Türklerin dağda yaşayanlarının, karlı, buzlu bir ortamda yürürken, ‘kart-kurt’ diye ses çıkaran kardeşlerimiz olarak bilirdik..
Ama ne kardeşlik ha!
35 Bin insanı mezara gönderen, eline silah alıp dağa çıkan, yol kesen, adam kaçıran, öğretmeni, din görevlisini, askeri, köy muhtarını, köy korucusunu, sivili acımasızca kurşuna dizen kardeşlerimiz!
Ne kardeşmişler be!
Ben bu dağlarda, yürürken ‘kart-kurt’ diye ses çıkaranları kardeşliğini tercih ederim.
Keşke bu dağda gezenler de ‘ kart-kurt’ diye ses çıkarabilselerdi..
Bahaneleri ise hepten komik!
Şu ‘ TC’ devleti var ya..
Şu ‘ İnkarcı’ sistem..
Bu’ işkenceciler’ baba!
Ya da ‘ bizi yok saydılar’ teraneleri..
Bu sistemli propaganda, masum köy gençlerini kandırmalar,aldı yürüdü ve bugünlere geldik..
İçimizden birileri çıktı,’ yaptık be, inkar ettik be’ler le bizi de kandırmaya kalktılar..
Anadolu’nun diğer yörelerinde yoksulluk içinde olanları unuttular..
Vatan,bayrak,millet sevgisi içinde devletine sadakatte bulunanları umursamadılar..
Şimdi onlara ‘Akil adamları’ göndereceğiz..
Bu ‘akiller’ onlara ne diyecek ki?
* * *
Türk’e kefen biçen, ölümü hak gören kardeşlerimiz!
İnsanın, ister istemez aklına, o dizeler geliyor;
‘Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
İsteme benden makber!’
Şiiri çok seven siyasilerimizin de aklına geliyordur, bu dizeler!
Hele de, Çanakkale sırtlarındaki o dizeler;
‘Dur yolcu!
Bilmeden gelip bastığın bu toprak,
Bir devrin battığı yerdir!’
Doğru, Türkiye’de bir devir kapanıyor!
‘Türklük’ anayasadan siliniyor..
Tabelalardan ‘TC’ kaldırılıyor..
Bu Akillerden ‘ biri de bayrak değişse ne olur diyebiliyor?
Bunlar hep Türkiye’de oluyor!
* * *
Sözü derinleştirmeden hemen söyleyelim; Bu eline silah alıp dağa çıkan, yani bugün artık ‘ Sayın’ ilan edilen ve bir dönem ‘ teröristbaşı’ olarak anılan Abdullah Öcalan’ın,’ Bir tabanca,9 mermi ‘ ile yola çıktığı ve bugüne getirdiği bu hareketin, tüm günahı ve sevabı siyasilere aittir.
Evet, sabun köpüğü gibi su yüzüne çıkan siyasilerimiz..
Kimi, bu hareketin öncülerine ‘ iki bucuk eşkıya’ dedi!
Kimi,’ Kürt realitesini tanıyoruz ’dedi!
Kimi,’ AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer’ dedi!
Kimi de, ‘APO’yu bir gün kucağımıza bulduk’ dedi!
Bunlara hep kulak astık, dinledik ve bugünlere geldik..
Bunca milletin vekili dururken, bu ‘akiller’ ne yapacak ki?
Şimdiden karşı görüşleri bastırmalar başladı..
Kardeşim, senin ‘akillerini’ başım üstüne kabullenmek zorunda mıyım?..
Hem de bunca olan bitenden sonra!
* * *
Şimdi bu süreçte,’akil adamlarımız’ oldu..Ve bu ‘Akil’ adamlar listesinde bir Sakaryalı, Şemsi Bayraktar dikkatimizi çekti..
Hani Sakarya’dan, bu listede biri olmasaydı, ne düşünürdünüz bilmem!?
Kısacası hoş olmazdı!
Gerçi bazı illerin bu listede temsilcileri yok ama, Sakarya farklı..
Sakarya, Kurtuluş Savaşı’nda, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, hep askeri ve sivil, siyasi önderler çıkarmış bir il..
Keşke, bu sayı daha çok olsaydı, olabilseydi..
Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ı yakinen tanırım. Son yıllarda ülkemizin yetiştirdiği ender değerlerden biridir..Siyasi bir analize gerek yok. Şemsi Bayraktar, yıllardır, Ankara’da duruşu ile Türk çiftçisini başarı ile temsil etmiş, bu temsiliyetin ötesinde, her kesimden övgüler almış, takdir toplamış bir Sakaryalı..
Keşke bu listede adı yer alanlar, Şemsi Bayraktar gibi olsalar..
Birçoğunu medyadan tanıyoruz..
Bu ünvana inanın ki layık değiller?..
Dedik ya, ülke farklı bir süreçten geçiyor..’Akil’ insanlara bu süreçte görev düşecekse, çok önemli..
Ama bu liste, bu gündem oluşturulmasıysa, siyasetin bir parçası ise, Türkiye’ye yazık olur!..
Herkes, her kesim yöneticiler gibi düşünmek zorunda değil..
Bu liste, Türkiye’de sürekli oyalanan vatandaşlarımızın, gözünü boyama, siyasi olarak onları bu süreçte ‘ barış’ adına kullanmaksa, helal olsun!
Ama Kaz’ın ayağı öyle gözükmüyor!
Meclise seçip gönderdiklerimizi devre dışı bırakan, hele de iki ana muhalefet partisini dışlayan bu süreç, ister istemez bizi gelecek açısından endişelendiriyor..
İlimiz Sakarya’dan siyasi açıklamalara baktığınızda, bu endişe ve kaygıların ne kadar haklı olduğunu görmemek için, gözlerinizin kör olması gerekir..
Sadece, Yeni Sakarya’nın veb-sitesine bile göz atmanız yetiyor, artıyor bile!
Önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Sakarya’nın duayen, iz bırakan siyasilerini, şahsiyetlerini ister istemez özlüyoruz..
Evet, Türkiye’nin ‘Akil’den öte,’ Bilge’ insanlara ihtiyacı var! Gittikçe ‘mongolleşen’ bir toplum içinde’ Bilge’ insanlara ne çok ihtiyaç var, ne çokoook! Hatta daha ileri gidersek, partizanlık yapmayan, takım tutar gibi siyasi parti militanlığı yapmayan, ülkeye, beldeye hizmet için aşk ile çalışan, her gün hava basmayan, rakiplerini karalamayan, siyasi söylemleri ile gönül kırmayan, parti etiketi taşımayan, taraf tutmayan insanlara ihtiyacımız var.
Bakalım siz Sakarya’da kaç ‘akil’ adam bulabileceksiniz?
‘Silahtan öte, eşkiyalıktan öte, ayrımcılıktan öte, etni -siteden öte, partizanlıktan öte, bu topraklarda birlikte yaşamaya, kardeşçe, sevgiyi, barışı egemen kılmaya varız’ diyebilecek akil adamlara selam olsun!