Abdest kelimesinin anlamı Farsçadan gelmekte olup; Ab: su, Dest: el kelimelerinden oluşarak el suyu anlamına gelmektedir. Abdest' in Arapçadaki anlamı ise Vudu. Manası ise temizlik, güzellik, parlaklık demektir. Yazının Arapça şekli Latin harfleri ile yazılamadığından özür dilerim. Bazı alimler abdestin vazedilen sırayla alınmasının şart olduğu bazıları ise sırada sapma olduğu takdirde abdestin tam olacağına dair hükümler vermiş. Detayı ise Din alimlerinin işi. Benim değil.Bizler konuya başka türlü bir izah getirebilir miyiz ? Düşündüğümde aklıma gelen şu oldu. Acaba Abdest bir tövbe midir ? Çünkü önce ellerimizi yıkadığımızda ellerimizle yaptıklarımızdan ağızımızı yıkadığımızda söylediklerimizden, burnumuzu yıkadığımızda ,  aldığımız kokudan , yüzümüzü yıkadığımızda ise gördüklerimizden , başımızı mesh ettiğimizde düşündüklerimizden ,kulaklarımızı mesh ettiğimizde duyduklarımızdan tövbe mi ediyoruz ? Neden olmasın dedim. Eğer bu şuurla abdest alıp ve sonra namaza durursak daha samimi hareket ettiğimiz anlamı çıkartılabilir. Her an girebileceğimiz iki kapı mevcuttur. Birincisi Ahiret kapısı. Ömrümüzün nerede ve nasıl son bulacağı bizce meçhul. İkinci kapı Huzur-ı İlahi kapısı . Bizim hep kullandığımız kapı bu kapı . Beş vakit durduğumuz kapı . Madem ki abdestsiz namaz olmaz. O kapının eşiğinde bağışlanma dileği ile duruyorsak sağlam bir tövbe ile durmamız lazım. Adına da namaz denmiş ise ve o namaz müminin miracı ise o zaman tövbeyi günah işlediğimize inandığımız organlar ile de yapmamız lazım . Yalnız lisan ile değil. Kendi hayatımda hatalarımın en büyükleri dilimi tutamadığımdan kaynaklanan hatalar diye düşünüyorum. Olur  olmadık yerde kullandığımız dilimiz ve iğne ile kazanılanı dilimizle kaybettiğimiz hatalar. Belki de ellerden sonra ağzımızı yıkamamız bundandır. Bir de el alem ne der ? Mantığını bırakıp mülkün sahibi ne der ? Diye düşünsek belki daha az hata yapabiliriz. Hayatımızı tanzim ettiğimiz bütün el alemlerin dedikleri bizlere ne kadar faydalıdır? Ciddi olarak düşünülmesi lazım gereken bu .  Çünkü denilenler denmiş. Olanı anlamamız yeter. Sıra uygulamada. Mülkün sahibinin ve onun gönderdiği muhteşem elçisinin gösterdiği gibi .